Jeotermalin sırrı

A -
A +

Yıllardır ekonomik sıkıntı içerisindeki Türkiye, kaynaklarını yeterli şekilde kullanamamanın sıkıntısı içerisinde debelenip duruyor. Bırakın bir kaynağı keşfedip işletmeyi elimizin altındaki kaynakları bile ranta çevirememenin yüzünden milyarlarca dolar kaybımız oluyor. Örneğin jeotermal kaynakları ele alalım. Bu konuda ülkede "bir numara" olduğuna inandığım Balıkesir'in Edremit ilçesindeki jeotermal kaynakları ne kadar ekonomiye kazandırabildik ki... Bu ilçede jeotermal üzerine kurulu kaç tane tesis var? Devlet buraya neden el atmaz, anlamıyorum! Enerji üretiminden tutun sağlığa kadar her alanda kullanılabilen jeotermal kaynakların boşa akışını sadece seyrediyoruz. Oysa Dünya'nın büyük ülkeleri jeotermale her türlü görevi yüklüyor. Edremit ilçesinde, jeotermal sağlık hizmeti veren "en modern tesis" diyebileceğim Adramis Otel var. Çok sevdiğim dostlarım Mesut Altunç ve Hıdır Bulgak oteli birlikte işletiyorlar. Akrabalarımın da yaşadığı Edremit'e gidişimde olsun, telefonlaştığımızda olsun hep "Ne olacak bu jeotermalin?" hali diye birbirimize dert yanarız. Bırakın Türkiye'yi Dünya'nın dört bir yanından turistlere de otelinde jeotermal sağlık hizmeti verdiklerini söyleyen Mesut Altunç, Edremit'teki jeotermal olayının her alanda değerlendirilmesi gerektiğini söylüyor. Açık söyleyeyim, Mesut Altunç sonuna kadar haklı... Otel tamamiyle jeotermal suyla işletiliyor. Suyun sağlık oranı o kadar yüksek ki, yabancı heyetler oteli gelip inceliyor, suyun kalitesi hakkında uluslararası raporlar veriyor. Havuzdan tutun odalardaki duşlara kadar jeotermal su ile birebir temas edebiliyorsunuz. Raporlarla da belgelenmiş olan bu su romatizmadan sırt ağrılarına, bel fıtığından sedef gibi bir çok cilt hastalığına kadar her derde deva olarak gösteriliyor. Nakliyecilikle uğraşırken otelciliğe adım atan Mesut Altunç'a "Nereden çıktı şimdi bu turizmcilik?" diye sorduğumda, "Çünkü jeotermalde gelecek var. Bütün Dünya jeotermal alanında sağlığa yatırım yaparken, Türkiye'nin bu ilgisizliği üzücü" cevabını vermişti. Ama, şunu da söyleyeyim, sevindirici gelişmeler var. Örneğin Türk Boks Millî Takımı jeotermalin önemine binaen kamp yapmak için daha önce oteli seçmiş. Onlar memnun kalmış olacak ki, şimdi de Türk Bayan Halter Millî Takımı, Dünya şampiyonasına hazırlanmak için otelde kamp yapıyor. Yani, jeotermal sağlığın yanı sıra sporun da emrine sunulmuş durumda... Bir şeyi daha belirtmem gerekir ki, Edremit Belediye Başkanı Avukat Tuncay Kılıç da, ilçenin jeotermale dayalı bir bölge olması için elinden geleni yapıyor. Jeotermal suyu tamamen belediyenin imkânlarıyla Ankara'dan yardım almaksızın seralara kadar ulaştıran Başkan Kılıç, ilçenin ısınmasını da jeotermale göre ayarlıyor. İlçenin tanıtımı için uluslararası etkinlikler düzenliyor ve böylece sadece ilçeyi değil Türkiye'nin bu zenginliğini de bütün dünyaya tanıtıyor. Şunu da söyleyim ki, her yıl tatil yapacağım zaman deniz kenarlarında "harap" olmaktansa, kimi zaman Karadeniz yaylalarını kimi zaman da Edremit gibi doğanın içerisinde olan yerleri tercih ediyorum. Bana sorarsanız siz de öyle yapın.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.