Bu ne biçim ceket, Şenol?

A -
A +

Turnuva kuralı ve felsefesi içinde Brezilya oyununa tek santrforla başlamamız bence çok sağlıklı bir düşünce startı idi. Çünkü, bir beraberlik bile bu turnuvada final arama yolumuzu aralayabilecekti. Şimdi kimileri, bu turnuvadaki Brezilya karşısında bu tip oyun planımızdan dolayı Şenol Güneş'i savunma oynatmakla suçlayacaklardır. Onlar bunu yapadursun, Milli Takım kalabalık orta sahasına rağmen, oyunun bir ilk 20 dakikalık bölümünde hiç topa sahip olamadan mâhkûm kaldı. Demek ki; Brezilya'nın vites yükselterek ve turnuva başından bu yana en süratli, en çabuk adamlarla sahaya sürdüğü kadrosu karşısında doğru düşünerek çıkmıştık oyuna. Ya 35. dakikada ikili ileri uca dönmek yerine, bunu taa başında yapsaydık; altından kalkamayacağımız bir skora mâhkûm olabilirdik. Şenol Güneş, hesaplarının tuttuğunu izlemeye devam ettikçe, maça bizim de gelişimizi haykıracak çift santrfora 35. dakikada döndü. Uzun bir topla yediğimiz golün, ne başlangıç ne de sonrasıyla uzaktan yakından bir bağlantısı yoktu. Çift sartrfora döndükten sonra Okan Yılmaz'ın futbol adına önemli bir göstergesi olmadı ama Brezilya'nın zaman zaman arkadan çıkardığı adamlardan birine orada durarak korku verdi en azından. Beraberliği Brezilya golü kopyasıyla bulduktan sonra bizim takımın aşırı telaşlanmayla oyunu düşünmesi olsa olsa acemilik ve tecrübesizliktir. Daha sonra sakinleşerek ve de nüfus kağıdının yorgunu Ergün'ü oyundan alıp, İbrahim Toraman dinamizmini oyuna koyarak, bir de öne geçmez miyiz? Ama Yıldıray'ın attırdığı gol, atan Okan Yılmaz tarafından da Milli Takım'da bundan böyle görev alacak uç adamlarınca da defalarca gösterilecek ders niteliği taşımaktaydı. Futbolda uçta oynayan oyuncuların da, en az en arkada ve ortada oynayanlar kadar pas yapmak mecburiyetinde oldukları ikinci golümüzde yatan ve de Hakan Şükür'süz kaldığımız dönemlerin en büyük eksiğiydi. Şimdi Şenol Güneş'i ceketinden dolayı karizmasız, hiçbir takımı şampiyon yapamamış olması yüzünden ve de onca yılına rağmen kariyersiz ilân edip, Milli Takım'a yakışmaz olarak yorumlayanlar; ve de kadro ilkesi yok diyenler, Saint - Etinenne'in acaba hangi mezarlığına yakışırlar? Ya da biraz insâflı olalım, Fransa'nın hangi müzesine konulmalıdırlar? Milli Takım, 2-1'den sonra, bütün savunma tedbirlerini boşayan Brezilya'yı hiç yaşamadığı bir farka göndermediyse; bundaki en büyük sebep takımda Yıldıray kadar pası düşünerek oynama alışkanlığı olmayanlar yüzündendir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.