F.Bahçe - Lyon maçı için İstanbul'a gelen Fransız basını içinde bazı arkadaşlarım vardı. Onlarla kısa bir süre için de olsa özlem giderdim. Sonra gözlerim Şükrü Saracoğlu Stadı'nın yayın bölümüne takıldı. Orada biri vardı, Fransız televizyonu için yorum yapmaya hazırlanan Fransız futbolunun bütün zamanlardaki, günümüz faal oyuncuları hariç, en iyi orta saha mimarından biri olan Jean Michel Larque yorum yapıyordu. Larque, Fransa Milli Takımı'nın olduğu gibi Saint - Etienne'in de kaptanlığını yapmıştı. Sonra bizim Star'a gözüm takıldı. Orada da F.Bahçe'nin eski yöneticilerinden Ömer Çavuşoğlu dostum konuşuyordu Sizce hangisi doğru? Eeee Fransa boşuna bir defa Dünya, iki defa da Avrupa Şampiyonu olmadı... Vay Luciano vay! Bizim Ziya Şengül, çabuk, süratli ve çok zeki bir oyuncu idi... Tekniği de üst düzeydeydi... Ziya, bir gün olsun, Luciano'yu beğenemedi. Ama aynı Luciano, son Sakaryaspor maçında rakibine ne biçim bacakarası attı... Ya Ziyacığım işte böyle... Kazara mı onu bilmem ama, herhalde sen de, ben de, cümle alem de, başta takımın oyuncuları da şaşırıp kalmışlardır. Ziya Doğan'ın yüzü! Trabzonspor Teknik Direktörü Ziya Doğan, F.Bahçe'nin Lyon yenilgisinden sonra, "Bizde böyle kadro olup da böyle yenilseydik, sokağa çıkamazdık" dedi. O size öyle geliyor Ziya hoca... Ben baktım, F.Bahçeliler gayet güleç yüzlü, caddelerde, kafelerde keyif keyifli göründüler. Hatta ilk idmanda bir fotoğraf vardı ki, o karede futbolcular pür neşe çalışıyorlardı. Ah değişen Türkiye ah! Her tarafımızı yıktın geçtin... Kartal'ın yeni yumrukları! Gözlerime inanamadım... A.Gücü - Beşiktaş maçı öncesi bir sivil, Beşiktaş tribünlerinin önünde yumruk havaya yapıyordu. Herhalde güvenlik izin verdi, sahaya tribünden bir taraftar indi dedim. Ama o da ne? Sivil bir döndü, baktım Kıvanç Oktay... Bir baksanıza, yarın orta alanda da yer alır... Hiç yakıştı mı sayın yönetici? Şimdi bir hakem çıksa da, bizi eleştirenler amigo olup tribünlere yumruk sallatıyorlar derse ne olacak? Azar ve Uğur'a dikkat! Portekiz'in Benfica takımında Azar, Hollanda'nın Heerenveen takımında da Uğur isimli iki Türk hem liglerinde, hem de Avrupa Kupaları'nda golleri sıralıyor. Bu çocuklarımız için Avrupa basını methiyeler düzüyor. Geçen haftaki UEFA Kupası maçlarında da birer gol attılar. Maçtan sonra da, klasikleşen "Türkiye'ye gelmeyi düşünüyor musunuz?" sorusuna şu ortak cevabı vermişler: "Elbette... Ama G.Saray'da oynamak isteriz..." "Neden?" diye sormamışlar, ya da sormuşlar da bize ulaşmadı... Ama çocuklar haklı... Edirne'nin ötesinde Türk olmayanların tanıdığı tek firma G.Saray... Hani hele lige kafası ve kesesi takılı olanlara duyurayım dedim... Önder Turacı da sanırım kafasını taşlara vura vura eskitmiştir. Daum da onayladı! F.Bahçe Teknik Direktörü Daum da Lyon yenilgisinden sonra , "Bu kadro ile Avrupa'da başarılı olamayız. Daha yüksek fiyatlı, daha büyük oyuncular almamız gerekli. Ama bunlar Türkiye'yi istemiyorlar. Morientes'e talip olduk. Parayı bile sormadan, "Gelmem" dedi... Uluslararası arenada tanınmış olmak gerekli" görüşü ile kulübü, ya da takımı adına bir gerçeği dile getirdi. Aslında Daum bunu palmiyeleri, havuzları ve mağazalarıyla övünen yöneticilerine de söylemeli... Beşiktaş düşkünler evi mi? Haber doğruysa - ki doğru gibi - İlhan Mansız, Beşiktaş'a dönmüş. Yani dolmuşa binip Beşiktaş semtine gelmemiş. Taa takımın içine, yani Ümraniye Tesisleri'ne girmiş. İster misiniz, bir de onca yüksek rakama transfer edilenlerden birinin yerine oynasın?.. Dizindeki sakatlık buna izin vermez sanırım ama, burası Türkiye, 'olmaz' diye bir şey söz konusu değildir. Beşiktaş bunu hep yapıyor zaten... Sergen, Nouma ve İlhan... Nedense hep de arızalıları geri alıyor... Düşkünler evi gibi... Bu işte bir iş var ama, nedir? Saat ayarı bozulan federasyon! Geçen hafta, Futbol Federasyonu'nun saat ayarının bozulduğunu yazmıştım. Yani F.Bahçe ve Beşiktaş'ın maçları aynı gün, aynı saate konmuştu. Sanki lig finali varmış gibi... Sordum, araştırdım, yayıncı kuruluş da şikayetçi... Zaten başkası da düşünülemezdi. Ama mesele şu: "Ligin içinden 'Süper kelimesi' çıkıp, - keşke olsa, çünkü çok komik bir lig var - Turkcell Ligi olsun" diye, yayıncı kuruluş 10 milyon doları gözden çıkarmış. Federasyon ise 15 diye tutturuyormuş. Bu uyuşmazlık sürerken, bir federasyon üyesi de, "Bakın bakalım size şimdi neler yapacağız?" diyormuş. Yani maçları çakıştırarak, izleme oranını düşürüyorlarmış... Ne kafa ama... Yılda 160 milyon dolar aldığın yer, sana bir de 10 milyon dolar atacak, sen 5 daha isteyip, 160'ı tehlikeye atacaksın... Yetişin, kafasına huni geçirmişler futbola üşüşmüşler! Rıdvan; sen ne yaptın böyle? Rıdvan, gereken ciddiyetten uzak olduğundan teknik adamlıkta dikiş tutturamadı ama, yorumculukta mesafe almaya başlamıştı. Ta ki, F.Bahçe - Sakaryaspor maçına kadar. Yahu Rıdvan; o maçın kasetini al bir izle, dinle... Neler söyledin öyle yahu? Sakaryaspor'u neredeyse bu ligin en organize takımlarının başına oturttun. Öyle bir garibanlar takımına atılan golleri öve öve bitiremedin. Yahu sevgili Rıdvan, sen o gece rahatsız mıydın? Yoksa F.Bahçe'de yeni bir göreve doğru yelken mi açıyorsun? Haaa? Del Bosque'nin kargaları! Beşiktaş Teknik Direktörü Del Bosque, Ankara'da sezon başından beri ilk defa tandemi üst üste iki maçta aynen sahaya sürdü. Bunu çok merak ediyordum. Mustafa Doğan ve Emre yine yan yana oynadılar. Üstelik bir de ortaklaşa gol attılar. Ah hoca ah! Sezon başında bana sorsaydın, elindeki kadroda Emre ve Mustafa Doğan'dan başka o sistemin o yerine oynayan oyuncu yok derdim... Sen de şu kaybettiğin puanların yarısını şimdi cebinde bilirdin... Haaa bir de belki de Ahmet Yıldırım... Hepsi bu... Kılavuzunu kargadan seçmeyeceksin... Atilla Örsel'e buruk kutlama! Uluslararası Cimnastik Federasyonu Yönetim Kurulu'na, hem de bir hayli yüksek oy alarak seçilen dostum Atilla Örsel'i candan kutluyorum. F.Bahçe de, yönetim kurulu eski üyesi ve yüksek divan kurulu üyesini kulübün sitesinde kutlamış. Ama sizin haberiniz var mı, bu Atilla Örsel, bence hiç mi hiç haketmediği biçimde kulüpten uzaklaştırma cezası aldı. Sen gel de şimdi ettiğine ve yaptığına bak! Tuncay, Tomas ve diğerleri! Dün Tomas, Adana'da formayı yere atmıştı. Bugün Tuncay oyundan alındıktan sonra takım arkadaşlarının ve hocasının doğum günü pastasını kesmeden, taksiye atlayıp gidiyor. Ve de F.Bahçeli futbolcular gol sevincini kulübedeki arkadaşlarının boynuna sarılarak kutluyorlar. Sizce bu takımın çoğunluğu hocasını seviyor mu? Haa, ne dersiniz? Ahmet Çakar da, Erman da sizinle kafa buluyor! Sevgili sporseverler artık anladım ki, Ahmet Çakar hoca da, Erman Toroğlu hoca da sizinle dalga geçiyor, kafa buluyor. G.Saray'ın Trabzon'daki üç net penaltısına "Yok" deyip, Serdar Tatlı'yı övdüler. Serdar ya bunların adamı, ya da böyle ters konuşup, isimlerinin gündemde kalmasını istiyorlar. İhtiyaçları da var hani... Öyle ya, biri şifreli kanala hapsoldu, diğeri ise İlker'in azarlarına, Osman'ın fırçalarına bıraktı kendini... Hayret ki hayret! Demek ki, siz bugün faal hakem olsaydınız, ülkede kan gövdeyi götürecekti. Hagi, rüştünü ispat etti mi? En çok merak edilen konuların başında Hagi'nin, Rumen Milli Takımı ve Bursaspor denemelerinden başarısızlıkla çıktıktan sonra G.Saray'da neler yapacağı geliyordu... Hagi, bana göre 15-16 kişilik kemik kadro kurup, çağın sistemini de, özellikle Cihan ve Baliç gibi iki elemanı değişik kullanarak oturttuğundan "Hoca oldum" demeye hak kazanmıştır. Üstüne üstelik maçı da mükemmel okuyup, yerinde değişiklikler yapıyor... Büyük futbolcudan her zaman büyük teknik adam çıkmaz derler ya, doğrudur. Ama, büyük oyunculardan bazen büyük de hoca çıkar... Bu da doğrudur. Tabii Hakan Şükür, Hakan Ünsal, Bülent Korkmaz, Arif Erdem, Ergün Penbe, Hasan Şaş eski takım arkadaşlarına böyle destek verdikten sonra...