Değişim bazıları için çok zordur...

A -
A +

Kıbrıs'taki referandumdan çıkan çarpıcı sonuçlara göre, bazılarının öteden beri savunageldikleri görüşlerini irdeleme ihtiyacı duyacağını zannedenler fena halde yanılıyorlar galiba!.. Eğer onlar yanılmıyor olsaydı, mesela Sayın Rauf Denktaş'ın söylem ve eylemlerinde farklılık görüyor olacaktık. Mesela bunca gelişmelerden sonra, kendisi "istifa" denen bir müessesenin varlığını hatırlar ve en azından; "Rumlar numara yapıyor. Referandumda evet diyecekler..." şeklindeki görüşünün üzerine oturttuğu hayır kampanyasının yanlış olduğunu itiraf edip, niçin böyle davrandığı ve hangi sebep ve saiklerle yanıldığı hususunda izahat verme ihtiyacı hissederdi. Böyle bir durum olmadığına göre, demek ki, Kıbrıs'ta ne kadar radikal gelişme yaşanırsa yaşansın, Denktaş ve onun gibi düşünenler için bir anlam ifade etmeyecek... Zaten Sayın Demirel de noktayı koymuş; "Denktaş niye istifa etsin ki?!" Öyle ya, Türkiye'de "Merkez Sağ" Sayın Demirel'in "Tapulu Arsa"sı ise, KKTC'de de Cumhurbaşkanlığı makamı pekala benzer bir argümanla Sayın Denktaş'a tahsisli kılınabilir... Mi? Olup bitenlere makul ölçüler içinde bir açıklama getiremeyince, insan mecburen karamizaha sarılıyor! Ne oldu şimdi? Herkes hiçbir şey olmamış gibi eski halinde berdevam mı olacak? Cumartesi gününe kadar "Kıbrıs'ı satıyor" olanlarla, onlara mani olmaya çalışanlar, bundan böyle hangi müşterek noktada uzlaşacaklar? Birlik-bütünlük, dayanışma, kenetlenme, iş birliği, güç birliği vs. tamam ama, "Bir olan aklın yolu" hangi taraftan geçiyor? Farklı istikametlerde yürüyenler nasıl yan yana gelecek? Eh, uysa da olur uymasa da... deyip herşey sineye mi çekilecek? Evet, değişim gerçekten zor? 1978 yılında ayağımıza gelen AB'ye girme şansını, "ONLAR ORTAK BİZ PAZAR OLMAYACAĞIZ..." diyerek tepen Ecevit şimdi de, "AB üyeliği uğruna Kıbrıs feda ediliyor" zannıyla, namüsait sağlık durumuna rağmen Rahşan Hanımla birlikte soluğu Kıbrıs'ta alıyor ve hayır kampanyasına destek veriyor. Demek ki, aradan geçen 26 senede meydana gelen namütenahi olaylar ve gelişmelerin hiçbirisi Ecevitlerin görüş açısına bir katkıda bulunamamış. Sadece onların değil, "Kalkın ey ehli vatan! Kıbrıs elden gidiyor..." diyerek Denktaş'ın arkasında saf tutan sağcısı ve solcusuyla hepsinin penceresi dünyaya kapalı ki, değişimi algılayamıyor. Onun için de, farklı görüş belirten herkesi, bir yerleri satmaya çalışan kişi olarak görüyor ve hain diye damgalıyor... "Annan Planı intihardır, hayır oyu verin" diyen Denktaş'ı inandırıcı bulmayan KKTC halkı, büyük ekseriyetle "EVET" deyince, bu defa bazıları Rumların hayırından medet ummaya başladı. Bu çerçevede Deniz Baykal da, TC Hükümetinin Kıbrıs konusunda bir yanlış istikamete girmesinin, Rumlar tarafından "HAYIR" denilmesi sebebiyle önlendiğini söylüyor... Denktaş da, koltuğu muhafaza için Rumların hayırına sığınmadı mı? Peki Denktaş ve Baykal'ın söyledikleri doğru ise, niye Rum tarafı yüzde 76 nisbetinde hayır dedi? Merak etmeyin bu "EVET" ve "HAYIR"lar çok şeyi değiştirecek.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.