Kaydet
a- | +A
Bazıları diyebilir ki, dünyanın nerede ise üçte biri açlığın pençesinde kıvranırken bu şişmanlık da nereden çıktı. Evet, doğrudur, dünya nüfusunun üçte ikisinin de fazla kilolarıyla başı dertte. Daha açıkçası şişmanlık (obezite) günümüzde halk sağlığını tehdit eden önemli problemlerden biri olarak kabul ediliyor. PenPr''ın hazırladığı bir bültende, dünya nüfusunun yüzde 75''inin fazla kilolarıyla başının dertte olduğu, Avrupa''da 35-65 yaş arası kuşağın yarıdan fazlasının obezite sınırları içinde bulunduğu, İngiltere''de obezlerin sayısının 20 yılda beş kat arttığı belirtiliyor. Almanya''da, çocuklarda aşırı şişmanlık oranının 20 yılda iki katına çıktığı , İngiltere''de 15 yıl sonra her dört kişiden birinin obez olacağının tahmin edildiği kaydediliyor. Korkutan yağ tabakaları Bu arada fazla kiloluluk ve aşırı şişmanlık (obezite) kavramlarına açıklık getirmek gerekiyor. Fazla kilolu olmakla, aşırı şişman olmak arasında ne gibi bir fark var? İnsan sağlığını olumsuz yönde etkileyecek şekilde vücutta anormal ya da fazla miktarda yağ dokusu birikmesi olarak tanımlanan obezitenin teşhisinde çeşitli metodlar kullanılıyor. En yaygın olanı ise Beden Kütle İndeksi (Body Mass Index-BMI). Bu oran, şu şekilde hesaplanıyor: Nasıl tespit edilir? Kişinin boyunun karesi alınıyor, kendisinin ağırlığı bu rakama bölünüyor. Mesela bir kişinin boyu 1.70 m ve kilosu 94 ise ; 1.70x1.70=2.89 (m2), 94/2.89=32.52kg/m2 Dünya Sağlık Teşkilatının kriterlerinde, BMI 18-25kg/m2 arası normal, 25-29.9 arasında olanlar fazla kilolu, 30-35 obez(aşırı şiman), 35 üzerinde olanlar ise morbit obez (mutlaka tıbbi tedavi görmesi gerekli) olarak sınıflandırılıyor. Yukarıdaki örnekte sonuç 32.52 olduğu için obez tanımlamasına giriyor. Yani aşırı şişman. Aşırı şişmanlığın en yaygın olduğu ülkelerin başında ise Amerika Birleşik Devletleri geliyor. NAASO''nun (North American Association For The Study of Obesity) başkanı David York, ABD''de obezite oranı yüzde 50''lerde dolaştığını kaydetti. Televizyonun etkisi Roche Laboratories Inc.''de Kardiyovasküler ve Metabolik Bölüm Medikal Direktörü Dr. Atilla Kurşun''un verdiği bilgiye göre, ABD''de çocukların yüzde 54''ü obez. Bunun da en büyük sebebi çocukların çok uzun zaman televizyon seyretmesi. Çocuklar, ilkokuldan lise son sınıfa kadar, toplam üç senelik bir zamanı televizyon başında geçiriyor. Her çocuk yılda 20 bin reklam tüketiyor. Bu reklamların yüzde 75''i ise yiyeceklerle ilgili. Diğer taraftan, annelerin alışveriş sırasında, çocuklarının yüzde 50 isteklerini kabul ettiği tesbit edilmiş. 53 milyar dolar harcanıyor ABD''de yürürlüğe konulan Healthy People 2010 projesi, 2010''da yüzde 60''a ulaşacağı tahmin edilen obez oranını azaltmayı hedefliyor. ABD''de, obezite için yılda 53 milyar dolar harcanıyor. Bunun yüzde 45''i diyete, yüzde 30''u fitness (spor merkezleri, malzemeleri) yüzde 24''ü kitap, kaset için kullanılıyor. Sadece yüzde 1''i ilaca gidiyor. Arap ülkelerinde de oran yüzde 30.3-44 gibi yüksek rakamlarda. En fazla şaşırtan ülke ise Hindistan! 600 milyon insanın açlık sınırının da altında yaşadığı bu dev ülkede (nüfusu 1 milyar 100 milyondan fazla), obezite oranı yüzde 23-25 civarında. Aşırı şişmanlık oranının en düşük olduğu ülke olarak Japonya biliniyor. Türkiye de tehlikede Roche''un sponsorluğunda Türk Obezite Vakfı (doktor, diyetisyen ve hemşirelerden üç bin meslek mensubunun üye olduğu bir kuruluş) tarafından geçen yıl yaptırılan "Erişkinlerde Obezite Prevelansı ve Bazı Komorbid Hastalıklarla İlişkisi" adlı araştırmaya göre, Türkiye''de üç kişiden biri kilo problemi yaşıyor. İstanbul, İçel, Diyarbakır, Aydın, Eskişehir ve Samsun''da, 18 ve yukarı yaştaki 8 bin 674 kişinin boyları, kalça ve bel çevresi ile vücut ağırlığı ölçülürken, kanlarındaki toplam yağ ve şeker oranı tesbit edildi. Kadınlar daha kilolu Araştırmaya göre, fazla kilolu ve obezite olanların sayısı, özellikle 30 yaşından sonra artmaya başlıyor. 55-64 yaşlarında en yüksek oranlara ulaşıyor. Fazla kiloluluk kentlerde ( yüzde 19.6), obezite ise kırsal kesimde (yüzde 17) sık görülüyor. Eğitim seviyesi yükseldikçe fazla kiloluluk ve obezite oranı düşüyor. Roche Türkiye Ürün Direktörü Dr. Akın Aksekili''nin belirttiğine göre, Türkiye''de erkeklerin yüzde 8''i, kadınların ise yüzde 23''ü obezite ile problemli. Kadınlarda obezite, kırsal kesimlerde daha yüksek. Bunun da dengesiz beslenmeden kaynaklandığı ifade ediliyor. Hastalığa davetiye O bezlerde; hipertansiyon, şeker, yüksek kolesterol, karaciğer rahatsızlıkları, kısırlık ve kanser riski yüksek. Türk Obezite Vakfı''nın araştırmaları, şeker hastalarının yüzde 60''ının, kalp hastalarının yüzde 50''sinin, yüksek kolesterollülerin ise yüzde 40''ının aşırı şişman olduğunu gösteriyor. Bunların yanında psikososyal rahatsızlıklara yol açtığı gibi, hayat kalitesini de düşürüyor. ABD''de, önlenebilir ölüm sebepleri arasında, obezite sigara içiminden sonra ikinci sırada yer alıyor. Normal kilonun altında ve üzerinde ölüm riski artıyor. Büyük pazar Obezitenin yol açtığı hastalıkları tedavi etmenin en iyi yolu, obezitenin kendisini tedavi etmek. Bu yolla obezitenin eşlik ettiği birçok hastalığın sebep olduğu sakatlıklar, ölümler ve büyük tıbbi harcamalar önlenebiliyor. İlaçla tedavide, kilo düşürme ve iştah kesme yöntemleri uygulanıyor. Daha önce kullanılan bazı ilaçlar, merkezi sinir sistemi üzerindeki menfi etkileri sebebiyle, hipertansiyon, depresyon, kabızlık, kalp kapakçığını hasara uğratma gibi zararlara yol açtığından, piyasadan çekilmiş. Şişmanlıkla ilgili ilaç piyasası ise 2 milyarı reçeteli, toplam 60 milyar dolarlık bir pazar var. İlaçlı tedavi Obeziteye karşı 20 yıldan beri araştırmalarını devam ettiren ünlü ilaç firması Roche, geliştirdiği Xenical ilacı ile bu hastalığı tedavi etme amacında. İlacın en önemli özelliği, kana karışmaması (sadece yüzde bir oranında karışıyor). Dolayısıyla merkezi sinir sistemi üzerinde yan etkisi sözkonusu değil. İlacın etkileme biçimi ise bağırsakta yağların emilimini sağlayan lipaz enzimini yüzde 30 oranında bloke etmesi. Yani, yemeklerle birlikte alınan yağların yüzde 30 oranında kana karışmadan direkt olarak dışkı ile dışarıya atılmasını sağlaması. Xenical''in boşaltım sistemi ile ilgili bazı istenmeyen etkileri var. Gaz çıkarma ile dışkı kaçırma, ani sıkışma, dışkı tutamama vs. Bu yüzden hastaların doktor tavsiyesi ile kullanmalarının gerektiği belirtiliyor. Avrupa''da FDI''ın (Gıda ve İlaç Enstitüsü) iki yıllık çalışmaları sonucunda, ilacın bağırsak ve böbrekte herhangi bir probleme yol açmadığı tesbit edilmiş. İlaç ilk olarak 1998''de Yeni Zelanda''da, 1999''da Amerika ve Avrupa''da, kullanılmaya başlanmış. Türkiye''de de 1998 Ekim ayından beri kullanılıyor. Xenical''in bir aylık kullanım miktarı Türkiye''de 53 milyon liraya mal oluyor. Beslenme eğitimi NAASO Başkanı David York, obezitenin önüne geçilememesi durumunda, bunun hem mali hem de sıhhi sonuçlarının felaket olacağını belirtti. York, "Bunu önlemenin yolu ilk önce sebeplerini öğrenmek ve buna göre de tedbir almaktır" dedi. Bunun için de obezitenin yalnızca sağlık mesleği mensuplarınca bilinmesi yeterli değil. Beslenme ile ilgili eğitimin verilmesi, okullarda bedensel faaliyetlerin arttırılması, bilgisayar önünde oturan çocukların durumunun kontrol edilmesi, bisiklet kullanılması, en başta başvurulabilecek kolay ve faydalı metodlar.
ÖNE ÇIKANLAR