Açlık grevleri örgütün sıkışmasıdır!

Terörle mücadele çok boyutlu ve etkili biçimde devam ediyor... Hâlâ daha üzerindeki sis perdesi kalkmamış olan Uludere Faciasının vurduğu sekteye rağmen, Güvenlik Kuvvetlerinin aralıksız operasyonlarıyla, bölücü örgütün gerçekten nefesi kesildi. Dikkat edilirse, son zamanlarda teröristler, ya eyleme geçemeden etkisiz hale getiriliyor yahut da eylem teşebbüsü sırasında bozguna uğruyor! Geçen sene kış tertiplenmeleri önemli ölçüde engellenen teröristler, bu yıl daha ağır darbeler yedi. Son olarak Hakkâri ve Şırnak kırsallarındaki örgüt barınakları imha edilerek, buralara yerleşme fırsatı verilmedi. Bunun yanında Kandil dağındaki kamplar da, sürekli hava bombardımanı ve zaman zaman sınır ötesi operasyonlarla, güvenli bölge olmaktan çıkarıldı. Kısacası terör örgütü, Kandil'deki yuvalarında, artık eskisi gibi rahat değil. Bu arada yurt içinde ve dışında, örgütün mali kaynakları çok önemli oranda kurutuldu. Yurtiçinde, özellikle son bir yılda, trilyonlarca liralık esrar ve eroin yakalandı, Diyarbakır, Siirt, Şırnak ve Hakkâri bölgelerinde, ürkütücü büyüklükteki afyon tarlaları imha edildi. Başta Almanya ve Fransa olmak üzere, Avrupa ülkelerinde, terör örgütünün para kaynaklarına yönelik mücadelede çok önemli sonuçlar alındı. Bunun yanında örgütün bu ülkelerdeki siyasi faaliyetleri de belli ölçüde kısıtlandı. KCK operasyonlarıyla, örgütün şehirlerdeki yapılanması çok etkili biçimde imha edildi. Bu sebeple örgüt şehirlerde eylem yapamaz hale geldi... Askeri, ekonomik ve siyasi yönlerden büyük kıskaca alınan örgüt, fena halde sıkıştı. Son bir yılda verdiği çok büyük militan kaybını telafi edemedi. Kürt toplumunda PKK'ya karşı giderek yükselen tepki, örgütün silahlı eylemlerine geçmişte verilen sosyal desteği ortadan kaldırıyor. Güneydoğu'ya götürülen ekonomik ve sosyal hizmetler, halkın bilinçlenmesinde ve teröre karşı tavır almasında büyük rol oynuyor. Diğer taraftan, Kürt meselesiyle ilgili olarak atılan siyasi adımlar da, örgüt ve uzantılarının siyasal söylem ve tezlerini temelsiz bırakıyor. Kısacası temel hak ve hürriyetlere dair iyileştirmeler ve refah standardında yükselme sürdükçe, bölücü örgütün iddia ve istismar alanları daralıyor. Hal böyle olunca, şimdiye kadar taban ve destek bulduğu kesimlerde de, maddi ve moral desteği azalıyor. Bütün bu saydıklarımız, bölücü örgütün son yıllardaki gelişmeler karşısında, uğradığı güç ve taban kaybının kısa bir özeti... Örgüt bu açmazdan kurtulmaya çalışıyor. Yaptığı bütün atraksiyonlardan istediği sonucu alamayan PKK ve siyasi uzantıları, son olarak açlık grevleri ile bir kaos çıkarmaya çalışıyor. Örgütün yıllardan beri cezaevlerinde çok geniş biçimde teşkilatlandığı ve buradaki militanları her yönüyle kontrol altında tuttuğu bilinmeyen bir şey değil... Burada gözden çıkardığı elemanlarla, hastalıklı, problemli ve ilerisi için verimli olmayacak kişileri seçerek tedrici intihara sürüklüyor. Yalnız bugüne kadar görülmeyen bir şey oldu. Mahkûm yakınları bu duruma isyan etti. Kodamanlar niçin açlık grevi yapmıyordu?.. Bunun üzerine, örgütün talimatıyla BDP'li vekiller de göstermelik açlık grevine başladı. Ama bu şov da örgütü kurtaramaz...