Bayramı ne kadar idrak edebiliyoruz?

A -
A +

Bugün Kurban Bayramının son günü... Yer yüzündeki birbuçuk milyar müslümanın kaçta kaçı tam manasıyla bayramı yaşayabildi, hissedebildi? Mesela Endonezya'nın Açe bölgesinde, aç ve açıkta olan müslümanlar... Mesela Irak'ta bomba ve füze sarsıntılarıyla gözüne uyku girmeyenler... Onların, bayramlık elbisesini giyip sevinecek yerde, korkudan tir tir titreyen çocukları... Ya Filistin'de Bayram günlerinde kurşunlanarak öldürülen çocuklar?! Aynı durum Afganistan'da da, Keşmir'de de, Çeçenistan'da da, Azerbaycan'da da yıllardır devam ediyor!.. İslam dünyasında, her ülke ve her belde; değişen yoğunluk ve şiddette dertlerle boğuştuğundan, vahdet bütünlüğünde aynı coşkuyu yaşama imkanı maalesef yok. Onun içindir ki, özü itibariyle sevinç ve sürur olan bayramlarda, bu mutluluk İslam Aleminde yekpare biçimde hissedilemiyor. Nedense, hergelen bayram bir öncekine göre, daha buruk ve sönük geçiyor... Bunun sebepleri üzerinde bizler ne kadar düşünüyoruz acaba? Daha doğrusu hiç düşünüyor muyuz?! Bayramların giderek sönükleşmesi ve müslümanlar tarafından idrakinin zayıflaması namütenahi sebeplere dayanıyor. Bunların tahlili için ciltlerle kitap yazılabilir herhalde. İslam dünyasının iç ve dış dinamiklerden kaynaklanan umumi perişanlığı, ilgili sahalarda uzman olan bilim adamı ve araştırmacıların epeyce mesai vermesi gereken büyük bir mesele. Bu konuyu ülkemize indirgeyip bazı yaklaşımlara işaret etmekle yetineceğiz bugünlük. Günlerdir gazete ve televizyonlarda yayınlanan bayram haberlerinin aslan payı kaçan boğa görüntüleri. Yalnızca bu haberler tek başına, Bayram'a ne kadar çarpık baktığımızın en büyük delilidir. Türkiye'de her Kurban Bayramında yüzbinlerce kurbanlık hayvan kesilir. Bunların içinde, ipinden kurtulup kaçan, yahut arabalardan, kalabalıktan ürküp huysuzlaşan hayvan sayısı devede kulak misalidir. Aynı şekilde acemilikten dolayı eza-cefa verilen, yanlış kesilen hayvan sayısı, bütünün yanında küçük bir parçadır. Bu yanlışlıkların temel sebebi, kuşaklar boyu dini bilgi ve eğitimden mahrum bırakılmış insanların düştüğü acizliktir. Evet temel sebep cehalettir. Dinin kurbanla ilgili kendilerine yüklediği vecibeleri bilmeyen insanlar tesadüfen doğruyu bulabilirler mi? Her sene Kurban bayramından sadece bir-iki gün önce, Diyanet Teşkilatının alel usul bir açıklaması olur, yahut bazı din görevlilerinin münferit olarak basın organlarına yaptığı açıklamalarıyla yetinilir. Ve bunun yanında bilen bilmeyen, inanan-inanmayan kalem sahipleri köşelerinde yazı üstüne yazı döşeniverirler. Son günlerde herhalde, bu konuda en fazla duyduğunuz kelimeler; "vahşet ve kan" oldu!.. Şüphesiz burada, cehaletin yanında kasıt da var. Esasen dine ve onun bir hükmü olan kurbana karşı olanlar, bireyin ve toplumun din konusundaki veya onun dışındaki eksikliklerini bahane kılarak bu değerlere saldırıyor... Bunu yaparken tabii suret-i haktan görünmeyi de elden bırakmıyor. Hedef ve ideal satandart olarak gösterdikleri Avrupa toplumlarında hayvanlara yapılan zulüm ve işkenceyi, üstelik eğlence maksatlı olarak yapılan vahşeti, kör ve sağır kesilerek geçiştirenler, kurban hayvanlarının kesilmesini merhamet, medeniyet, insaniyet vs. adına istismar ediyorlar. Yurt içinden-yurt dışından öyle saçma sapan yazılar var ki, hakikaten utanç verici. Türkiye'nin kurban kesme dışında da halledilememiş yığınla meselesi var. Zaten Kurban kesme işindeki aksaklıkların çoğu da, buradan kaynaklanıyor. Eğer Okullarda insanlara gerekli eğitim verilirse, Diyanet Teşkilatı yeterli bilgilendirmeyi yaparsa belediyeler olması gereken standartlarda kesim yerleri hazırlarsa, vatandaşlar niçin pislik ve çamur içinde perişan olma yoluna gitsin? Eğer bir kısım medyanın niyeti yapıcı tenkit ise, zina meselesinde olduğu gibi meseleyi AB platformlarına taşıyıp ülkeyi şikayet etmek yerine, bu konunun köklü şekilde nasıl çözümleneceğini göstermelidir. Ama biliyoruz ki, bazılarının maksadı üzüm yemek değil bağcıyı dövmek. Merak etmeyin bu furya yarın öbürgün biter. Taa gelecek kurban bayramına kadar da unutulur. O zamana kadar yayınların ağırlık merkezini sefahat yaşantıları ve çöpçatanlıklar teşkil eder!.. Hepinize nice nice bayramlar dilerim.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.