Dağa adam devşiren kimdi?..

A -
A +

Herkes bekliyor ve barış bekleme odasında…

 

NATO Liderler Zirvesindeki konuşmasında "Rusya hâlâ imparatorluk olarak davranıyor ve Çar İmparatorluğu'nu ya da Sovyet İmparatorluğu'nu yeniden inşa etmek istiyor…” diyen AB Yüksek Temsilcisi Borrell, Avrupa’nın güvenliği için Ukrayna'nın desteklenmesinin elzem olduğunu ifade etmişti.

 

Gelişmeler Borrel’in tespitlerini doğrular nitelikte. Rusya, savaşı bitirmek istemiyor.

 

Erdoğan ile görüşmesinin ardından basın mensuplarına açıklama yapan Zelenskiy “Bizim heyetimizde Dışişleri Bakanı, asker ve istihbarat görevlileri var. Rus heyetinin seviyesi ise bir aldatmaca, karar alacak kapasitede değil. Kukla bir heyet göndermişler…” dedi.

 

Zelenskiy’nin açıklamalarına anında Rusya’dan cevap geldi.

 

Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov “Zelenskiy acınası bir insan. İngilizler Zelenski’yi dünya siyasetinin ormanında bir rehber gibi yönlendiriyor. Özellikle Londra’nın Ukrayna’da barış istediğine dair hiçbir işaret yok…” dedi

 

Lavrov sahnede pek görünmeyen ama senaryoyu yazan İngiltere’nin bölgede yaşananlarla ilgili rolünü deşifre ediyor.

 

İngilizler olayların merkezinde ve boş durmazlar. Son olarak bölgemizde yaşanan terör olayları ile de yakın temasları var: “Gerek İsrail Devletinin kurulması gerekse sonrasında temel stratejilerinin gereği olarak Kürt kartını etkin bir biçimde kullanmaya çalıştılar. Kendilerinin oluşturduğu büyük projeyi, sonrasında ABD ile aktif bir biçimde devam ettirdiler…”(*)

 

9 Ekim 1993 tarihinde Erzincan-Erzurum Karayolu Sansa Boğazı mevkiinde yol kesen PKK militanları, ABD’li Colin Patrick Starger ile Yeni Zelanda vatandaşı Douglas Ellis adlı turistleri alıkoydu. Sözde kaçırılan iki turist 17 Kasım 1993 tarihinde aynı güzergâhta serbest bırakıldı. İki turist(!) ABD’li görevliler tarafından kara yolu ile Adana’ya gitmek istediğinde yetkililer yol güvenliği nedeniyle kendilerine uçakla gitmeleri söylendi. ABD’li yetkili ise “Yol güvenliği sizin sorununuz... Bizim için böyle bir tehlike yok…” demişti.

 

Dünden bugüne tarih, mekân ve aktörler değişse de roller değişmiyor. Çok rahatlar. ABD Başkanı Trump “Biz bir araya gelene kadar hiçbir şeyin olmayacağına inanıyorum. Ben gitmediğim için Putin de gelmez…” diyor.

 

Bazılarının zannettiği gibi terörün aktörleri PKK’dan ibaret değildir. Terörün arkasında emperyalist silah tacirleri ve daha nice şer güçler var. PKK’nın arkasında başta İsrail, Suriye, Irak, İran, Rusya ve hatta görünmeyen güç olarak ABD ve AB vardır. (**)

 

Putin Ukrayna ile yapılan barış görüşmelerinde tavizler vermiyor ve taleplerine bağlı kalmak istiyor. Ukrayna’nın NATO’ya katılmamasını, nükleer silahlardan arındırılması ve askersizleştirilmesini pazarlık masasına koyuyor. Tabii, Kırım gibi ilhak edilen bölgeleri kendi toprak parçası olarak görüyor ve buraları elinde tutmak istiyor.

 

Putin’in yol haritası belli. Tehditlere karşı yeterli bir savunma kapasitesi bulunmayan Avrupa Birliğinin tasarlanan güvenlik çatısı için Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ‘‘Avrupa güvenlik mimarisi yeniden oluşacaksa Türkiyesiz olması mümkün değil’’ ifadesini kullanmıştı. NATO Genel Sekreteri Mark Rutte de "Avrupa güvenliği savunma iş birliği sürecine Türkiye gibi askerî açıdan güçlü ülkeleri dâhil edin" açıklamasını yapmıştı.

 

ABD’nin sağladığı imkânlar Ukrayna’nın cephede elini güçlendiriyordu ancak taşıma suyla değirmen bu kadar döner… Beyaz Saray artık Ukrayna’yı destekleyemeyeceğini açıklarken Trump "Avrupa’nın her ortamda, siyasi ve askerî alanlarda yeteri kadar sorumluluk almayan ABD’nin sırtından geçinen bir kıta olduğunu" dile getiriyor...

 

ABD’nin desteğini kaybetme riskiyle karşı karşıya kalan AB ülkeleri için Türkiye çıkış kapısıdır. O hâlde iyi geçinmeleri lazım!..

 

.....

 

(*) Ahmet Şimşirgil/Cuma Divanı-16 Mayıs 2025

 

(**) Mustafa Necati Özfatura/Tarih Arşivi-22 Eylül 2012

 

 

 

Hikmet Köksal'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.