Haddini bilmek

Başlık, öteden beri üzerinde özenle titrediğim bir felsefedir. Ne yazık ki, çevremde olduğu kadar toplumun içinde bu felsefeden yoksun insan sayısı, bana göre, bu felsefeye sahiplerden çoktur. Hele hele spor camiası içinde, haddini belinlerin sayısı bir hayli azınlıktadır. Hazır örnek çokken, iddiamızı satırlara dökelim dedim. Fenerbahçe''nin asbaşkanı sayın Uğur Dündar, Migros mağazasının açılışı sırasında çok talihsiz bir demeç vermiştir. Bu, resmen haddini bilmemektir. Dündar, Fenerbahçe Şükrü Saraçoğlu Stadı''nın önüne Lefter Küçükandonyadis''le Can Bartu''nun heykellerini dikeceklerini açıklamıştır. Bu iki büyük futbolcuyu yıllarca izleme fırsatını buldum. Ayrıca Lefter''in gol kralı olduğu sezon "Uğur maskotluğunu" bile yaptım. Sevgili dostum Bartu, Kadıköy Cevizlik''te futbol topunu inanılmaz bir hünerle kullandığı dönemlerde, Alman Kampı''nda mahalle maçlarının kadroyu tamamlayan oyuncusu bile oldum. Sanırım ki, sayın Dündar benim onların idmanlarını izlediğim kadar bile maçları için tribünlerde bulunmamıştır. Bu iki ustayla kadim dostluğumuz hâlâ devam etmektedir. Ölünceye kadar da devam edecektir. Ancaaaak; Fenerbahçe Stadı''nın önüne sadece iki büyük ismin heykelinin dikileceğinin açıklanması, Fenerbahçe Kulübü''nün tarihini bilmemek, hatta hatta tarihteki büyük futbolculara yapılmış bir "Haddini bilmezliktir". Zeki Rıza Sporeller, İsmet Uluğlar, B. Fikretler, Müjdat Yetkinerler, Cihat Armanlar, Ahmet Erollar, Burhan Sargınlar, formayı en fazla giymiş olan Küçük Müjdat Yetkiner, en fazla gol atan Aykut Kocaman, Basri Dirimlili ve isimlerini sıralamaya kalksam elli Boğaz Köprüsü gerecek daha niceleri... Şayet yönetim Dündar''ın dolmuşuna binmeye kalkışırsa büyük hata yapar, hatta suç işler. Bence, orası neresiyse, bir anıt dikilir, üzerine de yüzlerce Fenerbahçeli''nin isimleri çakılır. Görüldüğü ve anlaşılacağı gibi, yönetime girmekle hakiki Fenerbahçeli olunmuyor. Gelelim Mehmet Cansun''a... Söyleseler, pislik atıyorlar derdim. Ama kasette izledim, hayretler içinde kaldım. Cansun, kongre toplama rekorlarını alt üst eden Süren''in son kalabalığında, "Şayet buradan lehte bir kara çıkmazsa, şu anda kongrenin akıbetini telefonda bekleyen Porto, Jardel''i geri alacak" diyerek, benim diyen tuluatçıların bile aklına gelemeyecek bir tehdit savurmuş. Yani, Porto, Galatasaray''ın kongresi için telefonlarını İstanbul''a kilitlemiş ve kararı merakla beklemiş. Sayın Cansun, bu palavrasına herhalde sonra kendi de gülmüştür. Şayet bu fikri bir başkası vermişse ya da kendi icadı ise, tavsiyem o ki, bugün senaryo sıkıntısı çeken çok sayıda tiyatro üstadı Hasnun Galip''e koşsun! Ve Pascal Nouma... Beşiktaş, Seba''nın döneminde gece suçu işleyen, yöneticisine hakaret edenleri, şöhretleri ne olursa olsun, kapıya koydu. Bunların sayıları bir takımı yedekleriyle bile geçer. Şimdi Nouma''ya ne gibi bir işlem uygulanacaktır, doğrusu merak ediyorum. Spor basını Sergen''i bu tip sabıkasından dolayı yıllardır yargılayıp, mahkûm ediyor. Nouma''nın Beşiktaş takımına katkısı inkâr edilemez ama, şayet Beşiktaş hâlâ Seba kanunlarıyla yönetiliyorsa, bir defaya mahsus çok ağır bir ceza verilmelidir. Yok, kanunlar rafa kalkmışsa, yarın başka bir futbolcunun benzer bir suçu karşısında kimsenin kılıcı eline almaya hakkı kalmaz. Şimdi, Beşiktaş''ın Nouma''yı karşısına alıp, Türkiye gerçeklerini de bir bir anlatması gerekmektedir. Çünkü o bir Fransız''dır ve de gece saat 03.00''de Champs Elysees''de, en azından artık bir kültür olmuş, kahvesini içmeye alışıktır.