1 Mayıs kutlanmış mı oldu?..

DİSK Yöneticileri, günlerdir yapılan çağrılara kulak verip, ortamı bu denli germeseydi, işçiler ne kaybedecekti? İstanbul Kadıköy'de, Çanakkale'de, Ankara'da ve başka yerlerde yapılan kutlamaların emek ve dayanışma ile bağdaşmayan yönü var mı? Tabii bütün bu sorular aslında gereksiz. Zira her şey gözler önünde cereyan ediyor. Elleri taşlı, yüzleri maskeli anarşistlerin, emek ve emekçiden yana, halktan yana olmayacağını ayrıca izaha lüzum var mı?.. Görüntüleriyle, söyledikleriyle, bu şer odaklarının kime, neye hizmet ettikleri, ayan beyan ortada! "Yoldaşlar sapan için taş kırın... Elinde taş olan yoldaşlar ön tarafa gelsin..." çağrıları neticesinde, ikisi ağır olmak üzere 22 tane polis memuru yaralandı. Demir bilyeli sapanla polisin kafasını kıran anarşistlere, gaz veya su sıkıldı diye ukalalık edenler, önce ortalığı terörize edenlerin ne yaptığına baksınlar. Bu anarşistler, kaldırımlardan söktükleri taşlarla, kendi arkadaşlarının dahi kafasını yardılar. Olayları izleyen Ülke TV kameramanı Fatih Yersiz'in bacağını kırdılar.

Bütün bu kepazeliklere rağmen, bazı medya mensupları, polisin yaptığı müdahaleyi saçma bir şekilde eleştirdiler. Ne yani, kafası kırılan polis elinize sağlık mı diyecekti?! Bu saplantılı yaklaşımın, ideoloji kaynaklı olduğu su götürmez. Ama iflas etmiş bir ideolojinin peşinde, hâlâ daha böylesine sürüklenip gitmek gerçekten sefil bir durum... Bu da gösteriyor ki, dünyanın her tarafındaki solcu ve komünistler, gerçekleri nihayet görüp ideolojik istikametini ıslah etse de, bizdeki marjinallerin iflah olacağı yok! Değil mi ki, bu tiplerin yoldaşları, Mihail Gorbaçov'u dahi, "Komünizme ihanet ettiniz" diye taşlamaya kalkıştı... Dün gün boyu, bazı televizyon kanallarında gırtlaklarını zorlayarak ipe sapa gelmez onca hezeyanı savuranlar, muhtemelen bu ülkenin emekçileri adına iyi bir iş yaptıklarını sanıyordu. Nato mermer nato kafa!..

İdeolojik sapkınların, anarşistlerin, şer odaklarına maşalık yapmaktan başka hiçbir özelliği olmayan bedbahtların, dün şehirde terör estirerek, bütün İstanbul halkına sıkıntı vermeleri, milli serveti tahrip etmeleri, herkes tarafından ciddi şekilde değerlendirilmelidir. DİSK Genel Başkanı Kani Beko ve arkadaşları da, gerçekten bu ülkenin emekçileri hesabına iyi bir şey yapmak istiyorlarsa, şapkalarını önlerine koyup bir düşünmeli ve böyle bir sonucun ortaya çıkmasına yaptıkları katkıyı irdelemelidir. Hükümete, polise, ithamda bulunmak kolay... Ama olayları baştan sona izleyen vatandaşlar, kimin ne yapmak istediğini, neyin peşinde olduğunu da iyi anlıyor. Dolayısıyla sendikacılar, doğru hesap yapmalı. İkide bir sendikacılığın ölmekte olduğunu, kan kaybettiğini söyleyenler, nerde yanlış yaptıklarını da bir zahmet düşünsünler. Hükmünü yitirmiş ideolojilerin zebunu olanlar, hızla değişen dünyada, işçinin ve emeğinin haklarını asla koruyamazlar. 1 Mayıs bir anlam taşıyorsa, doğru dürüst kutlanmalı.