Kılıçdaroğlu mağdur, Lütfü Savaş müşteki, Ekrem İmamoğlu şüpheli… Şüpheli listesinde İzmir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de var. Bir de kurultay iptal davası. Hayli cümbüş yani!..
Cumhuriyet Halk Partisi, tarihinin herhâlde en zor dönemlerinden birini yaşıyor… Bir taraftan partiye mensup bazı belediye başkanları ve yardımcılarının, yolsuzluk; usulsüzlük, rüşvet, irtikâp ve ihaleye fesat karıştırma gibi, temelde yüz kızartıcı itham ve iddialara muhatap olması. Diğer taraftan da, partinin son olağan ve olağanüstü kurultaylarında, delegelerin iradesini ifsat etmek üzere parayla delege avlama ve netice olarak oy hırsızlığı suçlamaları sebebiyle devam eden bir iptal davası… Bu davanın 30 Haziran günü yapılacak 3. duruşmasında; 4-5 Kasım 2023’te icra edilmiş olan 38. Kurultay’ın, delege oylarının parayla satın alındığı gerekçesiyle mutlak butlandan iptali hâlinde, amiyane tabiriyle dananın kuyruğu kopacak gibi görünüyor. Öyle ki, bu durumun vukuu hâlinde, partinin ikiye bölünmesi dahi beklenen bir sonuç olarak ortada duruyor. Bütün bu gelişmelerden ötürü gerilim had safhada… Eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu, bu süreçte hedefteki isimlerin başında geliyor. Bizzat kendisi çok ciddi tehditler adlığını duyurdu.
“Kimliklerini gizlemiş, organize hareket eden trol hesaplar üzerinden sistematik bir linç kampanyasına maruz bırakılmış durumdayım. Beni elektrik direğine asılmakla, silahla vurulmakla tehdit edenler var. Sizden korkan sizden daha namerttir…” diyerek, bu tehditlere meydan okuyor Kılıçdaroğlu. Keza, iptal davasına karşı tavır koymadığı ve gidip ifade vermediği için
“yüzüne tükürürler…” diye hakaret edenlere de,
“Çalanların yüzüne tükürürler, ben çalmadım” şeklinde oldukça okkalı cevaplar verdi. Bu karşılıklı hamleler mücadelenin ne derece sert geçeceğini gösteriyor… Kemal Beyin her şeyi göze aldığı, şu sözlerinden net olarak okunuyor:
“Bu partinin düşmanlarını yine bu partinin harim-i ismetinde boğmaya muktediriz…” Görüldüğü üzere kılıçlar çekilmiş. Özgür Özel ile İmamoğlu yandaşları, Kılıçdaroğlu’nun yeniden CHP’nin başına gelme ihtimaline karşı, alternatif parti için merkez çalışmalarına dahi başlamış durumda! Vakıa Kılıçdaroğlu’nu bu niyetinden vazgeçirmek uğruna, şimdiye kadar girdikleri çabalar boşa gitti…
Diğer yandan, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından 38. Olağan ve 21. Olağanüstü Kurultay’la ilgili usulsüzlük şikâyetleri sonucunda hazırlanan iddianame, Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesince kabul edilmiş bulunuyor. Bu gelişme de yepyeni bir hukuki ve siyasi sonuç doğurmaya aday. Zira bahse konu iddianamede, Ekrem İmamoğlu ve on bir şüpheli için bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ve siyasi yasak isteniyor. Kemal Kılıçdaroğlu’nun mağdur, eski Hatay Belediye Başkanı Lütfü Savaş’ın müşteki olduğu davada, CHP İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ile İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik de şüpheliler arasında yer alıyor… Kurultaya hile karıştırma noktasında çok ciddi ve belgeli suçlamalar söz konusu. Özellikle eski Erzurum İl Başkanı ile Uzundere İlçe Başkanının itiraf ve ifşaatı son derece dikkat çekici. Pavyon kapılarında dağıtılan meblağlar karşılığında, daha önce Kılıçdaroğlu’na oy vereceğine dair imza vermiş olan delegelerin parayla taraf değiştirdikleri, bizzat mahkemede verilen ifadelerle kabul ve itiraf edildi. Bu arada Olağan Kurultay’da divan başkanlığı yapan Ekrem İmamoğlu’nun da, Kılıçdaroğlu’nun yarıştan çekildiği şeklinde aldatıcı bir duyuru ile genel başkanlık yarışının seyrini değiştirmeye dönük hareket ettiği iddia ediliyor. Görüldüğü üzere, CHP’nin mevcut yönetimi hakkında, çift koldan ilerleyen hukuki süreçler söz konusu. Bakalım bu cümbüş nasıl bitecek? Kılıçdaroğlu ile Özel arasında tekrar bir koltuk değişimi söz konusu olacak mı? Kamuoyu şimdi bu hususa kilitlenmiş durumda… Zira böyle bir değişiklik çok ciddi sonuçlar doğuracak.
Bu arada, CHP’li belediyelere yönelik; milyon dolarlarla ifade edilen yolsuzluk, usulsüzlük, rüşvet, irtikâp ve ihaleye fesat karıştırma iddialarıyla ilgili operasyonlar da, dalga dalga devam ediyor… İmamoğlu’na çok yakın Ertan Yıldız gibi isimlerle, Aziz İhsan Aktaş gibi iş adamlarının etkin pişmanlıktan faydalanmak için, yer, zaman ve belgelerle destekli itiraf ve ifşaatta bulunarak, adına
“SİSTEM” denilen havuza nasıl para akıtıldığına dair verdiği bilgiler, soruşturmanın boyutlarının bir hayli genişlemesine yol açtı. İstanbul’dan Adana’ya kadar uzanan yeni yolsuzluk iddia ve itirafları, önümüzdeki günlerde başka noktalara da pekâlâ sıçrayabilir. Şimdiye kadar partili başkanlara kesin biçimde sahip çıkmaya çalışan Özgür Özel’in, ortaya dökülen bilgi ve belgeler karşısında fazlasıyla zorlanacağı dillendiriliyor. Bilhassa bu konuda Kılıçdaroğlu ile yaşanabilecek bir rekabet, parti içi dengeleri de temelinden etkileyebilir. Zira Özel ve çevresinin canhıraş savunmalarına karşılık, parti içinde yolsuzluk iddialarından dolayı fena hâlde rahatsız olan bir kesim var. Bu kesim partinin isminin dramatik biçimde yolsuzluk, rüşvet ve irtikâp iddialarıyla anılmasını hazmedemiyor. Hâl böyle iken, yolsuzluk ve irtikâp iddialarının parti üst yönetiminde yer alan isimlere kadar uzanması, büsbütün bir öfke ve paniğe sebep oluyor. Özgür Özel’in bu süreci yönetmekte hayli zorluk çektiği, buna karşılık Kemal Kılıçdaroğlu’nun ise elinin güçlendiği yorumları artıyor. Sürecin kırılma noktalarından biri, 30 Haziran’daki iptal davası sonucuyla birlikte ortaya çıkacak gibi. Her hâlükârda
ÇİFTE KAVRULMUŞ YOLSUZLUK VE USULSÜZLÜK ithamı, CHP’yi ciddi biçimde zorlayacaktır. Bakalım asırlık CHP bu girdaptan nasıl çıkacak? Hiç kolay değil, çünkü hukuki süreçlerden işleri tersine çevirecek sonuçlar doğabilir. Bu da Özel’in siyasi istikbaliyle birlikte, İmamoğlu’nun ismi üzerine kurulan projeleri çökertebilir. CHP belki de hiç aklına getirmediği bir akıbeti yaşamakla karşı karşıya gelebilir!..
İsmail Kapan'ın önceki yazıları...
İsmail hocam yazin için tebrikler CHP,nin,en kılcal damarlarına kadar tomografisi nin raporu olmuş durum saraçhane bülbüller için EL VAHIM!!YANDI GÜLÜM KETEN HELVA..desene.Atalarımız ne demis "Rüzgar eken fırtına biçer" etme bulma dünyası Avanta muslukları kuruyanlarin uykuları kaçtığı günlerdeyiz??
Namuslular, namussuzlar kadar cesur olmadıkça kurtuluş yoktur.