Güreşçiliğim sebebiyle çok gazeteciyle tanıştım, dostluklarım oldu... Merhum Nezih Demirkent'ten başlamak üzere tanıdğım saygıdeğer isimlerden kısa kısa söz edeceğim. Yıl 1960'lardan önceleri. Nezih Demirkent Sabah Gazetesi spor muhabiriydi. Emirgan'daki kampımıza gelir, güreş haberleri yazmaya çalışırdı. İri boylu, ablak, çekingen bir çocuktu.. Milli Takım kaptanı olarak çocuk saydığım bu muhabire hep yardımcı oldum. Şimdi anlıyorum ki, 1930 doğumlu. Aynı yaşlarda imişiz. Nur içinde yatsın.. Malik Yolaç'ın Akşam'ında Adana eşrafından tarihçi Orhan Menemencioğlu, güreş muhabiri Nazif Oturgan ve İslam Çupi ile çok yakındık. Orhan Menemenci benim velim gibiydi. Çatal bıçak tutmayı, kravat bağlamayı hatta güreş yazmayı bir köylü çocuğu olan bana o öğretti. Üçünün de Cennet mekanları olsun. Tercüman'da Necmi Tanyolaç kitap yaz dedi. "Dünya güreşine oyun getiren ustalar"ı yazdım. Böylece dünyada güreş kitabı yazan tek Olimpiyat Şampiyonu olduğum söylenir. Milliyet'den bir muhabir, "İsmet Atlı, Gençlik Parkı'nda yanında bir sarışın hanımla geziyordu" diye yalan yazmış. Aynı gazeteden Halit Kıvanç, hanımın eşim, parmağımdaki alyansın da platin olduğunu, beni yüceltici uslüpla müdafası kıtlıktaki lokma gibi hala unutmadım.. Hürriyet Gazetesi'nin o yıllardaki sahipleri Sayın Erol ve Haldun Simavi kardeşlerin bize yakınlıkları vardı. Tercüman'ın sahibi Kemal Ilıcak samimi bir Anadolu insanıydı. Kozan'la Kadirli (35 km.) komşu kazalardır. O zamanki adı Kemal Gökçeli olan Yaşar Kemal, Kadirli'de daktilosuyla arzuhalcilik yapar, bazı dergilere de halk türküleri, ağıtlar, hikayeler yazardı. Benim de altımda doru bir rahvan, Kadirli köylerinde sığır topluyordum. Babam ticaret adamı olmamı istiyordu ama ben gece gündüz güreş düşünüyor, attan inip karakucaklara soyunuyordum.. Bir karşılaşmamızda Kemal Gökçeli bana, "Sen Türkiye'nin en büyük güreşçisi, ben de en büyük yazarı olacağım" diyordu. Aradan 7 yıl geçmişti.. Yeşilköy Havaalanı'nda 1956 Melbourne Olimpiyatları'nda hareket için uçağa doğru yürüyorduk.. Başka bir uçaktan "İnce Memed"in yazarı Yaşar Kemal iniyordu. Karşılaştık.. "Sana bir zamanlar yalan söylemiş, yanlış söylemişim.. Bak sen dünyanın en büyük güreşçisisin, ben de dünyanın en büyük yazarıyım" diyordu.. Tolado 1962 Dünya Şampiyonası'nda 97 kg'da ikincilik-üçüncülükte kalmama çok üzüldüm. "Güreşi bıraktım" dedim ama sudan çıkmış balık misaliydim. Aradan yıllar geçti, ata sporumuzda olumsuzluklar devam etmektedir. Basın ilgisiz, yöneticiler siyasetçi.. Türkiye Gazetesi'nde yazma isteğimi Sayın Enver Ören kabul buyurmuşlar.. Anadolu tabiri ile "Helal süt emmiş" Sadık Söztutan, spor servisindeki genç kardeşler yardımcı oldular. Böylelikle nacizane yazılarımla Türk güreşine on yıldan fazla büyük hizmetler verdim. Hizmetlerimin gerçekliliğini isteyen varsa satır satır, olay olay tartışırız. Gazeteden aldığım maaşa gelince, benzin parama ya yeter ya da yetmez. Ama muhterem Enver Ören'in işyerlerinde doğulu-batılı, kuzeyli-güneyli, hiç ayırt edilmeden on binlerce vatandaş ekmek yemektedirler. Sayın Enver Ören iyi kalpli, iyi niyetli, çok da mütevazi, samimi bir insandır.. Zatı alilerine geçmiş olsun diyor, şükranlarımı sunuyorum..