Çakacağız ama onların istedikleri yere değil

A -
A +

"Çak istediğin yere"... Öyle mi? İsteğimiz yere mi, yoksa istenilen yere mi? Siz de inanıyor musunuz, istediğimiz yere çaktığımıza? Hakikaten istediğimiz yere mi çakıyoruz, yoksa istenilen yere çakıp, istediğimiz yere çaktığımızı mı zannediyoruz? Ne dersiniz? Nasıl da anladılar bizim çakmağa aşık bir millet olduğumuzu. Ve "çak" dediler hem de "istediğin yere." Böyle bir isteğe nasıl "hayır" derdik. Çaktık bre çaktık, hem de ne çaktık! Önceden çaktığımız yerde gül biter, çaktığımız yere altın gülle düşer, hedefimiz kızıl elma olurdu. Şimdiyse çaktığımız yerde silinmez lekeler kalıyor. Tarih sahnesine çıkmamızla birlikte çakmağa başladık... Hem de şimşek gibi. Bir çaktık bizi Çin sınırında, Çin'in doğusundaki Büyük Okyanus kıyısında gördüler. Son çakışımızda Viyana kapılarında görenlerin aklı başından gitti. Binlerce yıllık insanlık tarihinde görülmüş şey değildi böyle bir çakış... Çin-Büyük Okyanus kıyısında çaktıktan kısa bir zaman dilimi sonra Viyana önlerinde çakmak. Akıllar alası değildi böyle bir hızı, böyle bir çakışı. Bu çakış, Avrupa'yı dehşete düşürdü. Viyana' sonrası çakışımızın Paris'te olmaması için gerekli tedbiri aldılar. Viyana sonrası yine çakmağa devam ettik, ama her çakışta geri düştük, sonunda Anadolu'da zor tutunduk. Viyana kapılarından sonra çakışlarımız ne yazık ki şimşek gibi olmadı. Yine çaktık, ama çakışımız düşüşe oldu. İstediğimiz yere çaktığımızı zan ettik ancak istenilen yere, istenilen şekilde çaktık. Viyana kapılarına giderken çakıyorduk hem de şimşek gibi ama nefsimizin arzusuyla değil, en güzele, en iyiye, şehitliğe kızıl elmaya kavuşmak için Gönül erlerinin, kalem erbabın yol göstermesiyle kılıcımızı çaktık. Kalem, gönül ve kılıcın birlikteliğinden nice güller açtı. Sonra, Viyana önlerinde çakmamızdan rahatsız olanlar devreye girdi. Kalem, gönül ve kılıç birbirinden ayrı düştü ve geri çakış başladı. Bugünlerde yine "çak istediğin yere, istediğin şekilde" diyorlar hem de en mukaddeslerimizi kullanarak, "şehitlerimiz, bayrağımız, vatanımız için" denilerek. Çakacağız, çakacağız ama onların istediği yere, istediği şekilde değil. Çakacağız, kalem ve gönlün gösterdiği yere, birliğe, dirliğe, kardeşliğe, nice bin güzelliğe. Yine göstereceğiz, kalem, gönül ve kılıcın beraberliğini. Çakışımız, kardeş kavgasına, ölüme değil dirliğe, insanlığın unuttuğu güzelliklere olmalı. Ölmek kolaydır, zor olanı hayatta kalarak kırk bin dolar milli geliri, kaybettiğimiz altın gülleyi bulmak için çalışmaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.