Gözaltı krizi(!)

ABD'nin bölgede güvenebileceği tek ülke Türkiye kaldı. Irak savaşının bir tek sebebi vardı; İsrail'in geleceği ve güvenliği... Bunu sağlayabilecek ülke de sadece ve sadece Türkiye idi... Güçlü ve kendi sınırları içerisinde kalan bir Türkiye, her zaman İsrail için bir dosttu. Tezkerenin reddi ile 'varmış gibi' gösterilen küskünlük aslında hiç olmadı. Çünkü tezkerenin çıkmasını bizzat istemeyen ABD'ydi. "Kendi sınırları içerisinde kalmasını" istedikleri Ankara'yı, "Türklük gururunu da okşayarak" öyle bir "gaza" getirdiler ki, hem tezkereyi çıkartmadılar hem de Türk askerinin Irak'ta kendileriyle birlikte söz sahibi olmamasını sağladılar. Ankara'daki "saftirikler" de zannettiler ki; ABD'ye ders verdik. İşte bu sırada ABD ile Türkiye'nin arasının açılmasını fırsat bilen Ermeniler, hemen devreye girdiler. Yıllardır ABD Senatosu'ndan çıkaramadıkları, sözde Ermeni soykırımı kanun tasarısını gündeme getirdiler ve Senato'nun kapısına kadar dayandırdılar. Ancak, bu olay Ankara'dan ummadık şekilde bir tepki gördü. Ankara, Bush ve adamlarını arayarak açık açık dile getirdi: "Yeter artık. Her sene aynı senaryo. Eğer bu tasarı geçerse Rusya, İran, Çin, Hindistan ve AB ülkeleriyle ittifak kurarız." (Nitekim bunu iki gün önce CIA'nın eski ajanlarından Graham Fuller de doğruladı.) Telaşlanan Bush, adamlarına emir verdi: "Ne olursa olsun bu tasarıyı engelleyin." Ancak Ermeniler ve onlara destek veren Yahudi lobisi çok güçlüydü. Tasarının Senato'dan geçmesi kesin gibiydi. Devreye Pentagon girdi. Bush'a, "Türkiye'yi mazlum durumuna düşürelim. Böylece Türkiye'yi savunmamız daha kolay olur" teklifini yaptılar. Bush kabul etti, plan ilgili birimlere ve taraflara aktarıldı, kabul gördükten sonra devreye sokuldu. Tasarının oylanacağı günlerde, ABD askerleri, K.Irak'ta görev yapan aslan gibi ve tam donanımlı 11 Türk askerini "gürültüsüz, patırtısız" gözaltına aldı. Üstelik elleri kelepçelendi, Taliban gibi başlarına çuval geçirildi. Plan tutmuştu. Olay hem Türkiye'de, hem Avrupa'da hem de Amerika'da tepki ile karşılandı. Dost dosta bunun yapar mıydı, yani! Planın işe yaradığını gören Bush, ABD'li senatörlere haber gönderdi; "Türkiye'yi bu güne kadar yeterince üzdük. Şimdi de böyle bir olay oldu. Ermeni tasarısını çıkarıp daha fazla onları üzmeyelim." Ve tasarı askıya alındı. Günaydııııın... Bu bir Hollywood yapımıydı. İBRAHİM KUTLUAY "Her konuda profesyonel değilim. Örneğin FB konusunda. Galatasaray dünyaları verse, Florya'nın bile tapusunu verse onlarda oynamam. O formayla başarılı olamam. Burukluk hissederim." Bu sözler benim değil Yunan kulübü Panathinaikos kulübünden Ülkerspor basketbol takımına transfer olan İbrahim Kutluay'a ait. Bahsettiği forma da Yunan kulübü değil Türk kulübü Galatasaray'ın forması... İbrahim, bu sözleri ilk defa söylemiyor. FB'de oynarken de, başka takımlara transfer olurken de hep aynı şeyleri söyledi. Kendi tarafında, Galatasaray'ı küçümser ifadeleri sürekli gündemde tuttu. Ve sürekli Galatasaray taraftarını tahrik etti. Biz yıllarca Ali Şen'e niye kızdık! Sözleriyle, tavırlarıyla tribünleri tahrik ediyor, diye. Hükümet bile tribün terörünü sona erdirmek için elinden geleni yaparken, biz, "Önce sporcuları ve kulüp yöneticilerini susturun, tribünde terör durur" diye yazdık. Bu sözümüzün sonuna kadar arkasındayız. Diyeceğim o ki; Gelmiyorsan gelme kardeşim, istersen git Patagonya'da oyna ama sus...