Film bitti mi?

A -
A +

F.Bahçe ile G.Saray, sezon başından bu yana amansız bir yarışa girmişlerdi. Puan puana süren bu yarış Sivasspor-G.Saray maçında bozulacak mıydı? 
G.Saray, bir hayli eksikle gitmişti Sivas’a. Özellikle savunmanın iki kenarında yer alan oyuncular Okan Hoca’nın çaktırmıyordu ama canını sıkıyordu. İcardi’nin sakatlığının devam etmesi de ön tarafta birikirken yapılacak pas alışverişleri, pas duvarları oluşumunda eksiklik gösterebilir miydi? 
Sivasspor’un benim biraz tuhafıma giden beşli savunması - ki, göbekte üç tane oyuncu vardı - G.Saray forvetine özellikle ilk yarıda hiçbir engel tanımadı diyebiliriz. 

 

Üretken değiller

 

 

İki topun direkten dönüşü, kötü vuruşlar, kaleci Ali Şaşal’ın iyi yer tutmasıyla soyunma odasına golsüz gidilirken Kerem Demirbay, sokulduğu ön tarafta gelen topu bekletmeden ağlara takacaktı. Acaba bu gol G.Saray’ın, F.Bahçe’yi takibindeki puan eşitliğinin habercisi miydi? 

 

Ama ikinci yarıya şöyle bir baktığımızda ilk yarının en az yarım saatlik bölümündeki G.Saray soyunma odasında kalmış, hiçbir şey yapamayan Sivasspor ise rakibini rahatsız etmeye başlamıştı. 

 

Bu nasıl değişiklik?

 

 

Okan Hoca’nın oyuncu değişiklikleri garibime gitti diyebilirim. Tete’nin ne işi vardı oyunda? Her şeye rağmen Mertens gibi oyunu değiştirebilecek birisi niye yerini hoplayıp zıplayıp Ndombele’ye bırakıyordu?  Ve olmadık bir aksiyonda hakem Sivasspor’un yüksek topunu G.Saray’ın penaltı noktasına oturttu. Koita da Muslera’yı terse yatırıp skoru ilan etti. 

 

Bence G.Saray bu oyunda önemli iki puan kaybının yanı sıra Kerem’in kırmızı kartıyla biraz daha fazla zarara uğradı. 
Bülent Hoca’ya söylüyorum; bu üçlü savunma göbeği oluşumunu anlamadım. Bence her zaman ikinci yarıdaki G.Saray gibi bir rakip bulamazsın bunu bil… 

Maçın adamı: Ali Şaşal

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.