Acaba diyorum, Gaziantep’in son dört maçı kazanmış olması ve spor medyasında sözlü yazılı yer alan övgüler, F.Bahçe’yi dün akşamki gibi oynamaya mı mecbur etti?
Hele hele ilk yarıda tam saha pres yapan, savunmada ve hücumda hiç eksik yakalanmayan F.Bahçe, iki gol bulurken bu planladığı oyunun mükâfatını görecekti.
Tedesco, belli ki takımına “Çok tehlikeli bir rakiple oynuyoruz” dedi ve görevleri de ona göre dağıttı. En-Nesyri duracağı yerleri iyi seçerek iki tane tamamlayıcı gol attı. Sonra mı, tabii ki F.Bahçe 2-0 öne geçmenin rahatlığıyla ikinci yarıda ilk yarıdaki oyunun vitesini de biraz düşürdü o tam saha pres oyununda güç ekonomisine gitti. Hâl böyle olunca Gaziantep çok mu etkili oldu, hayır.
Tabii benim merak ettiğim, Gaziantep’te yer alan siyah oyuncuların nerelerden alındıkları ve onlara kaçar para verildiğidir. Neyse onu geçelim.
Tedesco, rahatlamış bir maçın ikinci yarısında Kerem’, Alvarez’, Asenso’yu Brown ve En-Nesyri’yi oyundan aldı. Zaten bu değişikliklerin semeresini de Talisca’nın muhteşem iki golüyle alıp gurur duydu sanırım.
Şimdi birilerine desek k, ‘F.Bahçe. Gaziantep deplasmanından fark atarak döner” diye, bize gülerlerdi. Ama Szymanski ve Fred’li orta alan, Oğuz ve Talisca’lı forvetle birlikte tabelada zenginliği sağlamaya devam etti.
F.Bahçe’nin bu Gaziantep gibi son haftaların başarılı takımını hem de deplasmanda dörtlük yapması sanıyorum öndekleri ve de öne niyetli olanları bir hayli tedirgin etmiştir...
Maçın adamı: En Nesyri
Kemal Belgin'in önceki yazıları...