Geleceğini tek bir kişinin siyasi geleceğine indirgeyen CHP kendi alanını daraltıyor. Bunu nasıl yapacağı ise basit bir operasyon: “Mansur Yavaş seçime girip kazanacak sonra yetkilerini İmamoğlu’na devredip sembolik cumhurbaşkanı olarak köşesine çekilecek…”
Alacaklısı Nasreddin Hocaya sormuş;
- "Hocam, borcunu ne zaman ödeyeceksin?"
Hoca anlatmış: "…Diken alıp koyunların geçtiği yerlere dikeceğim. Dikenler büyüyecek. Oradan koyunlar geçerken yünleri dikenlere takılacak. Ben yünleri toplayacağım. Sonra onları ip yapıp pazarda satacağım. Kazandığım parayla sana olan borcumu ödeyeceğim…"
Adam gülmeye başlayınca Hoca lafı yapıştırmış:
"Eeee, gördün peşin parayı gülersin tabii!..”
İkna olmayanlar için alternatif; Özgür Özel partisinin Mersin mitinginde “Buradan Sayın Erdoğan’a bütün milletin önünde bir büyük teklifte bulunuyorum. Canlı yayında yargılama olacak… Sonra Türkiye’nin bütün anket şirketlerinin ortalamasını alacağız. Eğer İmamoğlu’nun suçluluğuna millet ikna olursa, ben siyaseti bırakıyorum. Olmazsa sen bırakmaya var mısın?..” diyor.
“Yargıyı” canlı yayında kamuoyu yoklamasına taşımayı teklif eden Özel’in bu meydan okumasını, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli “Adaletle yüzleşmekten kaçınma operasyonu. Kanun tanımayan siyasi ve ideolojik bir güruh, devletin egemenlik haklarıyla, hukukun üstünlüğüne fütursuzca kafa tutmak...” olarak değerlendirdi.
Özel’e bu mizah konusu yolu teklif cesareti veren seçeneklerden biri muhtemelen İmamoğlu’nu sahada görme hevesi değil kendi “siyasi geleceğine zemin hazırlama” olduğunu söyleyenler var. Bu hamleleri “…Özel bu mağduriyet hikâyeleri üzerinden kendi kahramanlık hikâyesini kurguluyor. İmamoğlu aday olamazsa CHP Genel Başkanı olarak Özel’in adaylığı en güçlü ihtimaldir…” diyenler de var…
Sahada karşılığı olmayan “yargıyı anketle takas” teklifine Özel’i iştahlandıran bir medya desteği fark edilebilir.
Yıllar önce “en yaygın kitlesel yönlendirme araçlarının” yazılı ve görsel medya olduğunu belirten Malcolm X “Eğer dikkat etmezseniz medya, mazlumlardan nefret etmenize ve zalimleri sevmenize sebep olur…” demişti.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) “vatandaşların dizi ve filmler” hakkındaki şikâyetlerini konu alan bir rapor yayınladı.
Sınıflandırılan 50 bini aşkın inceleme konuları arasında “Kuruluş ve kişileri küçük düşürücü veya iftira niteliğinde ifadeler içeren, tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almayan, toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olan haber bültenlerinin de” yer aldığı belirtiliyor.
Sayın Cumhurbaşkanı, KADEM. 5 Olağan Kurulundaki konuşmasında “Türkiye bir kâbusa gidiyor. Açık konuşmak gerekirse, kendi insanımızın bir kısmının bambaşka dünyalara kapılıp gitmesine engel olamamanın üzüntüsünü yaşıyoruz. Çocuklarımızın zihinleri ve gönülleri; kontrolü tamamen bizim dışımızda olan sanal bir dünyanın tesiri altındadır…” vurguladı… Sayın Cumhurbaşkanı’nın işaret ettiği “hasarlı alan” çocuklarla sınırlı değil. Seçmende bundan nasibini alıyor…
Yargı ile ‘Anket’in rollerini takas etme teklifi mizah konusu olsa da ciddiye alınmalıdır. Her fırsatta “…Seçim yapmaya, bizim karşımıza çıkmaya, bu millete gel bakalım seni kim yönetsin, son kararını ver demeye varsanız, CHP buradadır” diyen muhalefeti iştahlandıran nedir?!.
Hikmet Köksal'ın önceki yazıları...