Ben uzun yıllardır böyle bir Galatasaray-Trabzonspor maçı izlememiştim. Karşılıklı tehlikeler, iki takımda sivrilen oyuncular -Oulai ve Torreira gibi- kaleciler deseniz, ikisi de süper… Hâl böyle olunca da Cahit kardeşimin yazıyı aldığı 87. dakikaya kadar hâlâ skor tabelası 0-0 duruyordu!
Trabzonspor’un yenilerinden Oulai’yi çok beğendim. Çok can yakar.
Bu arada önemli bir konuya değinmek istiyorum bir iki satır... Maçın 58. dakikasında bir Galatasaray atağında Osimhen üç metre açık ve net ofsayttı. Yardımcı bayrağını kaldırmadı, orta hakem de tabii ki devam ettirdi. Bu pozisyonda üçüncü veya dördüncü aksiyon sonrası yardımcı hakem zahmet edip bayrağını çekti! Şimdi bu yalancı atak devam ederken bir sakatlık olsaydı bunun faturasını kim ödeyecekti?
Devam edelim…
Trabzonspor takım kaptanı Savic’i sakatlığı sebebiyle kaybettikten sonra bizim Ömer Üründül kardeşim beni arayıp ‘Trabzonspor bunun bedelini fena öder/ dedi. Ama takım savunması iyiydi.
Lider Galatasaray ise sahasında en yakın takipçisine bir galibiyet tattırmamakla bir sonraki gün oynanacak derbiyi düşünerek yatağa girdi.
Galatasaray, beş oyuncu değişikliğini sahaya yansıtırken bu Ahmed Kutucu’nun oyuna alınması sanıyorum tombala çekmekle aynı anlamı taşıyordu. Sonuçta maçın hakkı beraberlikti. Bana göre bu puan paylaşımının en büyük mimarları iki kalecidir.
Maçın adamı: Uğurcan-Onana
Kemal Belgin'in önceki yazıları...