Her şey iç içe, herkesin kafası çok karıştı... Önce haber verip sonra saldırıyorlar. İzlediklerimiz gerçek bir savaş mı yoksa bir tiyatro mu? …
Amerika Birleşik Devletleri'nin 22 Haziran'da İran'daki üç nükleer tesise saldırısının ardından açıklama yapan İran'ın dinî lideri Hamaney ABD'nin hiçbir kazanım elde edemediğini savunarak Katar'daki ABD üslerine düzenlenen saldırı ile "İran'ın; nükleer tesislerine yönelik saldırılarda ciddi hiçbir şey başaramayan Amerika'nın yüzüne sert bir tokat attığını" söyledi.
ABD Savunma Bakanı Pete Hegseth ise saldırıları "tarihî bir başarı" olarak nitelendirdi.
Herkes galibiyeti(?) sahiplenirken mağlubiyet ortada kaldı!.. Trump kendisini bu savaşın en büyük kazananı olarak görüyor. Yaptığı paylaşımlarda övünerek “İran'ın nükleer kapasitesini yok ettim ve savaşı durdurdum” dese de kendi içinde bile tam inandırıcı değil.
İran'daki nükleer tesislerin ABD saldırılarında zarar görmediğini yazan ABD Savunma Bakanlığı'nın (Pentagon) istihbarat raporuna ABD yönetimindeki kurumlardan yalanlama gelmeye devam ediyor.
Son olarak sosyal medya mesajında bu haberlerin; tarihin en başarılı askerî operasyonlarından birini lekelemek için yapan "sahte haber muhabirlerinin" yapımı olduğunu söyleyen Başkan Trump; ABD merkezli haber gazetesi “Wall Street Journal”da yayınlanan “Bugün İran nükleer programını uygulama imkânına savaş öncesine nazaran çok daha yakın. İsrail saldırganlığı ona ulusal düzeyde büyük bir güç toparlama fırsatı sağladığı gibi uluslararası alanda da âdeta bir haklılık kazandırmış oldu…” yazısı iddiaları güçlendiriyor.
Trump ABD merkezli bazı basın kuruluşlarında ABD’nin İran nükleer tesislerine saldırısının "tam olarak etki etmediği, sadece İran’ın çalışmalarını birkaç ay geciktirdiği" yönündeki haberler için basın kuruluşlarına çağrıda bulunarak, "Sahte haber muhabirleri derhal kovulmalıdır. Kötü niyetli tehlikeli insanlar…" dedi.
Ancak Trump’ın, İran'a “Uranyum zenginleştirmeye izin verilmeyecek. Sivil enerji üretebilirsin. Kabul edersen sana 30 milyar dolarlık nükleer yardımı yapılacak ve vurulan tesis yeniden yapılacak” yeni bir teklifte bulunacağı haberi ABD’nin İran nükleer tesislerine saldırısının istenen sonucu alamadığı iddialarını güçlendiriyor.
Trump’ın yükü ağır!.. Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada Netanyahu’ya yönelik açılan yolsuzluk davasını “‘adalet maskaralığı” olarak değerlendiren ABD Başkanı “Netanyahu’nun davası derhal iptal edilmeli ya da bu devlete bu kadar büyük hizmetleri olmuş bir kahramana af verilmelidir…” dedi.
Financial Times’ın Avrupalı yetkililere dayandırdığı haberine göre; İran’ın silah üretimine yakın düzeyde zenginleştirdiği uranyum stokunu Fordo tesisinde tutmadığı ve ABD saldırıları öncesinde başka bir yere taşımış olabileceği düşünülüyor.
İran elindeki zenginleştirilmiş uranyumu koruyabildiyse eninde sonunda nükleer hedefe ulaşabileceği korkusunun İsrail ve ABD’yi diri tutması gerekir.
Ancak, Donald Trump, İran'ın Katar'daki el-Udeyd ABD Üssü'ne düzenlediği saldırıyla ilgili yaptığı paylaşımda; "İran'a (saldırıyı) bize önceden haber verdiği için teşekkür etmek istiyorum. Bu sayede can kaybı yaşanmadı ve kimse yaralanmadı. Belki İran artık bölgede barış ve uyuma doğru ilerleyebilir ve ben de İsrail'i aynı şeyi yapmaya şevkle teşvik edeceğim" ifadelerini kullandı.
Bu durumda, ABD himayesindeki İsrail’in nükleer bir saldırıdan endişe etmesi gereksiz…
O zaman nükleer tehdit kimin için?..
Hikmet Köksal'ın önceki yazıları...