1915'te Almanlar tarafından batırılan İngiliz transatlantiği: Lusitania Felaket bağıra bağıra gelmiş

Sesli Dinle
A -
A +

Risk ortadadır ama kaptan rota değiştirme zahmetine katlanmaz. Hâlbuki denizaltıların sürati mahduttur, dört bacalı bir transatlantiğe yetişemezler asla.

 


1900’lü yıllar...

 

Buharlı makineler, metal tekneler, çarklar, uskurlar derken devasa transatlantikler iner deryaya.

 

Yelken yok, kürek yok, ne istersin daha? Okyanus korkulur olmaktan çıkar, taciri, muhaciri düşer yollara.

 

Gemicilik iyi kazandırır, müteşebbisler peş peşe filolar kurar.

 

Neredeyse limana hanutçu koyacak “New York mu abi? Hemen kalkıyor” diye adam aparacaklar.

 

Biri fiyat düşürür, öbürü de kırar, rekabet sertleşir, ikramlar, promosyonlar…

 

Alman Norddeutscher Lloyd (NDL) ve Hamburg America Line (HAPAG) büyük, hızlı, modern gemilerle ağırlıklarını koyar.1903 imali Kaiser Wilhelm II ve Kronprinz Wilhelm sektörü hareketlendirir, yolcu sayısı artar.

 

Amerikalı milyoner JP Morgan ise Frederick Leyland & Co, İngiliz White Star ve Dutch Holland America Line’ın hisselerini alır, IMM (International Mercantile Marine) adlı bir şirket kurar. Ardından Fransız CGT ile el sıkışır ve Liverpullu Cunard Line’a teklifte bulunurlar. 
Cunard Line Başkanı Lord Inverclyde dik dursa da JP Morgan ile takışacak güçte değildir. Bunlar tekelcidir, dönüp dolaşıp önüne çıkacak, sıkıştıracaklardır sonunda.  

 

N’apsın? Gider hükûmete arzeder “omuz çıkın, ayakta kalamayız yoksa”. İlk kabine toplantısında karar çıkar, firmaya iki muhteşem gemi yaptırsın diye 2,6 milyon sterlin aktarırlar. Kredinin tek şartı vardır, vapurlar savaşta da işe yarasın, atıl kalmasınlar.

 

1915'te Almanlar tarafından batırılan İngiliz transatlantiği: Lusitania
Felaket bağıra bağıra gelmiş

 

USKURLU BUCKINGHAM

 

İlk gemi 1904-1906 arası İskoç tersanelerinde (John Brown & Company- Cyldebank) kızağa alınır. Çatışma ihtimali göz önünde bulundurulur ve silahların bağlanacağı yuvalar da hazırlanır. Elbette muhrip, kruvazör, fırkateyn ile dalaşamaz ama su yüzüne çıkan denizaltıları avlar hiç olmazsa.  

 

Ürkütücü unsur.

 

Kullanmasalar da silahı olsundur yanında.

 

Kabası biter, ince işçilik başlar. Sahipleri hiçbir fedakarlıktan kaçmaz, âdeta Buckingham Sarayı ile yarışırlar.  

 

Asansörler, gemiden telgraf imkânı, limanda şehir telefonuna bağlanma ve elektrikli aydınlatma.

 

Avizeler, aplikler, şamdanlar, göz kamaştıran salonlar...

 

Yemekhaneler, kütüphaneler, albenili mobilyalar.

 

BATTAL BEDEN XXLARGE

 

Lusitania büyük ötesidir, 31.550 ton gelir kabaca. Bir otobüs 8 ton desek, 4 bin tane dizeceksin yan yana.

 

Boy 240 metre, iki futbol sahasından kırk metre fazla. Kaptan “tam yol” buyurdu mu dört kazan fokurdar, mafsallar kudurur, bacalar volkan kesilir âdeta.

 

Her uskuru bir buhar tirbünü çevirir ve beheri 17 bin Bg gücündedir. Dört uskur var, yekûnu sen hesapla.

 

Bunlar, pistonlu motorlara kıyasla sarsıntısızdır ve daha az yakar. Sarfiyat önemli bir kalemdir yolcu vapurlarında.  

 

Leonard Peskett tarafından tasarlanan gemiye İber Yarımadası’ndaki eski bir Roma vilayetinin adı verilir: “Lusitania!”

 

Hızı 24 knottur, yani saatte 44 km civarında…

 

Bu dünya rekorudur ve kardeşi Mauretania suya inene kadar mavi kurdeleyi elinde tutar.

 

Rakipleri ancak Titanic, Britanic ve Olimpik ile cevap verebilir onlara.
Rüya gibi geçen 5 gün 4 geceden sonra makinelerin sakinleştiğini hissedersiniz, bakarsınız okyanus arkada kalmış, yanaşıyorsunuz limana...

 

1915'te Almanlar tarafından batırılan İngiliz transatlantiği: Lusitania
Felaket bağıra bağıra gelmiş

 

BRİTANYALI SEN DE DUR!

 

1 Mayıs 1915… ABD’deki Alman büyükelçiliği, gazetelere ilan verip, vatandaşı ikaz eder “Dikkat! Lusitania’yla seyahat etmemeniz hususunda...”

 

İngilizler mesajı alır, gereğini yapmazlar, şöyleydi, böyleydi... Laf ezerler boşuna.

 

Kaldı ki Kraliyet Donanması da Alman sularını ablukaya almış, sağı solu mayınlamış, gıda taşıyanları bile dibe yollamıştır.

 

Geminin kaptanı Daniel Dow gazete ilanlarını ciddiye alır ve müsaade ister kibarca.

 

Yook olmaz derler ayrılamazsın şu anda. Yazar dilekçesini, basar imzasını: “İstifa!”

 

Sevk ve idare Thomas Turner William’a kalır, o da tecrübeli bir kaptandır, yılları geçmiştir bu sularda..

 

Thomas, arkadaşının istifasını manasız bulur, “yoak canım” der, “ne zamandır gidip geliyoruz bi şi olmadı, olmaz da.”

 

Bir kere olur zaten, bir gemi kırk defa batırılacak değil ya!

 

Yetmez gibi New York’tan savaş malzemesi yüklenir, 173 ton patlayıcı istifletir ambara.

 

1915'te Almanlar tarafından batırılan İngiliz transatlantiği: Lusitania
Felaket bağıra bağıra gelmiş

 

YOLCU KALMASIN AŞŞAĞIDA!

 

“New York’tan Liverpul’a gitmekte olan Cunard turizmin sayın yolcuları! Kaptanınız hareket etmek üzeredir, biletli yolcu kalmasın aşşada!”  

 

İki keskin düdüğün ardından makaralar döner, tıngır mıngır demir alırlar. İstim ayarlanır, halatlar toparlanır, uskurlar dönmeye başlar. 

 

Kaptan milleti güverteye çağırıp, küçük bir tatbikat yapma lüzumu duymaz. Acil vaziyette nerede durulacak, nereye koşulacak, kim hangi filikaya?

 

1.266 yolcu almışlardır, 696 da mürettebat. Say baştan, cem’an 1.962 kafa.

 

Yolculuk sakin geçer, 7 Mayıs akşamı menzile yaklaşırlar. İrlanda’nın güney kıyıları uzanmaktadır sancak tarafında.

 

Saat 20.00 suları, sahilden 8 mil açıktadırlar, sular hafiften kararmakta. Gemi sis yüzünden hız düşürür ve avcıya gün doğar.

 

Kinsale Burnu’nu henüz geçmişlerdir ki pusuya yatan Alman denizaltı yukarı çıkar.

 

Hâlbuki rota değiştirebilirler kolayca. Denizaltıların sürati mahduttur, dört bacalı bir transatlantiğe yetişemez asla.

 

1915'te Almanlar tarafından batırılan İngiliz transatlantiği: Lusitania
Felaket bağıra bağıra gelmiş

 

SCHLAG EİNSİNKEN!

 

Denizaltı komutanı Walter Schwieger vazifesini yapar, “Schlag einsinken!” (Vurun batırın) der adamlarına. Torpidoyu tereddütsüz hedefe yollar.

 

Şiddetli bir sarsıntı! Gövde delinir, geminin gönyesi kaçar, hafifçe yan yatar.

 

İkinciye torpidoya gerek kalmaz içeriden büyük bir infilak kopar. O soru hâlâ cevaplanmadı. Patlamaya buhar kazanları mı sebep oldu, ambardaki mühimmat mı yoksa?

 

Henüz 6 filika indirebilmişlerdir ki (46 filika vardır) tekne tabak gibi kayar, batar suya. 1.198 yolcu ve mürettebat mevta, 128 de Amerikalı vardır aralarında.

 

Hadise ABD’yi kızdırsa da savaş sebebi saymaz. Adam çarşaf çarşaf ilan vermiş n’apsın daha?

 

1993’te Bob Ballard liderliğindeki dalgıçlar Lusitania’nın enkazına ulaşırlar. Ambarda dört milyon mermi bulurlar. Remington 303. Made in USA.

 

Artık sivil denilemez ona.

 

Propaganda malzemesi olur mu peki?

 

Tabii canııım, sonuna kadar.

 

Posterler pullar, acınası dullar.

 

Fırsat bu fırsat. Vurun Alman’a.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.