asper'e kaleci değil diyen kafa! Bizim NTV'de yorum yapan Hıncal'ın ekürisi Haşmet arkadaşımız, Beşiktaş'ın İsveçli kalecisi Asper'e "kötü kaleci" damgasını vuruverdi. Vallahi bravo! Ne de anlarmış Haşmet arkadaşımız! Eeee, ne de olsa eski kalecidir herhalde... Sordum, değilmiş de... Futbol oynamışlığı falan var mı? Yoooo... Bir kalecide bulunması gereken özellikler nedir, bilir mi? Hayır... Beşiktaş teknik heyeti Asper'den memnun mu? Memnun... Sinan Engin, açık açık, birinci kalecimiz Asper'dir diyor... Sinan kim? Herşeyden önce eski futbolcu... Daum, adamı neden oynatıyor acaba? Eeee, Daum da teknik direktörün babası... Ama Haşmet'e gelince, Asper sınıfta kalıyor... Siz NTV'deki 90. Dakika'yı izlemeye devam edin... Daha neler neler unutacaksınız.. büyük futbolcu nasıl olunur? Sorunun cevabını hemen Zidane diye verebiliriz mesela... Zidane kimdir? Geçtiğimiz haftalarda Zidane'ı size tarif etmeye çalışmıştım. Pas kullanmada son derece titiz ve dikkatli... En etkili kim kullanabilecekse ona pası verebilmek için alabildiğine araştırıcı, titiz ve dikkatli... Yani F.Bahçeli Yusuf gibi değil... Şayet Yusuf, topu Andersson'a takdim etse, büyük futbolcu sınıfına aday olurdu. Ama takdim etmediğine göre, demek ki, henüz sadece futbolcu... Anladın mı Yusuf kardeş? fatih akyel gerçeği! F.Bahçe'de Fatih adı geçtiğinde, yani daha Kadıköy'de Fatih görünmeden şu görüşü ortaya koymuştum. Şayet F.Bahçe 3-5-2 veya 3-4-3 oynamaya devam edecekse, Fatih sağ kanatta verimli olamaz. Olamayacağı gibi F.Bahçe o kanattan çöker... İşte A.Gücü maçı... Şayet F.Bahçe bir gün doğruyu bulup da dörtlü defansa geçerse, o zaman Fatih o kanatta iyi işler yapar. Ya da Lorant da, Oğuz da üçlü göbekte ısrarcı olacaklarsa, Fatih'i stoper oynatsınlar bari... Ehveni şerdir... beşiktaş durdu ama... Beşiktaş, D.Bakır'da stop etti. Etti ama, yenilmedi ve de kalesinde kötü oyuna rağmen pozisyon vermedi dersek yeridir. Yani, dörtlü savunmanın verdiği orta alan zenginliği ile oyunu kontrol edebildi, tempoyu ayarlayabildi. İşte çağdaş sistem ve onun çeşitlemelerinden en önemlisi de budur... Dalgana bak Beşiktaş, iyi yoldasın... trt'ye bakın yahu! TRT'de bir Gece Kahvesi var... Zevkle izliyorum. Ama son programa öyle bir limon sıktılar ki... Vasfi Uçaroğlu, Berkant ve Kâmuran Akkor konuktular. Nostaljinin babası vardı... Ama Mansur El Sabah (doğru mu yazdım bilmiyorum) pat diye düşüvermez mi? Yapmayın Allah aşkına! Bırakın lezzeti sonuna kadar tadalım... fatih altaylı'yı tanıyın ey vatandaş! Diyor ki, "Listeye girersem Canaydın'dan girerim..." Diyor ki, "Rumen işe yaramaz. Alanlara hayırlı olsun..." Allah Allah! Cansun'un sırtından düşmeyen aynı kişi, anında saf değiştirmeye hazır... Hani demişti ya, babam gelse bundan sonra görev almam diye... Şimdi kabahat Altaylı'da mı, yoksa onu adam sınıfına koyan Cansun'da mı? Rumen'in transferinden de haberi yokmuş... E be kardeşim, o zaman yönetimde senin işin ne? Benim bildiğim ikinci başkansın, transferden haberin yoksa, hâlâ, az zaman da kalmış olsa, kongreye kadar ne bekliyorsun? Yoksa baban yeni yönetim için izin mi verdi? g.saray'da ayar bozuluyor mu? G.Saray'ı daha bir hafta önce 2025'in takımı diye ilân etmiştim. Ama Denizli ve Rize maçlarında ayarı bozuluyor gibi geldi bana... Neden mi? Çünkü yüksek tempo basıp da maçı domine edebiliyorsanız devam edeceksiniz... Yok, böyle bir felsefe peşinde giderken, rakip de size benzeri bir anlayışla cevap veriyorsa, o zaman ayar yapacaksınız... Yani kontrollü oyuna geçeceksiniz... Yani rakibin tansiyonunu düşürmeye bakacaksınız ve en az onun kadar yorulmamaya gayret edip, pusuya yatacaksınız. Bana göre Lucescu acilen bu ayarı yapmalıdır. Çünkü bütün takımlar artık G.Saray'ı örnek alıp, onun gibi oynamaya gayret ediyor. Dikkat! ben böyle gazeteye zavallı derim! Star Gazetesi, yeni seçilen F.Bahçe Yüksek Divan Kurulu Başkanlık Heyeti'nin fotoğrafını yayınlarken, beni kesmiş... Yani beş kişilik heyetin dört kişisini vermiş... Yahu benim gazetelerde fotoğrafım çıksa ne olur, çıkmasa ne olur. Daha siz dünyada yokken benim fotoğraflarım hem de çok sık yayınlanırdı. Hele hele patronunuz kısa pantolonla dolaşırken, babasının gazetesinde çok sık fotoğrafım yayınlanırdı. Hâlâ o günlerin parasıyla 3 bin 750 lira alacağım da vardır haaaa. Neyse! Biz ucuz hesapçı değiliz... Ama siz bu kadar ucuz hesap yapacak kadar küçükseniz, ne diyeceğim olabilir ki... Beni boşverin yahu! Kestiğiniz fotoğraf koca F.Bahçe'nin en saygın organlarından Yüksek Divan Kurulu Başkanlık Heyeti'dir... Onu bilin bari... devlete bakın devlete! Geçtiğimiz hafta GSGM'ye bağlı olan İstanbul İl Müdürlüğü'nün yeni binasının açılışı yapıldı. Spordan sorumlu Devlet Bakanı dostum Fikret Ünlü kurdelayı kesti... Buraya kadar iyi... Ama tesisin yapımında Faal Futbol Hakemleri Derneği'nin sponsorluğundan bahsedilince tüylerim diken diken oldu... Dünyanın haline bakın! Daha doğrusu Türkiye'nin haline bakın! Devlet bu derneğe sponsor olacağına, bu dernek devlete sponsor oluyor... Bunda bir terslik var değil mi? Yani herkes gider Mersin'e, biz gideriz tersine... Tam oturdu bence...