ali şen yine uçtu! TGRT televizyonunda, karşısındakine konuşma şansı tanımayan spiker arkadaş tuttu Ali Şen'e bağlandı. Sen misin bağlanan... Lorant, zamanında Ali beyi arayıp, F.Bahçe'ye gelmek istemiş de, Ali bey de cevap vermemiş. Zaten Ali beye göre Bush'u da, Clinton'u da kendileri seçtirmiştir. Birleşmiş Milletler kendisine danışmadan adım atamaz... Heeeeyt be! Otto Bariç'i babam mı getirdi F.Bahçe'ye? Hani şu, baraj maçlarında milli takımdan iki maçta 6 gol yiyen takımın hocası... Türkiye'de ne kadar Boşnak varsa, hem de birine kadroda bir çok yabancı bulunmasına rağmen dolar ödeyip, birilerinin bir ilimizin belediyesinden alacağını ödeten de babam mıydı? Ama bu ülkede gerek yazılı, gerekse görsel basında bir Ali Şen hayranlığı, ya da çaresizliği var ki, sormayın gitsin! Devam edin! Yalnız şunu iyi bilin ki, F.Bahçe taraftarı kendilerini çoktan boşamıştır, tıpkı camiasının yaptığı gibi... lorant ne anlama geliyor! F.Bahçe yarı yolda Alman Werner Lorant'ı takımın başına getirdi. Camia ve F.Bahçe taraftarının beklentisi isimli, başarılarla dolu bir kariyeri olan teknik adamdı. Ancak bu kulübümüzün tarihinde böyle hocaların ömürlerinin üç-beş ay sürdüğü de unutulmamalıdır. Zaten, yukarıda sıraladığım özellikleri olan bir teknik adamın illa da başarılı olacağı beklenemez, beklenmemelidir. Aziz Yıldırım, Brian Birch ve Gordon Milne örneklerini sıralamıştı. Doğru bir kıyaslama... Zaten imza töreninde başkan, idman eksikliğimizi gidermek için Lorant'ı getirdik demedi mi? Yani F.Bahçe'de kadronun yeterliliğine inanç var. Bu takım iyi çalışırsa, başarır anlayışı hakim... Ben de Lorant'ın en azından F.Bahçe takımını bir Birinci Lig idmanına tâbi tutacağına inanıyorum. Ancak dünya takımı olabilmek için sistemi ile de oynamak kaçınılmazdır. Burada Oğuz'a büyük bir görev düşüyor. F.Bahçe'nin eski maçlarını veren bir TV kanalında gerek Parreira, gerekse Lazaroni dönemindeki maçlarını izledim. Tek pozisyon vermeden F.Bahçe bu maçları kazanmıştı. Ama ne var ki, bu formayı yıllar öncesinde giyenler, temponun ağırlığından rahatsız olup, Aziz Yıldırım'ı olumsuz yöne sevketmişlerdi. İşte, bütün mesele burada... g.saray rekora gidiyor! Ben, bizim futbol tarihimizde bu sezonki G.Saray gibi transfer trafiği içine girmiş ikinci bir kulüp hatırlamıyorum. Hem de parasızlık tavana vurmuşken... Bu nasıl iş? Vallahi çok merak ediyorum... Yine iki Brezilyalı geldi. Kalırlar mı kalmazlar mı bilmem ama, galiba G.Saray dünya takımı olmanın yanı sıra dünya kulübü de olmuş. Çünkü Batı'da transfer çarkı böyle işletiliyor. hakan şükür mutlaka oynamalı! Futbolumuzun en etkili hücum oyuncusu, vazgeçilmez isimi Hakan Şükür hâlâ idman futbolcusu... Bu, milli takım adına büyük bir kayıptır. Gün gün yaklaşan Dünya Kupası öncesi, sanırım Şenol Güneş hoca en çok bu konu üzerine yoğunlaşmıştır. Hakan'ın, varsa, teklifleri dikkatle gözden geçirip, maç kabiliyetini yeniden kazanması gerekir. Çünkü biz Hakan'sız, bu finallerde pozisyon bile zor buluruz. Haydi Hakan! ahmet çakar galiba üşüttü! İstanbul'u esir alan soğuk hava ve kar galiba Ahmat Çakar dostumun beynini dondurmuş... Metin Tokat için kullandığı kelimeler ne bir hekime, ne de koca bir FIFA hakemine yakıştı. Üç kuruş için omuz omuza savaş verdiği bir arkadaş sırtından bıçaklanır mı? Erman da cevap vermiş ama, hakemlik ölçülerinin içinde kalarak... Ahmet Çakar, her programda özellikle de programı paylaştığı konuklarını tedaviye muhtaç falan görüyor ya, ama galiba kendinin buna çok ihtiyacı var... Ben Çakar'ın yerinde olsam, Metin Tokat'ı arar özür dilerim. Hatta bununla da yetinmem, sözümona gazetesine bir özür yazısı yazarım. Ahmet Çakar dostum, bunu sana hiç yakıştıramadım. Sanırım en yakın dostların da aynı görüştedir... beşiktaş'ı bekliyorum! Beşiktaş, Nihat'ı hem de iyi bir paraya satmakla çağdaş bir kulüp gibi davrandı. Gerçi bazı amigo yazarlar, "Nihat'ı satan, kendisini de satar..." gibi 1950'lerden kalma bir tepki gösterdi ama... Şimdi Beşiktaş, Nihat'tan gelen parayla, bana göre tandeme ve orta sahaya birer alternatif transfer yapmalıdır. Bu yapılırsa, parlak günler uzakta değildir. Yapılmazsa, o zaman amigo yazarların ağına düşülür ki, yerden göğe onlar hak kazanır. bushi mükemmel bir transfer! Trabzonspor, beklenmedik bir biçimde İstanbulsporlu Bushi'yi transfer etti. Bana göre Bushi, bu ülke liginin topu en iyi saklayan, topla vücudunu da kullanarak en iyi adam geçen forveti. Vuruşları da çok etkili... Trabzon'a uyum göstermemesi için de bir sebep yok... Neticede Arnavutluk'tan geldi. Briegel'in elinde çok iyi işler yapmasını bekliyorum. Bu transfer sanırım Özkan Sümer dostumun kafasından çıktı. Helâl olsun! afrikalılar yine problem! Afrikalı futbolcuların kariyer yaptıkları kendi kıtalarının şampiyonası başlamak üzere... İçimizde bulunan bir çok Afrikalı, takımlarını bir aya yakın bir süre yalnız bırakacaklar. Avrupa bu yüzden Afrikalı transferini bir hayli azalttı. Bizim kulüplerin de bu önemli durumu dikkate almaları gerekmektedir. Çünkü bu oyuncuların mukavelesine özel madde de koysanız, milli takımlarına gitmeyince vatan haini ilân ediliyorlar. Yani yukarı tükürsen bıyık, aşağı tükürsen sakal...