“Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı…”

A -
A +

Büyük işler büyük mekânlarda halledilir… Elbise bedenin ölçülerine uygun olmalı ki vücut rahat çalışabilsin! Beştepe Külliyesi, MİT Binası, Müşterek Harekât Karargâhı (MSB) ve Dışişleri Bakanlığı Yerleşkesi…

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün Dışişleri Bakanlığı Yerleşkesinin temel atma töreninde iç ve dış çevrelere gerçekten önemli mesajlar verdi. Bu mesajların mana ve ehemmiyetine geçmeden evvel bir başka konuyu da kısaca dikkatlerinize sunmak isterim. Devletlerin güç kapasitesi sahip oldukları maddi ve manevi imkân ve kabiliyetleriyle değerlendirilir. Bu manada devletlerin resmî işlerinin tedvir edildiği mekânların özellikleri de önem arz eder… Yani elbisenin ölçüsü bedenin yapısına göre olmak durumundadır. Dünya siyasi ve askerî dengelerinde önemli rol oynayan ülkelerin kurum ve kuruluşları bu ihtiyaca cevap verecek nitelikte olmak durumundadır. Mesela Amerikan Savunma Bakanlığı binası (Pentagon) veya CIA merkezinin özellikleri diğer bütün ülkelerin hep ilgisini çekmiştir. Keza Rusya Devletinin Kremlin Sarayı veya KGB binasının özellikleri… Sivri bir örnekle, kısaca ifade edecek olursak; rakiplerin topla tüfekle yaptığı işi sapanla yapmaya kalkışmak fena hâlde zora sokar. Hangi sıklette “yarışıyorsan” kalıpların da ona göre olmalı. Türkiye Cumhuriyeti bu manada âdeta kabuk değiştiriyor. Cumhuriyetin ilk on yıllarında kullanılan ama daha sonra yetersiz kalan Çankaya Köşkü yerine Beştepe Külliyesi'nin yapılması bir ihtiyaçtı… Ne var ki, bazıları bu muhteşem yapıyı hedef alan kasıtlı taarruzlarda bulunmayı bir siyasi marifet gibi algıladı. Yeni Mahalle’de binaların arasına sıkışmış Millî İstihbarat Teşkilatı’nın yüklendiği misyona uygun bir binaya taşınması kaçınılmazdı… Keza Millî Savunma Bakanlığının gelişen şartlara ve değişen harp taktik ve tekniklerine ayak uyduracak bir karargâha sahip olması gerekiyordu. Bunun için beş bin dönüm arazi üzerinde inşa edilen ve Millî Savunma Bakanlığı ile Kara Kuvvetleri, Deniz Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri Komutanlıkları ile Müşterek Harekât Merkezi’nin yer aldığı muazzam bir yapı inşa ediliyor… Aynı şekilde son yıllardaki geniş vizyon ve yüklenilen misyona uygun olarak, Dışişleri Bakanlığımızın da artık yetersiz kalan binasından günün şartlarına cevap veren bir yerleşkeye ihtiyacı vardı. Bunun için de 548 bin metrekarelik arsa üzerine 354 bin metrekare kapalı mekâna sahip yüksek özellikte bir yerleşkenin temeli dün Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından atıldı. Hepsi ülkemize hayırlı ve uğurlu olsun. Büyüyen gelişen Türkiye’nin çehresi bu şekilde değişmeye devam edecek…

 

Erdoğan'ın törende yaptığı konuşmadan öne çıkan bazı noktalar şöyle:

 

"Yerleşkenin milletimize ve devletimize hayırlara vesile olmasını Rabb'imden niyaz ediyorum. Dünyanın dört bir yanında devletimizi başarıyla temsil eden diplomatlarımıza sevgilerimi ve saygılarımı gönderiyorum. Bakanlığımızın yeni yerleşkesi toplam 548 bin metrekare büyüklüğünde bir arsa üzerinde konumlanıyor. Eskişehir yolu ile Bağlıca bulvarının kesişim noktasında inşa edilecek binamız, çevredeki diğer kamu kurumlarına da yakın olacak. Yerleşke günlük 6 bin kişiye hizmet verecek kapasiteyle tasarlandı. 360 bin metrekarelik yeşil alanı ve 146 bin metrekare büyüklüğündeki sert zemin düzenlemesiyle, herkesin rahat edeceği bir yapı olarak şehrimize değer kazandıracak. Mimarideki biçim işlevi takip eder ilkesine bu projede, biçim gücü ifade eder anlayışını da ekledik. Böylece başkent Ankara'ya yeni bir silüet kazandırmayı hedefledik. Her bakımdan iftihar verici bir projeyi bakanlığımıza kazandıracak olmaktan mutluluk duyduğumuzu belirtmek istiyorum. Yerleşke Türk diplomasisinin hafızasını, bugününü ve geleceğini aynı çatı altında buluşturacak. Bu proje Dışişleri Bakanlığımızın gurur tablosu olacaktır.”

Erdoğan dünyanın hâlihazırdaki durumu ile alakalı olarak da dikkat çekici şeyler söyledi:

 

“Uluslararası siyaset giderek daha öngörülmez bir hâl alıyor. İçinde bulunduğumuz bölgede her sabah gözlerimizi yeni bir krize açıyoruz. Tüm bu krizleri, çatışmaları milletimizin menfaatlerine halel getirmeden başarıyla yönetmenin gayretindeyiz. Gerektiğinde sesimizi yükseltiyor, gerektiğinde çatışan tarafları aynı masa etrafında buluşturuyoruz. Gerektiğinde mekik diplomasisiyle krizleri büyümeden çözmeye çalışıyoruz. Kimi zaman yumuşak gücümüzü, kimi zaman sert güç yeteneklerimizi kullanarak gelişmeleri ülkemizin lehine çeviriyoruz."

 

Türkiye güçlünün haklı olduğu değil, haklının güçlü olduğu bir dünyaya inanmakta ve mücadelesini vermektedir. "Dünya 5'ten büyüktür" tespitimiz bu mücadelenin küresel ölçekte sembolü hâline dönüşmüştür. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın temel atma töreninde verdiği bu mesajlar şüphesiz çok önemli… Maalesef dünya düzeninin âdeta tamamen ortadan kalktığı ve yerine orman kanunlarının işlediği; güçlü olanın güçsüzün gırtlağına sarıldığı vahşi bir ortam, insanlığı her bakımdan tehdit ediyor… Erdoğan işte bu çarpıklığa karşı, istikrarlı olarak yüksek sesle itiraz eden bir lider: 

 

“Biz zulme ve zalime boyun eğmeyiz. İsrail'in vahşi saldırıları altında hayatta kalma mücadelesi veren Gazzeli mazlumların yanında olmamızı kimse engelleyemez. İsrail haydutluğunun hedefi olan tüm kardeşlerimizle dayanışma içinde olmayı sürdüreceğiz. Terör ve katliam bir akıl kilitlenmesidir. Asırlarca İslâm’ın bayraktarlığını üstlenen bir milletin evladı olarak 400 yıl Kudüs'e hizmetkârlık yapmanın şerefini yaşadık. Netanyahu bunu bilmez. Belki öğrenir. Bu övülmüş şehri tüm inanç mensupları için bir barış ve esenlik yurdu hâline biz getirdik. Kudüs bizimle birlikte İslam âleminin ortak davası ve ortak mirasıdır. Kudüs-ü Şerif'i namahrem ellerin kirletmesine izin vermeyiz. Biliyorum, Hitler özentisi tiplerin kuyruk acısı belki de hiç geçmeyecek. İBB Başkanlığımızda bundan 27 yıl önce ortaya koyduğumuz tavrı belki de hiçbir zaman unutmayacaklar. Varsın onlar öfke nöbetleri geçirmeye devam etsin. Biz Müslümanlar olarak Doğu Kudüs'teki haklarımızdan tek bir adım geri atmayacağız. Kudüs'ün tekrar barış, huzur ve güven şehri olması için mücadelemiz devam edecek."

 

 

 

İsmail Kapan'ın önceki yazıları...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.