İşler daha fazla zıvanadan çıkmadan!..

Başbakan Yardımcısı Emrullah İşler, yasa dışı dinleme olaylarının artık zıvanadan çıkmak üzere olduğunu söylüyor ki, sonuna kadar haklıdır. Ama haklı olmak veya doğruyu dile getirmek, şu zamanda tek başına asla kâfi değil. İnsanların özel hayatını, mahrem yaşantısını kamuoyuna ifşa ederek, birtakım siyasi neticeler almaya çalışmak, tek kelime ile ahlaksızlıktır. Bu ahlaksızlığı, birilerinin kendince ulvi gayeler için yaptığını iddia etmesi, asla neticeyi değiştirmez. Bunun altını kalın bir çizgi ile iki kere çizelim. Siyasi mücadelenin, ekonomik rekabetin, içtimai duruşların en başta ahlaki zemini olmalıdır. Böyle bir zeminden yoksun bütün davaların eninde sonunda akamete uğraması kaçınılmazdır. İnsanlık tarihi bu konuda acı örneklerle doludur.

Rekabet ve mücadele ahlaki zeminden kopunca, artık ne hak kalır, ne hukuk kalır, ne de adaletin tecellisi mümkün olur. Durum öyle bir noktaya doğru gidiyor ki, Başbakan Yardımcısı İşlerin dile getirdiği üzere, devlet tedbir almazsa, işler iyice zıvanadan çıkacak. Şu hale bakar mısınız: Birkaç savcı, son zamanlardaki operasyonlara dair kendi aralarında sohbet ediyor. Ama o da ne, içlerinden biri cep telefonu ile bu konuşmayı kaydediyor ve hükümetten yana konuştuğu söylenen bir savcıya karşı, ses kayıtlarını şantaj olarak kullanmaya yelteniyor. İşte "tuzun kokması" olayı tam da budur. Kanunsuz ve yasak işlerle mücadele etmek, bu noktada ammenin ve şahısların hakkını korumakla görevli 'cumhuriyet savcısı', bizatihi bu derece kolay şekilde hukuku ihlal ediyorsa, gerçekten korkmak lazım...

17 Aralık'tan bu tarafa ortaya dökülen benzer nitelikteki yasa dışı ses ve görüntü kayıtları, toplumda büyük infial uyandırıyor. Bundan sonra da muhtemelen bu işlerin ardı arkası kesilmeyecek. Ama şunu söyleyebiliriz, geçmişte bu tarz hareketlerle toplumda aksülamel uyandıranlar, bundan böyle eskisi gibi etkili olamayacaklar. Zira insanlar giderek bu olayları kanıksıyor, bir de belden aşağı vurmalarla insanları karalama metotlarına karşı her geçen gün daha fazla öfkeleniyor. Yani ses ve görüntü kasetleriyle bir yere varacaklarını sananlar, fena halde yanılıyor. Bir de bunun kanuni sonucuna katlanmak durumunda kalacaklar. İlave olarak da günün birinde bu olayların failleri deşifre olduklarında, toplum içinde hangi derekeye düşebileceklerini de tahmin etmeliler.

Evet, işler daha fazla zıvanadan çıkmadan herkes aklını başına devşirse iyi olur. Bazılarının, kazanamayacakları bir kavgayı sürdürme inadını bırakması, öncelikle kendileri için ve elbette memleket hesabına hayırlı olur. Yolsuzluk kılıfı içinde ülkenin stratejik menfaatlerine yönelik sinsi hamlelerin verdiği zararın boyutları ortada... Bütün bunların faturası da halkın sırtından çıkıyor, çıkacak. Ve elbette bu halk, sırtına bunca ağır fatura yükleyenleri hiçbir zaman affetmeyecek. Birileri duygu ve hırsını yahut kötü niyetini aklının önüne çıkararak intihar saldırılarına girişmiş görünüyor. Ama bilelim ki intihar saldırılarıyla kazanılmış bir zafer yoktur!..