Böyle maça can kurban!

A -
A +

Geçtiğimiz günlerde bir basketbol maçı izledim... Galatasaray ile Karşıyaka arasında... Bir saniye beli ayrılamadım ekrandan... Her iki takımın da oyuncularını kutluyorum. Tabii ki de koçlarını da... Hele hele O Ufuk Sarıca kardeşimi hiç unutmam. Bir Avrupa maçında sekiz adet üçlük atmış idi... 

 

 

Voleybolun derdi!

 

 

Bizim kadın voleybol takımı dünya birincisi ya... Tamam... Ama bu kadar çok servis kaçarsa olmadık maçlar da kaybedilir. Eskiden kaçan servis karşı tarafa geçer, yani sayı olmaz idi... Ama şimdi maça ya da seti kaptırmaya kadar gidiyor. Kenardaki hocanın buna müdahale etmesi gerekir. Yoksa... Şimdilik bu kadar...

 

 

Beşiktaş’a kupa lazım ya... 

 

 

Kara Kartal az kalsın Hatayspor’a, hem de kendi seyircisi önünde, teslim oluyordu. VAR’dan gelen piyango ile penaltı kazandı ve Aboubakar uzun zaman sonra siftah etti. Tabii ki kupayı kazanmak önemli... Ama bir kere daha ifade edeyim, önemli görev değişiklikleri gerekiyor.   

 

 

Trabzonspor üçüncü oldu!

 

 

Deplasmanda zorla da olsa kazanarak ligin üçüncü sırada bitirmeyi garantiledi Trabzonspor... Bu en azından bir Avrupa bileti... Şimdi de kupa var. Ben bu satırları kupa finalinden bir gün önce yazdım. Ama diyeceğim o ki hakemlerle uğraşmayı bırakın ve 1970’li yılların ortalarına doğru dönün...

 

Böyle maça can kurban!

 

 

Galatasaray kaç kişi oynadı? 

 

 

Tabii ki on bir diyeceksiniz. Kâğıt üzerinde cevap doğru... Ama gelin görün ki sahada öyle değil... İcardi koca oyunda acaba ne yaptı. Gitti rakibin stoperine kendini teslim etti ve takımını on kişi oynattı. Peki, Okan Hoca bunu görmedi mi? Rakip hem de on kişi idi. Bakalım Konya’da ne olacak? 

 

 

Bu kimin işi idi?

 

 

Bu soru ne anlam taşıyor dersiniz... Fenerbahçe oyunun daha başlarında on kişi kaldı. Sonra da kendi yarı alanına kademeli bir savunma kalabalığı yerleştirdi. Hücuma da çok dengeli çıkmaya baktı. Bu oyun planı İsmail Hoca’nındır umarım. Şayet lig şampiyonlukla biterse sırf bu maç için hocaya prim verilmeli...

 

 

Bu adam aydan mı indi? 

 

 

Portekiz, Ronaldo’yu Avrupa Şampiyonası için kadroya çağırmış. Bu da ismi geçen yıldızın altıncı kupası olacak imiş. Böyle bir rekora şimdiye kadar kimse ulaşamamış. Yaşı mı? 40 gibi... Bence FİFA da, UEFA da özel bir ödül sunarak bu büyük başarıyı kutlamalı... 

 

 

Bakalım fatura ne olacak?

 

 

Malum derbi maçından sonra Fenerbahçe Başkanı Ali Bey bir kalabalıkla stada gelmişler. Ve sahaya dalarak ona buna sataşmış diyorlar. Hatta bir rakip yöneticiye “Çık git. Yoksa dayak yiyeceksin” demişler. Bizim gazetenin maç sonrası sayısında böyle bir haber vardı. Hem de fotoğraflı...

 

 

Beşiktaş akıllanmadı mı? 

 

 

Yine bizim gazetenin geçtiğimiz pazartesi günkü sayısından Mourinho’nun Beşiktaş ile anlaşmasını ramak kaldı gibi haberler vardı. İstediği para malum... Peki, Beşiktaş’ın bir ay önceki hocası hangi ülkedendi? Ne yazmıştım o zaman? Olmaz da olmaz... Başka lafım olmaz...

 

 

Antalya ne yapıyor be?

 

 

Bizim gazetenin pazar günkü sayısının bir sayfasında bir haber vardı. Antalyaspor teknik adam olarak Alex de Souza’yı getiriyormuş. Yardımcılığında da Mehmet Aurelio ismi geçiyor. Acaba diyorum tam tersi olsa daha iyi olmaz mıydı?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.