Basketbol Millî Takımımız, Avrupa Şampiyonası'nın finalinde kazanırken kaybetti. Ama oraya gelene kadar ne galibiyetler aldı, heyecandan tir tir titredik! Ergin Hoca'mı ve öğrencilerini alınlarından öpüyorum. Hidayet Başkan'ı da ayrıca kutluyorum…
F.Bahçe-Trabzonspor maçına tutmuşlar Ozan Ergün diye isimsiz bir hakemi atamışlar. Yahu ayıp be! Hakem mi kalmamıştı? Ben sahaya çıkan bütün hakemlerden çaldıkları bir düdüğe inanmışlarsa, tıpkı Cüneyt Çakır gibi uyarı geldiğinde “Yürüyün be!” diyerek el işareti yapmalarını bekliyorum. Zaten geldiği günden beri bu VAR’a karşıyım!
Şimdi başlığı okuyunca “Bu adam acaba ne demek istiyor?” demişsinizdir. O zaman hemen açayım. Fenerbahçe yeni bir teknik direktör olarak Tedesco’yu ithal etti. Bu hoca 39 yaşında imiş. Yani ister misiniz bir gün takımın şurası iyi çalışmıyor deyip çıkıp oynayıversin. Ee 39 yaşta bir şey mi? Baksanıza Ronaldo kaç yaşında oynuyor hâlâ.
Okan Hoca, Eyüpspor maçında Barış Alper'i yedek kulübesine oturtmuştu. Sonra baktı ki üç puan tehlikeye giriyor, sahaya sürdü. Barış Alper çok az futbolcunun yapabileceği türden beş tane harika şut attı ve rakibin bütün planladığı önlemleri çökertip maçın kazanılmasında başrolü oynadı.
Bizim TRT Spor, boks maçlarını yayınladı. Müsabakaları sunan arkadaşlar acaba eski boksörler miydi, sanmıyorum. Hatta ringe ayak bile basmış olamazlardı! Çünkü kaybettiysek hakem yüzünden kaybetmişiz! Ama gerçek öyle miydi, maçları anlatan ünlü boks uzmanlarına bir daha sormak lazım.
Türk futbolunun 'Taçsız Kral' lakaplı efsane golcüsü Metin Oktay kardeşimi geçenlerde andık. Futbolu bıraktıktan sonra bir hayli dostluğumuz pekiştirmiştik. Öylesine bir insandı ki, gece evine giderken taksiye biner, cebinde ne kadar para varsa, taksimetrenin yazdıysa bakmaz hepsini şoföre verirdi. Bu nedenle bir aralık Selim Soydan kardeşimin yönettiği Beyazıt'taki lokantanın önünde gece 12'de taksi kuyruğu oluşurdu, bakalım hangimiz Kral'ı evine götüreceğiz diye. Nurlar içinde yatsın…
F.Bahçe’den Beşiktaş’a kiralanan Cengiz Ünder, Avrupa çimini de ezip geçmişti zamanında. Şimdi de geldi, Beşiktaş’ı beraberlikten kurtarıp üç puana ulaştırdı. Hem de o boyuyla kafa golü atarak!
Gazetemin ana spor sayfasında ‘Futbol Yok, Nefret Var’ başlıklı bir haber vardı, oyuncuların ellerinde tuttukları pankartta yazanın aksine! İşin içindekiler de Trabzonspor ile Fenerbahçe’nin başkanlarıydı. Haber, hakikaten ders niteliğindeydi. Trabzonspor’un başkanı bir aralık takımı sahadan çekmeye bile kalkmış! Eh, Fenerbahçe’nin o koltukta oturanı da malum zat! Şöyle bir dönüp tarihi kurcalasak her iki kulüpte de eski yıllarda ne başkanlar vardı, ne başkanlar…