Fransa ve İngiltere Filistin Devleti’ni tanıyacak mı?

A -
A +

İsrail’in Gazze’de sürdürdüğü soykırım vahşeti, dünya genelinde şiddetli tepki topluyor. Bu tepkiler İsrail içinden de yükseliyor. 31 İsrailli aydın, ülkelerine “felç edici yaptırım” uygulanması çağrısı yaptı!

 

 

 

Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron’un Filistin Devleti’ni tanıma kararını açıklaması, İsrail ve ABD yöneticilerini tek kelimeyle yerinden zıplattı… Öyle ki, İsrailli Bakan Yisrael Katz, Fransa’yı doğrudan terör eylemleriyle tehdit etti!.. Amerikan cenahı ise, Fransa’nın bu kararını açıkça ret ettiklerini duyurdu. Oysa Fransa’nın Filistin’i hangi şartlar içinde ve hangi kıstaslarla tanıyacağı bile henüz belli değil. Bu konuda en net ve gerçekçi tanımlamayı sürekli olarak Türkiye yapıyor. “İki devletli çözüm temelinde; 1967 sınırları çerçevesinde, başkenti Doğu Kudüs olan toprak bütünlüğü sağlanmış Filistin Devleti…” Hâlihazırda, Filistin Devleti’ni tanıyan ülke sayısı 146… Ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi tarafından bu tanıma resmen tescil edilerek, sınırları güvence altına alınmadığı için, fiilen hüküm ifade etmiyor. Fransa, acaba yalnızca 1993’ten beri Filistin’i yöneten ve bugün başkanlığını Mahmut Abbas’ın yaptığı mekanizmayı mı tanıyacak? Yani Batı Şeria ile Gazze Yönetimleri arasındaki derin bölünmüşlük hâli devam mı edecek? Sahi, Fransa’nın bu kararı küresel boyutta Filistin meselesine nasıl bir katkı yapacak? Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macron’u arayarak bahse konu karar için teşekkür etti. Her şeye rağmen, Fransa’nın bu yeni yaklaşımı önem arz ediyor. Keza İngiltere Başbakanı Keir Starmer de, İsrail’in Gazze konusunda somut adım atmaması hâlinde, ülkesinin eylül ayında (BM Genel Kurulu sırasında) Filistin’i tanıyacağını açıkladı. Nedense Starmer’in açıklamasına İsrail ve ABD cenahından, Fransa’ya olduğu gibi sivri bir tepki yükselmedi. Acaba İngiltere’nin Filistin meselesindeki tarihî rolünden mi kaynaklanıyor? Öyle ya, 1917 yılında ve tabii siyonist plan istikametinde, Yahudilere yeni bir “vatan” tahsis etme sürecini başlatan Britanya İmparatorluğunun kadim rolü, bugünlere gelinmesinde başat rol oynamadı mı?

 

Netice olarak, Filistin meselesi artık bütün dünya için bir vicdan sıkıntısı hâline gelmiş bulunuyor… Evrensel vicdan, Gazze’de devam eden vahşet karşısında tam bir kıyam hâlinde. Bu isyanın fazla uzak olmayan bir gelecekte, ülkelerin halkları gibi, yöneticilerini de baskılayacağını kesin olarak söyleyebiliriz. Dünya Yahudiler için giderek daha zor bir yer olmaya başladı. Yunanistan adalarına yanaşan İsrail turistik gemilerine karşı, yerli halkın ortaya koyduğu tepki bunun açık delilidir!.. Terörist devlet İsrail’in siyonist yöneticileri, Gazze’de, Batı’nın sınırsız desteğinden devşirdiği gücün sarhoşluğu ile pervasız bir barbarlık sergiliyor. Ama bu hep böyle devam etmeyecek! Karar gazetesindeki habere göre, İsrailli 31 akademisyen, sanatçı ve eski hükûmet yetkilisi, The Guardian’da yayımlanan ortak mektupta İsrail hükûmetini Gazze halkını bilinçli olarak aç bırakmakla suçladı. 31 aydın “Ülkemiz Gazze halkını ölüme terk ediyor, milyonların zorla göç ettirilmesi düşünülüyor” ifadeleriyle öfke, utanç ve çaresizliklerini dile getirirken, uluslararası toplumdan İsrail’e karşı sert yaptırımlar uygulamasını talep etti.

 

İngiltere'nin önde gelen gazetelerinden The Guardian'da yayınlanan mektup, uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Aralarında İsrail'in eski Meclis Başkanı ve eski Başsavcısı gibi devletin zirvesinde görev yapmış isimlerin yanı sıra, Oscar, Golden Globe ve İsrail Ödülü sahibi çok sayıda sanatçı, akademisyen ve yazarın da bulunduğu aydınlar, kendi ülkelerine "felç edici yaptırımlar" uygulanması için dünyaya çağrıda bulundu. İsrail'in Gazze'deki politikalarını en sert dille eleştiren aydınlar, mektuplarına şu çarpıcı ifadelerle başladı: "Bizler, ülkemiz ve Filistinli komşularımız için barışçıl bir geleceğe adanmış İsrailliler olarak, bu mektubu büyük bir utanç, öfke ve ızdırap içinde yazıyoruz. Ülkemiz, Gazze halkını açlıktan öldürüyor ve milyonlarca Filistinlinin Şerit'ten zorla çıkarılmasını tasarlıyor." Mektupta, İsrail hükûmetinin yürüttüğü "acımasız kampanya" olarak nitelendirilen Gazze operasyonlarına derhâl son verilmesi talep edildi. Aydınların uluslararası topluma yönelik çağrısı ise netti: "Uluslararası toplum, İsrail bu acımasız kampanyayı sonlandırana ve kalıcı bir ateşkes uygulayana kadar felç edici yaptırımlar uygulamalıdır." 31 kişilik listede; akademisyen, düşünce adamı ve ödüllü sanatçılar olarak, pek önemli kişilerin yer alması hayli dikkat çekici. Bu şahsiyetlerin, kendi devletlerinin yönetimi aleyhine, BÜYÜK BİR UTANÇ, ÖFKE VE IZDIRAPLA dünyaya çağrıda bulunması, son derece çarpıcıdır. Esasen uzun zamandan beri İsrail halkının önemli bir kısmı, Gazze’deki soykırım vahşetinin durdurulması ve rehinelerin geri dönmesi için gerekli ortamın hazırlanması çağrısını tekrarlıyor. Bunun için geniş çaplı protesto eylemleri de yapıyor. Ne var ki, insan kasabı Netanyahu ve etrafındaki kana doymayan katiller sürüsü, vatandaşlarının sesini hiç duymuyor bile. Velakin onlar için de deniz bitiyor…

 

 

 

İsmail Kapan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.