ABD en az on yıldır üzerinde çalıştığı bir projeyi, "Büyük Orta Doğu" projesini her gün yeni bir platformda görücüye çıkarıyor... Proje başlangıcının net tarihi bilinmiyor ama, 1995'lerden itibaren açıktan açığa tartışıldığı bir vakıa. Günümüze kadar geçen süre içinde de, "Büyük Orta Doğu İnisiyatifi"nde Türkiye'ye biçilecek rol, "Yeni NATO"nun üstleneceği misyon ve Rusya'nın bu süreçteki durumu gibi konuların dahi, inceden inceye ele alındığı artık meçhul değil. Ama "Süper Güç"ün Orta Doğu'daki 22 Arap ülkesini dönüştürme veya "yeniden dizayn" etme niyetine dair resmi açıklamalar, 2003 yılında başladı, giderek de yoğunluk kazandı. İlk çarpıcı açıklama, Bush'un Ulusal Güvenlik Danışmanı Condelesa Rice'ın 7 Ağustos 2003 tarihinde The Washington Post Gazetesine yazdığı yazı ile geldi... Bayan Rice, bu yazısında "Orta Doğu'daki 22 devletin yeniden dizayn edileceği"ni belirtiyordu. Buradaki 22 devletin Arap ülkeleri olduğu besbelli. Ancak daha sonraki bir kısım yazı ve konuşmada ülke sayısı 29'a kadar çıkarıldı. 6 Kasım 2003 tarihinde Bush, "Orta Doğu'yu Demokratikleştirme Planı"ndan bahsetti... Daha önce aynı iddiayı Irak için de, ileri sürdüğünden bazı çevreler, haklı olarak bu "demokratikleştirme" ifadesinden ürküntü duydular. Yine geçtiğimiz Ocak ayının son haftasında, Başkan Yardımcısı Cheney, Davos'ta konu hakkında daha geniş bilgi verdi. Onun da iddiası, terörle mücadelenin başarıya ulaşması için Orta Doğu bölgesinin ekonomik refahın sağlanması ve bunun için kalkınmış ülkelerin daha çok para harcaması gerektiği idi. Üç gün önce de Bush yine Alman Başbakanı'nın ülkesine yaptığı resmi ziyaret dolayısıyla "Büyük Orta Doğu" meselesini aynı minval üzre gündeme getirdi. Konu ortak basın açıklamasında da yer aldı. Özetle, şimdiye kadar yazılan ve söylenenler bölgeye özgürlük, demokrasi ve refah getirme iddiasını taşıyor. Ancak, fiiliyata baktığımızda işler bambaşka bir seyirde... Irak'ta kaos her geçen gün büyüyor. İşgal yetmezmiş gibi bir de, bölünme ve iç savaş tehlikesi korkutuyor. İsrail dünya ülkelerinin büyük ekseriyetinin tepkisine rağmen, terörü önleme gerekçesiyle "Utanç Duvarı"nı inşa ediyor. Ve bununla bir kısım Filistin toprağını fiilen ilhak etme yolunu açıyor. Lahey Adalet Divanı duvarın yapımını illegal buldu. Ancak, kararın yaptırım gücü yok. Tavsiye mahiyetinde... Zaten İsrail, daha önce de BM'nin elli seneden beri aldığı en az 78 kararı şimdiye kadar uygulamaya yanaşmadı. Bunu hep ABD desteği ile yaptı. ABD, "Büyük Orta Doğu İnisiyatifi" veya başka bir başlıkla ortaya koyacağı planı, resmen tam olarak açıklamış değil. Rivayetlere göre bunu, haziran ayında Amerika'da toplanacak olan G-8 zirvesinde deklare edecek. Ancak planla ilgili bilgiler bir süreden beri basında yer aldığı için Arap ülkelerinden, özellikle Suudi Arabistan ve Mısır'dan ve de İran'dan büyük tepki yükseliyor. Bu arada, yine medyada yer alan bilgilere göre, değişim ve dönüşüme konu olacak olan ülkeler içinde, Türkiye, İsrail, Pakistan, İran ve Afganistan'ın da yer aldığını ekleyelim... Hali hazırda "Demokrasi Ülkeleri" sınıfında kabul edilen ve bölge için model olarak sunulan Türkiye'nin ve özellikle İsrail'in bu proje kapsamında gösterilmesinin esbabı mucibesini yakında öğreneceğiz! Çünkü konuyu ilk ağızdan anlatmak üzere ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Mark Grossman Bölge gezisine çıkıyor. Perşembe günü Türkiye'ye de gelecek... Bakalım bu proje iddia edildiği gibi bölgeye özgürlük ve refah mı getirecek, yoksa daha çok karışıklık mı? Konunun uzmanları, bu girişimi ABD seçimlerinin öncesinde, Irak ve Filistin meselesindeki başarısızlıkları örtmeye dönük bir manevra olarak görüyor ve haziran ayında resmen görücüye çıkarılacak olan "Büyük Orta Doğu İnisiyatifi"nin büyük bir fiyasko ile sonuçlanmaya aday olduğunu belirtiyor...