Bugünlerde, Malatya Adli Tıp Kurumu ve Malatya Özel Yetkili Savcılığının işleri hayli yoğun... Sebebi de yıllardır "İNTİHAR" diye yutturulmaya çalışılan cinayetlerin, maktullerin yakınları tarafından sıkı sıkıya takip edilmesi... Kimi olayların karanlık yüzü gün ışığına çıkmaya başladı. Malatyalı Aydın Dere, Çanakkale Gökçeada'daki birliğinde vatani görevini yaparken; 31 Temmuz 2000 tarihinde, kuşkulu bir şekilde hayatını kaybetti. Hadise intihar olarak açıklandı. İşlemler de öyle yürütüldü. Ancak Aydın Dere'nin yakınları, olayın peşini hiç bırakmadı. Hikâye hayli uzun... Şöyle özetleyelim: On bir sene sonra, Aydın Dere'nin Malatya'daki mezarı açıldı ve merhumun, arkadan bitişik mesafeden ateş edilmek suretiyle vurulduğu kesinlik kazandı. Yani intihar değil, cinayet! Bakalım bu davanın sonucunda kimler okka altına gidecek!.. Gelelim çok daha sansasyonel bir olaya... Albay Kazım Çillioğlu. Son görevi Tunceli Alay komutanlığı idi. 1994 yılında, ikamet ettiği lojmanında ölü bulundu. Hadise yine, "İNTİHAR" kılıfı içinde sunuldu! 'Sunuldu' ifadesini bilhassa kullanıyorum. Çünkü o dönemde CİNAYET KOKAN ÇOK SAYIDA İNTİHAR VAKASI var... Kazım Çillioğlu'nun aile efradı, Albayın asla intihar edecek biri olmadığını ısrarla seslendirip, davalarının peşini bırakmadılar. Nihayet ilk sonuçları almaya başladılar. 17 yıl sonra, Albay Çillioğlu'nun da mezarı açıldı. Medyaya yansıyan haberlere göre, yıllardır resmi makamlar tarafından intihar ettiği iddia edilen Çillioğlu'nun, saç diplerinde arsenik bulundu. Kürek kemiğinde kurşun yarası olduğu tahmin edilen delik ve kaburgalarında kırık tespit edildi... Çillioğlu'nun Düzce'deki mezarını açtıran Malatya Özel Yetkili Başsavcı Vekili Özden Doğan'ın, soruşturma dosyası kapsamında şimdiye kadar 150 kişinin ifadesine başvurduğu bilgisi var. Bu kişiler arasında dikkat çekici isimler var. Dönemin Tunceli valisi Atıl Özülgen ve yine dönemin genelkurmay başkanı E. Org. Doğan Güreş... Doğan Güreş ismine dikkatinizi çekerim. Zira başka hadiseler için de, ifadesine başvurulabilir. Mesela bir başka Malatyalı asker olan Jandarma eski genel komutanı, Org. Eşref Bitlis ve beraberindeki üç subayın hayatını kaybettiği şüpheli helikopter kazası... O hadiseden sonra da, Doğan Güreş; genelkurmay başkanı sıfatıyla, apar topar olayın kaza olduğuna dair resmi beyanat vermişti. Apar topar diyorum, çünkü olayla ilgili kaza kırım raporu dahi ikmal edilmeden bahse konu açıklamayı yapmıştı. Güreş daha sonra aynı beyanları birçok defa tekrarladı. Ancak Eşref Bitlis dosyası asla kapanmış değil. Çillioğlu ailesi gibi, Bitlis ailesi ve aynı kazada ölen Yüzbaşı Tuğrul Sezginler'in yakınları, bu çok ama çok kuşkulu kazanın peşini bırakmıyor. Önümüzdeki dönemde, bu olaya dair yeni bulgular ve belgeler de ortaya çıkabilir. Keza o dönemde vukua gelmiş olup, aydınlatılmayı bekleyen nice karanlık cinayetler var. Tuğgeneral Bahtiyar Aydın, Albay Haluk Özden'in öldürülmesi vs. Suikastların, intihar veya terör saldırısı olarak yutturulmaya çalışıldığı o karanlık dönemin bakalım ne kadarı aydınlanacak!..