Amerika ne söz vermişti? Irak zararı, diye, bize 1 milyarı hibe 8.5 milyar dolarlık kredi açacaktı. Aradan 4-5 ay geçti; para nerede? Yok. Bırakın 8.5 milyar doları 8 dolar bile gelmedi. En son Dışişleri Bakanı Gül, ABD'de "Şu 1 milyar doları verin artık" diyecek oldu, Amerikalılar da "I ıhh!" diye cevap verdi. Gül de, çaresizce, boynu bükük, eli boş döndü. Peki, biz bu parayı nasıl alacağız? Ya da alabilecek miyiz? Zannetmiyorum. "Hemen vereceğiz" dedikleri şeyi 5 aydır sallıyorlar, şimdi de IMF şartına bağladılar; bu demektir ki, en az bir 6 ay daha sallayacaklar. Ondan sonra alsak bile, "En iyisi bu parayı size 4-5 taksitte verelim" diyebilirler; derlerse de hiç şaşırmam. Bu işler böyledir. İsrail'e anında 10 milyar dolar kredi verirler, sana da Amerikan bezinden 'çuval'... Demem o ki; 1 milyar doları da gerisini de zor alırsınız. Çünkü, ABD ekonomisi, Bush başa geldiğinden beri tepetaklak gidiyor. Adamın kendine hayrı yok, sana nasıl hayrı dokunsun! En iyisi size, rakamlara boğmadan, Amerikan ekonomisinin son haliyle ilgili bir kaç not vereyim: İlk defa bu yıl tüketim üretimin önüne geçti. Mali sistem çöktü çökecek. Özellikle 11 Eylül sonrası sigortacılık ve bankacılık sistemi iflasın eşiğine geldi. Dolar euroya yenildi. Ticarette doların yerini euro aldı. Dış ticaret açığındaki uçurum giderek derinleşiyor. 2 yıl önce ilk defa Almanya'nın ticaret toplamı Amerika'yı geçti. Bush başa geçtiğinden beri 2.5 milyon insan işsiz kaldı, 117 yönetici işçi çıkarmaya devam edeceklerini açıkladı. (Eh, bir de bunlara, Irak'ta her gün harcanan 4 milyar doları, moral bozucu olarak da her gün bir kaç Amerikan askerinin öldürülmesini ekleyin...) Şimdi ben bunu yazdım ya, bazıları bizi Amerika düşmanlığıyla suçlayacaktır. Koskoca süpergüç için verdiğimiz bu notlara bakıp "Amma salladın ha!" diyeceklerdir. Oysa bunları söyleyen ben değilim. Söyleyen bir Amerikalı. Üstelik başkan adayı... Adı da Lyndon Larouche... Ya, n'aber! Diyeceğim o ki; siz o 1 milyar doların üzerine soğuk su için ve gelmeyecekmiş gibi işinize bakın. Gelirse ne alâ; öpüp başınıza koyun. Unutmayın; kelin merhemi olsa başına sürerdi. Türkler'in ataları ! Gazeteci dostumuz Ali Bektan'ın yeni kitabı çıktı. "Atatürk ve Parapsikoloji" kitabının hemen ardından gelen "Türkler ve Uzaylı Ataları" adlı kitabı, ilginç ve hayli iddialı bilgiler içeriyor. Büyük bir emeğin ürünü olan kitapta, Türkler'in atalarının Ortaasya'dan değil uzaydan geldiği, Türkler ve Almanlar'ın aynı köke bağlı olduğu, hatta kayıp kıta Mu'da birlikte yaşadıkları iddia ediliyor. Türk olan Sümerlileri mercek altına alan Bektan, Sümerliler'in uzaylılarla kurduğu temasları anlatırken, onlardan kalma Kraliyet Yazıtları'nı örnek gösteriyor. Yazıtların bir bölümünde yer alan "Kraliyet gücü bize göklerden geldiği zaman" cümlesini baz alan Bektan, Türkler'in atalarının uzaydan geldiği tezinde ısrar ediyor. Üstelik bu araştırmalarında Atatürk'ün dünya genelinde yaptırdığı araştırmaları da örnek gösteriyor. Amerika'nın neden teknolojide bu kadar ileri gittiğini ise, Ali Bektan, Başkan Eisenhower'ın 1952 yılında uzaylılarla yaptığı bir görüşme olarak açıklıyor. Bektan, "Bu olaya Einstein da şahitti. 4 saat süren görüşmede o da hazır bulundu" diyor. Bu kitabı okuduğunuz zaman, "bir tonluk yumruk yemiş boksör"ün durumuna düşeceğinize eminim.