Kaydet
a- | +A
"Şampiyonluk mu, unut gitsin!.. Karizma dediğin şey, bir an için parlayan yıldıza benzer, parlar ve söner... Senin için önemli olan hiç sönmemektir. Bunun da yolu ne kadar şampiyon olarak kalacağını bilmektir!" Bu sözler, boksun gelmiş geçmiş en büyük ismi Muhammed Ali''ye 20.yüzyılın sporcusu seçildiği gün hocasının bir nasihatıdır. ... Hepimizin bildiği gibi Ali, bir zamanlar kraldı!.. Şimdilerde başı parkinsonla dertte!.. Şampiyon, eski sağlıklı günlerine dönebilmek için hayatı boyunca kazandığı maddi - manevi ödülleri fedaya hazır... Ama gideni getirmek zor!..  Sevgili Sinan Şamil Şam''ı alnından öpmek varken!.. Bu hatırlatmayı niçin yaptık ki? Sinan''ın yıllarca çektiği acı dolu günler geldi gözümüzün önüne de onun için... Acılı gün dedik de, deprem afetinin yüreğimizde açtığı derin yaralar depreşti yine... Böyle bir günde Dünya Şampiyonluğu ünvanını kazanan ilk Türk çocuğu olarak hepimizi gururlandırdığı için Sinan''ı yürekten kutluyorum. Ama bir şeyin de altını çizmek istiyorum... Sinan''ı alkışlarken, onun dramatik hayatını ve o dramatik dünyadan bir şampiyon çıkaran gizli kahramanları sakın ola ki, unutmayalım! Öncelikle şampiyon Sinan''dan başlayalım... Kimdir, nedir, nasıl şampiyon olmuştur!.. Sinan öz be öz Türk!.. Karslı bir ailenin çocuğu... 1974 yılında Almanya''da doğdu... Ne var ki, ailevi durumundan dolayı 5 yaşında Türkiye''ye dönmek zorunda kaldı. Özel yaşantısında, burada anlatamayacağım sıkıntılar yaşadı... Ama yılmadı, sabırla, inatla ve azimle çalışarak bugünlere geldi. "Bir elin nesi var, iki elin sesi var" örneğindeki gibi, hocası ve hemşehrisi Mustafa Gündoğdu ile et ve tırnak oldu. Mustafa hoca, sıfır noktasında fark etti Sinan''ı... 1.90 boy, üstün zeka, güçlü atletik fiziki yapı ve sağlam gözlerle hemen diğer boksörlerden ayrılıyordu Sinan... Mustafa hoca onu kendi kulübü TSE''ye aldı... Bir hoca olarak her türlü fedakârlığı yaptı... Fakat, başkaları gibi asla sporcusunun üzerinde yükselmeyi düşünmedi... Spor camiası Sinan Şamil Sam''ı, Boks Federasyonu Başkanı Caner Doğaneli''nin ithal boksörleriyle karıştırdı yıllar yılı... Onu kimi Azeri, kimi Gürcü bildi... Bu sırada Sinan, önce Dünya Gençler Şampiyonu oldu, sonra Bursa''da Avrupa Büyükler Şampiyonası''nda final oynadı ve geçen yıl da Minsk''de Avrupa 3.sü oldu. Uluslararası maç tecrübeleri artan Sinan artık dünya boks kamuoyunun favorileri arasına girmişti... Bundan sonrası, Dünya Şampiyonluğu için ringe çıkmaya kalıyordu. Fakat o da kolay değildi... Final devresi, çok önemliydi... Amerika''da bu işi en iyi bilen dört kişi vardı Sinan''ın yanında... Milli Takımlar Teknik Direktörü Nazif Kuran... Burada biraz duralım... "Bay nakavt!" ünvanıyla da bilinen Erzurumlu Nazif hoca, gerçek bir boks gönüllüsü... Hayatını bu spora adamış, yılın altı ayı 150 milyon lira maaşla kamp kamp dolaşmakta... Bana göre fairplayin ilk adayı... Diğer isim Esat Çelik, Ankara Büyükşehir Belediyespor''un hocası... Üçüncü isim Ahmet Uygur, Türk boksuna Elazığ''dan Hanefi Al''la birlikte nice yıldızlar yetiştiren gerçek bir boksör, gerçek bir hoca, gerçek bir dost. Dördüncü isim Fikret Güneş, F.Bahçe''nin eski sporcusu ve rahmetli İsmet Atıcı''dan sonraki hocası... Özetleyelim... Sinan böyle bir ortamdan şampiyonluk kürsüsüne çıktı... Şimdi gelelim Houston''a!.. "Rezalet!" dediğinizi, "Kübalı boksörler nerede?" ve "N''oluyor bu hakemlere?" diye sorduğunuzu duyar gibiyim. Evet... Ne yazık ki, boks ne kadar asil bir sporsa, bu sporda hakem oyunları da o kadar zirvede... Bizans oyunları her dönemde vardı, yine var. Geçmişte nice şampiyon adaylarımız, bu oyunlara yenik düştü. Şimdi bu kurumun başında Caner Doğaneli, yani bizim Boks Federasyonu Başkanı oturmakta. AIBA''nın 12 asbaşkanından biri Doğaneli... AIBA içindeki 11 komisyonundan en önemlisi olan Kurallar Komisyonu''nda başkanı. Bu komisyonda bırakın başkanlığı Küba ve Amarikalılar dahil herkes üye olmak için bile can atar. Caner böyle bir yerde... Kulislerdeki başarısı ve diplomasideki ustalığına diyecek yok!.. Helal olsun Caner!.. Seni de alnından öpüyorum... Boksörlerimizin alın teri, sayende ziyan olmuyor. Houston''da Kübalılar''ın başına gelenler bizden uzak duruyor... Masadaki gücümüzü gösterdiğin için, bayrağımızın Houston''da dalgalanmasını engelleyecek bütün oyunlara göğüs gerdiğin için seni bir kez daha alnından öpüyorum!.. Ama n''olur, yumruğunu masaya vur ve bokstaki şu dramatik tabloya bir son ver artık... Sen de çok iyi biliyorsun ki, profesyonelliğe izin verilmeyen Küba, amatör boksun rengi, heyecanı, tadı, canı, kanı... Tartışmasız kralı!.. Kübalı boksörlerin bir elini bağla, bir gözünü kapat, yine de kolay kolay maç kaybettiremezsiniz!.. Bu güneş kadar gerçek!.. Ama Houston''da rezaletler doruk noktaya çıktı... Sırf Amerikalılar altın madalya alsın diye, iki olimpiyat şampiyonu Felix Savon, doktor raporuyla ringden ihraç edildi. Rusya''dan Timour Gaidalov dünyanın şahitliğinde avuçiçi vuruşlarla galip ilan edildi Kübalı Juan Hernandez''e karşı, Cuma gecesinin dördüncü maçında!.. Fidel Kastro dahil tüm dünya Küba ile birlikte "Bu büyük haksızlık!" diye boks adına ayağa kalktı, senin de asbaşkanı olduğun AIBA kulağının üstüne yattı!.. N''olur bu ayıba bir son ver artık!..
ÖNE ÇIKANLAR