Dünkü derbinin sahaya bir dizi tedbirle, yani korku yüklü çıkan tarafı Daum'un Beşiktaş'ıydı. Buna karşılık G.Saray dörtlü alan savunması, ön liberolu klasiğiyle sadece sistemini işletme mantalitesi ile kol kola idi. Daum, Hasan Şaş korkusundan seri ve süratli oyuncusu Erman'ı sağ kanada çekip, Ronaldo ve Ali Eren'le göbeği oluşturmuş, Ahmet Yıldırım'ı da onların önüne ön libero olarak dikmişti. Sol tarafta da İbrahim vardı. Baya, Tümer, Tayfur ve Bayram'la da orta sahayı kalabalık tutup; G.Saray'ın presini kırmaya çalışmıştı. İlhan ise arkadan iyi pas gelip ya da kendisiyle duvara gelenlere tandem arasından kaçacak kulvar açacaktı. Koca oyunda bir kere oldu, orada da İlhan'ın vuruşu, G.Saray kalesinin direğine takıldı. Buna karşılık G.Saray artık klasikleşmeye yüz tutmuş Perez, Emre, Bülent Korkmaz ve Ergün'le dörtlüsünü kurmuştu. Ayhan'la da Batista çift ön libero görevine soyundurulmuşlardı. Hasan Şaş ve Fleurquin de Arif'le Ümit'in kenarlarında hem arkalarındaki Ergün ve Perez'e destek olup, hem de hücuma dönük oynuyorlardı. Burada Lucescu'nun bana göre önemli bir cinliği yatıyordu. Ergün, Hasan gibi oyuncularıyla, sol tarafı ağırlıklı şekilde kullanıp, Fleurquin'le Perez'i Beşiktaş'ın zaaf gösteren sol tarafına sinsice sokup, tek vuruşluk gol aramayı planlamıştı. Şayet, Hasan topları biraz daha çabuk çıkartabilseydi; tam bu bu planın ürünü olan Fleurquin'in golüne benzer daha çok pozisyon üretilebilirdi. Orta sahadaki kalabalık içine düşmüş savaşta ise bu oyun formülünü Avrupa'da bile en iyi becerebilenlerden olan G.Saray özellikle oyunun 20.dakikasından sonra çok baskın çıktı. Bu arada Lucescu'nun Batista'yı oyundan alıp, Berkant'ı oyuna sokması da galibiyet düşünen ve onu zorlayacak tarafın G.Saray olduğunun açık ispatıydı. Sonuçta, korkan ve son maçlardaki tertibinde oynama yapan taraf, Beşiktaş kaybetti. G.Saray ise en büyük Avrupa firmalarının karşısında bile koruduğu sistem zihniyeti sayesinde yol aldı. Ama bu maçın sonucu, kesinlikle şampiyonluğun belirlenebileceği manasını taşımamalıdır. Şimdi Beşiktaş'ın sığınacağı tek liman galiba F.Bahçe ile İnönü'de oynayacağı maç olacak. Bana sorarsanız, bu sonuç F.Bahçe'ye daha çok yaradı gibi geliyor.