Rıdvan Dilmen F.Bahçe Teknik Direktörü!.. Sevinelim mi, üzülelim mi? "Geçmiş geleceğin aynasıdır" deyip, anlaşmayı "Vaziyeti kurtarma operasyonu" ya da "Denize düşenin son çırpınışları" diye mi yorumlayalım? Sakın, Dilmen''in F.Bahçe''nin başına getirilmesine karşı olduğumuzu sanmayın... Aksine, bu yanlış operasyonu, taşın kuşa çarpması olarak değerlendiriyorum. Bu yönetim, farkında olmadan doğruyu bulmuştur. "Karar doğruysa, eleştiri niye?" diyeceksiniz. Kaygımız, samimiyetsizlikten. Aziz Yıldırım ve ekibinin ilkesizliğinden; günü kurtarma uğruna her şeyi feda etmesinden. Böyle bir yönetime kim, nasıl güvenebilir? On gün önce beyaz dediğine on gün sonra siyah diyen bir anlayış nasıl başarılı olur? HHH Abdullah Kiğılı, F.Bahçe''nin üst yönetimdeki ikinci adamı... Bu satırların yazarının da, bu yönetimdeki en samimi dostu... Futbol Federasyonu Başkanlığı dönemindeki yıpranmışlığına rağmen Kiğılı yönetici olarak, en çok güven ve saygı duyduğum insan... O insan, bir ay öncesi Kalyon Oteli''nde son 10 yılın istatistiklerini de vererek diyordu ki, "F.Bahçe bugüne kadar ne çektiyse, istikrarsızlıktan çekti. Bana sorarsanız, Löw''ü bırakmak hatadır. Çok çalışkan, genç, bilgili ve hırslı biri. Takımı, futbolumuzu da tanıdı. F.Bahçe''ye gelecek sezon çok faydalı olur!" Bu sözleri ilk ağızdan dinleyin, ardından F.Bahçe Yönetim Kurulu''nun "Hocamıza güvenimiz tamdır" açıklamasını okuyun ve olanlara tozpembe bir yorum getirin. Bu mümkün değil... Yıldırım yönetimi bu kararla Rıdvan Dilmen ve arkadaşlarını, Löw''ü bitiren gladyatörlerin önüne attı. Fakat farkında olmadan da doğruyu buldu. Gerçi harekâtın amacı, F.Bahçe içindeki malum çevreleri memnun etmektir, "Siz istediniz, biz de yaptık" kolaycılığıdır. Tepkimiz bunadır, yoksa ne Rıdvan''a ne müstakbel menecer Cemil Turan''a, ne Şenol Çorlu ve de Engin İpekoğlu''na... Rıdvan''la çok eskiye dayanan bir dostluğumuz var. Turan, Çorlu ve İpekoğlu''yla öyle. Onların, her hangi bir takımda tek başlarına ya da birlikte başarılı olabileceğinden hiç şüphemiz yok. Fakat, F.Bahçe herhangi bir kulüp değil. Üç kumalı ev gibidir... Pişmiş aşa su katanı çok olur. Rıdvan''ı sezon içinde rahat bırakmazlar. Bıraksalar, F.Bahçe''yi de tutamazlar ya... Endişem bu yüzden... Sıkıştığında Löw''ü kirli bir mendil gibi kenara atan bu insanların yarın aynı şeyi Dilmen ve arkadaşlarına yapmayacağını kim garanti edebilir? Endişem, UEFA''da zaten vukuatlı olan F.Bahçe''nin Löw''ün kapı dışarı edilmesiyle bir yara daha almış olmasından. Endişem, Rıdvan ve ekibine görev verenlerin tam yetki vermeyecek olmasındandır. Endişem, Murat Bölükbaşı gibi gençlerin şampiyonluk uğruna harcanacak olmasındandır. Endişem çoktur... Endişeleri yok edecek olan ise bu yönetimin bir taahhütname hazırlamasıdır. O taahhütnamede demelidir ki, şartlar ve sonuçlar ne olursa olsun Rıdvan Dilmen''in yanındayız. Başka türlü bu yönetime güvenmek mümkün değildir.

