86 kişi açlıktan öldü, 76’sı çocuk!..

A -
A +

Ey insanlık neredesin? Yoksa insanlık toptan öldü mü? Gazze’de, Şifa Hastanesi bahçesinde açlıktan bayılan kadının halini gözyaşları içinde dünyaya duyurmaya çalışan Filistinli gazetecinin feryadını kimse duydu mu?  

 

 

 

Siyonist İsrail’in Gazze’de yaptığı vahşeti anlatmaya kelimeler gerçekten yetmiyor… Zira 21 aydan beri, bu terörist “devlet”, hedef gözetmeksizin gökten ölüm yağdırıyor. Yerde kan gövdeyi götürüyor. Ancak bunlardan daha beter bir ölüm çeşidi kol geziyor!.. Evet, masum insanlar; bilhassa çocuklar, ah o masum yavrular açlıktan ve susuzluktan ölüyorlar. İsrail’in kullandığı en korkunç silah bu açlık silahı. Kolları, bacakları en korkunç bombalarla kopmuş, gövdeleri paramparça olmuş çocuklar, şayet hâlâ hayatta iseler bile, içecekleri bir damla su yok… İlaç deseniz hak getire… İsrail bu alçaklıkla da yetinmiyor. Çok daha kalleş tuzaklar kuruyor… Sözüm ona yardım dağıtılan yerlerde toplanan zavallı, çaresiz insanları barbarca bombalıyor… Bütün bu vahşetlerle ilgili istatistikler artık hiçbir mana ifade etmiyor. Mesela 86 kişi açlıktan ölmüş, bunların 76’sı çocuk! Bu insanlık dışı katliam ve soykırım İsrail’e az gelmiş ki, son 24 saat içinde, yardım dağıtılan yerlere yağdırdığı bombalardan ötürü 124 kişi hayatını kaybetmiş, tam 1.555 kişi de yaralanmış. Mayıs ayı sonundan bu tarafa terörist İsrail’in yardım bölgelerine yaptığı bu alçakça saldırılarda, toplam 1.021 kişiyi katletmiş, 6.511 kişiyi de yaralamış. Dünyada buna benzer ikinci bir barbarlık ve gaddarlık var mı? Yeryüzü bu vahşet karşısında neden bu kadar sessiz ve tepkisiz? Açlığın silah olarak kullanıldığı kirli savaş… İnsanlığın yüz karası. Gazze’de Şifa Hastanesi bahçesinde açlıktan bayılan zavallı bir kadının hâlini, gözyaşları içinde haykıran Filistinli gazetecinin göklere yükselen feryadını duyan birileri olmayacak mı? Bakınız, 7 Ekim 2023’ten bu yana Gazze’de tespit edilebildiği kadarıyla 59 bin 48 insan öldürüldü, 142 bin 135 kişi de yaralandı. Enkaz yığınlarının altında kalmış cansız bedenler hariç… Gazze’de binlerce kayıp insan var. Bunlar hâlâ hayatta olabilir mi?!

 

Diyorlar ki insan kasabı Netanyahu gıda zehirlenmesine maruz kalmış. Hiç şüphesiz yüz milyonlarca insan o insan kılığındaki yaratığın geberip gitmesini ister… Kim bilir, belki de bu kasabın düştüğü durumu örtbas etmek için böyle bir haber uyduruldu. Esasen duruşmasının geldiği mahkemeye çıkmamak için bu numarayı yaptı. Çünkü mahkemeye çıksa kesin tutuklama emriyle yüz yüze gelecek. Kasap Netanyahu, Gazze’de yaptığı soykırım ve katliamla kendi mahkûmiyetini ertelemeye çalışıyor. Bunu bütün dünya biliyor. Ne var ki, bu sahtekâr ve hırsız adam ABD’nin tam desteğiyle her türlü alçaklığı işlemeye devam ediyor… Netanyahu sadece Gazze’ye ve Batı Şeria’ya saldırmıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da belirttiği üzere, “Bütün bölgeyi ateşe atıyor.” Siyonizm gemi azıya almış bir kere. Ha bire yeni savaşlar çıkarıyor. Filistin, Lübnan, Suriye, Yemen, İran… Tabii bütün bu cepheleri açarken de, ABD’nin himayesi altında hareket ediyor. Başka türlü İran’ın nükleer tesislerine malum saldırıyı gerçekleştirebilir miydi? Durduk yerde Suriye’ye karşı yaptığı saldırılar, tek kelimeyle eşkıyalıktır. Ama bunu yapan İsrail olunca, siyonist lobinin koruyucu şemsiyesi devreye giriyor! Donald Trump, kasap Netanyahu’ya “MAKUL OL” filan diyor, ama onu dinlediği yok tabii. Hâl böyle iken Trump’ın Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack’ın yatıştırıcı laflarının pratikte bir değeri kalmıyor elbet. Silahlar bırakılsın, bölge sükûnete kavuşsun, Suriye’nin toprak bütünlüğü korunsun gibi dilek ve temenniler havada kalıyor… Amerika, kendi çıkarlarını hesaba katarak, gerçek manada dur demedikçe, İsrail bir devlet gibi değil bir terör örgütü gibi hareket etmeye devam edecektir… Bu hâliyle de siyonist İsrail dünyanın başına beladır şüphesiz.

 

Şurasını kesin bilelim ki, dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu İsrail’in sınır tanımaz saldırganlığından fena hâlde rahatsızlık duyuyor… Gelgelelim bu eşkıyalığa fiilen karşı çıkmak, tepki vermek ve hele harekete geçerek durdurmaya çalışmak noktasında, dünya sistemi tamamen aciz kalıyor. Dünya sisteminden bahsederken, tabiatıyla Birleşmiş Milletler diye, yeryüzündeki bağımsız devletlerin tamamını bünyesinde barındıran beynelmilel teşkilatı hatırlamanız gayet normal. Fakat anormal olan şu ki, bu devasa teşkilat, tam bir pasiflik ve acizlik içinde, İsrail vahşetini seyrediyor!... Uluslararası sistemin bütün değerleri çiğneniyor… Yarım asırdan beri iyi kötü, kuralsızlıklara karşı bir tepki veren düzen büsbütün felç olmuş durumda. BM Genel Sekreterinin arada sırada çaresizce feryat eden şahsi söylemlerinden başka, bölge ve dünya meselelerine çözüm mahiyetinde katkı verecek hiçbir mekanizma ortada görünmüyor. İnsanlık tarihi hiç bu kadar keşmekeşe şahit olmamıştı. Bu şartlar altında, başta Filistin halkının açlıktan ve ilaçsızlıktan helak olmasına mani olacak bir mekanizma maalesef yok. Filistin halkının vay hâline!..

 

 

 

İsmail Kapan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.