Irkçılık ve İslâm düşmanlığı Batı’yı temelinden göçürecek!

Sesli Dinle
A -
A +
Salvan Mumika adlı aşağılık yaratığın, hem de Kurban Bayramında; İsveç’te Mushaf-ı şerifi yakma şenaatinin yankıları devam ediyor. İslâm dünyasının genelinde büyük bir infial var… Adı geçen insan kılığındaki yaratık, aslen Iraklı ve fakat bu alçakça fiilini İsveç’in başkentinde ika ediyor. Çünkü İsveç devleti, bu çeşit alçakça eylemler için koruma ve kollama sağlıyor. Güya düşünce özgürlüğü adına! Hatırlanacağı üzere geçtiğimiz ocak ayı içinde de, Stockholm böyle bir aşağılık eyleme sahne olmuştu. Danimarka-İsveç karışımı bir devşirme olan Rasmus Paludan adlı sefil kişi (Bu yaratık aynı zamanda siyasetçi ve Danimarka’da kurduğu ırkçı bir partinin de sözde lideri…), önce İsveç, ondan bir hafta sonra da Danimarka’nın başkentinde, polis gözetimi ve koruması altında, Mushaf-ı şerifi yakma denaetini tekrarlamıştı. İslâm Dünyasından yükselen tepkilere karşı da, Batı mahfillerinde aynı pişkin yalan ve savunmalara başvurulmuştu: DÜŞÜNCE ÖZGÜRLÜĞÜ VE DEMOKRASİ… İki milyarlık İslâm âleminin mukaddes kitabına yapılan alçakça saldırıyı, bu şekilde bir kılıfa sararak yutturmaya kalkmışlardı. Şimdi de aynı kepazeliği sergiliyorlar. Batı’nın o pek bilinen çirkin yüzü, bütün sahtekârlığı ile sırıtıyor. Onlar da kimsenin bu eblehçe yalanlara inanmayacağını biliyor. Ama bile bile küstahça tavırlarına devam ediyorlar…
 
Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamasında, tam da bu pişkinliğe dikkat çekerek, şunları söyledi: “Terör örgütleri ve İslâm düşmanlarıyla kararlı mücadele edilinceye kadar, tepkimizi en sert şekilde ortaya koyacağız. Müslümanlara hakaret etmenin düşünce özgürlüğü olmadığını, Batılı kibir abidelerine eninde sonunda öğreteceğiz…” Evet, aslında Batıyı temelli göçürecek o kibirli tavır zirve yapmış durumda!.. Gelgelelim, temelinden gelen ve mutlak yıkılmayı haber veren o çatırtıları da nedense duymuyor, duyamıyor. İster duysun ister duymasın netice Batı hesabına kaçınılmaz. Zira insani ve medeni değerlerden günbegün daha fazla uzaklaşan Batı aynı hızla çöküşe gidiyor. Batı’nın bugünkü makyajlı durumu ve konumu sizi hiç şaşırtmasın. Korkunç bir tefessüh söz konusu…
 
İçten içe çürüme artık önlenemeyecek ve onarılamayacak boyutlarda. Batı’yı ırkçılık, İslâm Düşmanlığı, genel olarak dinsizlik akımı ve LGBT gibi sapkınlık ve insan soyunu kurutmaya yönelik felaketler bitirecek. Batı, özgürlük, demokrasi, insan hakları vb. klişeleri tekrarlayarak, esasen bu kavramların içini boşaltıyor ve devamında da, bizatihi bu değerleri imha edecek, ortadan kaldıracak güya yeni düşünceler üretiyor… Hiç şüphesiz Batı bu hâliyle bir kısır döngünün içinde debelenip duruyor. Sonuç mutlak felaket!..
Bakınız ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller İsveç’te Kur’ân-ı kerime yapılan alçakça saldırıyı nasıl değerlendiriyor: “Bunu kınıyoruz. Ancak aynı zamanda bu gösteriye izin verilmesini de ifade özgürlüğü olarak değerlendiriyoruz. İzin verilmesi eylemleri onaylamak anlamına gelmiyor…” Şu çelişkiye ve sığlığa bakar mısınız? Batı bu açmazdan artık kurtulamaz. “Bunu kınıyoruz. Ancak ABD aynı zamanda ifade özgürlüğünü ve barışçıl toplanma hakkını demokrasinin unsurları olarak görüyor…” İşte bu ikiyüzlülük ve çelişkiyi gören Momika gibi alçaklar da, fütursuzca tehditlerine devam ediyorlar. Nitekim Momika da aşağılık Paludan gibi, aynı küstahça eylemi tekrarlayacağını ilan ediyor… Kantarın topuzu büsbütün kaçmış durumda. Batı’nın bugüne kadarki ölümcül hataları, bundan sonrası için mecburi istikameti olacak!.. Yani Batı istese de, bazı şeyleri artık düzeltemeyecek.
 
Bakınız 2011 yılında, Anders Behring Breivik isimli sapkın bir kişi, Norveç’te önce bombalı saldırı ile 8 kişiyi öldürdü. Bundan iki saat sonra da Utoya adasında, bir siyasi parti gençlik teşkilatının yaz kampını basarak tam 69 kişiyi kurşun yağmuruna tuttu. Toplamda 77 kişinin hayatını kaybettiği bir katliam yaptı… Sonra ne oldu biliyor musunuz? Bu azılı katil, Norveç kanunlarına göre en yüksek ceza olan 21 yıl hapse mahkûm edildi. Üzerinden henüz dört yıl geçmeden aynı katil, Norveç devletine şantaj yapmaya başladı ve "açlık grevi"nebaşlamakla tehdit etti. Norveç bu tehdit karşısında telaşa düştü iyi mi? Adı geçen katil, her sene şartlı tahliye talebinde bulunarak, hem şahsi propagandasını yürütüyor hem de Norveç devletini müşkül duruma sokabiliyor. Çünkü bu katilin fikirlerinde hiçbir değişiklik yok. İmkân ve ortam bulursa, aynı eylemi hiç tereddüt etmeden tekrarlayacağını bağıra bağıra söylüyor. Daha önce katlettiği çoğu çocuk onlarca kişi gibi, yenilerinin de tabii hedefi olacağını herif alenen söylemeye devam ediyor!
 
Bu sivri örneği, Batı’nın gelecekte daha nelerle yüzleşebileceğine dikkat çekmek için verdim. Yeterince ürkütücü değil mi? İşte İsveç’te Mushaf-ı şerifi yakmak gibi alçakça bir provokasyonun faili olan Salvan Mumika da aynı zamanda, Irak’ta Haşdi Şabi çeteleri içinde, onlarca cinayete karışmış bir eli kanlı katildir. Ve bu azılı katili İsveç hükûmeti güya düşünce özgürlüğü adına koruyup kollamaya devam ediyor. Norveç’te Breivik, İsveç’te Mumika. Al birini vur ötekine!..
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.