Yanlış bir tane değil ki!..

A -
A +

Kurban Bayramı yaklaştıkça, mutad olduğu üzere, konu ile ilgili bilir-bilmez kalemler yine hareketlendi. Herbiri kendi dağarcığında mevcut yalan-yanlış bilgileri ortaya döküveriyor... Öyle şeyler yazılıp çiziliyor ki, evlere şenlik! Bilhassa Prof. etiketli bazıları var ki, herkese bu alanda fark atıyor. Geçmiş senelerden de hatırlayacaksınız; vejetaryen (et yemez) olan bir Prof. Kurban meselesine, "Kavurma şöleni..." diye yaklaşmıştı. Her şeye şaşı bakan bir başka Prof. da; sadece küçük baş ve büyük baş hayvanların değil, tavuk-horoz gibi kümes hayvanlarının da, hatta balıkların bile kurban olarak kesilebileceğini söyleyebilmişti! Bu zat birkaç gün önce de, cemaatle namaz kılmanın fazileti hakkında, şimdiye kadar duyulmamış, işitilmemiş şeyler söyleyerek yine farklılığını gösterdi!.. Dini meselelerden haberdar olanlar, bu garipliklere asla prim vermiyor. Ancak bu alanda yeterince bilgi sahibi olmayanların kafası karışıyor. Kafa karıştıranların çoğunun ilahiyat (teoloji) profesörleri olması, hepsinden öte, şaşırtıcı ve üzücü. Prof.'ların içinde yüzdüğü yanlışlıklar silsilesini düzeltmek, maalesef mümkün değil! Hani meşhur hikaye var ya; nadanın biri karşısındakine soruyor; (O hangi evliya idi, deniz kenarında oğlunu kurban edecekti de, onun yerine kesmek üzere Allah kendisine bir deve gönderdi?..) Sorulan kişinin tepkisi şöyle oluyor: Bunun neresini düzelteceksin, yanlış bir tane değil ki!.. Bir kere o evliya değil, peygamberdi. İkincisi deniz kenarında değil, dağda idi, üçüncüsü kendisine deve değil, koç gönderildi... Türkiye'de kendisine aydın ismi verilen insanların birçoğu, dinle imanla pek alakadar olmadıklarından, bu alandaki bilgileri de ya sıfırdır, yahut sıfıra yakındır. Böyleleri, kazara dinle, inançla ilgili bir şey yazacak olurlarsa, genellikle muharref Tevrat'tan ve muharref İncil'den alıntı yaparlar. Bunun sebepleri çeşitli olabilir ama, herhalde İslami kaynaklardan pek haberdar olmamaları veya olmak istememeleri, yahut haberdar olsalar dahi, görmemezlikten gelmeleri önemli bir faktör olsa gerek... Üç gün önce tarihçi bir profesörün köşesindeki bir alıntıyı görünce, doğrusu pek şaşırdım. Kurban ve gelenek deyince, yazarın aklına yazıya geçmiş ilk kurban geliyormuş. "Tevrat'ta, İbrahim ile İshak'ın Moriya'ya gidişlerini anlatan olağanüstü hikaye... Ey İbrahim oğlunu, sevdiğin biricik oğlunu, İs- hak'ı al ve Moriya diyarına git ve orada sana söyleyeceğim dağların biri üzerinde onu yakılan kurban olarak takdim et. Ve İbrahim sabahlayın erken kalktı ve eşeğine palan vurdu..." Bu yazı resmi istatistik rakamlarına göre, yüzde doksan dokuzu Müslüman olarak bilinen bir ülkede, yani bir biçimde Müslüman okuyucu kitlesini bilgilendirmek için kaleme alınıyor. Müslümanlığın belirleyici unsur olarak burada karşımıza çıkması, dini bir vecibe olan kurban meselesi işlendiği içindir. Bütün İslami kaynaklarda; hazreti İbrahim'in nezrini yerine getirmiş olmak için oğlu hazreti İsmail'i kurban etmesi konusunda, Allah tarafından ikaz ve imtihan edilmesi anlatılır. Kur'an-ı kerimin Saffat suresinde bu mesele bütün teferruatıyla vardır. Acaba yazar bundan haberdar mı? Haberdar ise niçin o kaynağı da belirtmiyor. Değilse, Müslüman bir kitleye tevratik bir hikaye ile dini bir vecibe hakkında fikir beyanında bulunmayı doğru bulmasını acaba hangi kriterlere dayandırıyor? En azından tarih bilimi açısından, eski zamanlara ait bir hadiseden bahsedilirken, ilgili diğer kaynaklara da işaret etmek gerekmez mi? Bu husus çok önemli, zira Müslümanların dini bayramında, yine Müslümanların ifa ettikleri dini bir ibadetle ilgili olarak, İslam dininin kutsal kitabı olan Kur'an-ı kerimin bu ibadetle ilgili sahih açıklaması değil de, muharref Tevrat'ın yanlış aktarımı (hazreti İsmail yerine hazreti İshak'ın kurban edilmek istenmesi...) sunuluyor. Kanaatimizce, yazarın din-inanç sistemiyle ilgili yaklaşımı ne olursa olsun, okuyucularına doğru ve yeterli bilgi sunma mecburiyeti vardır. Üstelik yazar ayrıca bilim adamı sıfatını taşıyorsa, bunu daha titiz bir şekilde yapması, bilimsel etik açısından da bir mecburiyettir. Ama diyebilirsiniz ki, ilahiyatçı Prof.'lar kurban konusunda bunca sapkınlığa düşünce, din-imanla arası pek de hoş olmayan tarihçi bir Prof'un da olayı böylesine saptırmasına şaşmamak lazım! Galiba haklısınız!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.