Beşiktaş, eski efsanesi teknik direktörüyle kendi sahasında kazandığı maçı sanki eliyle teslim etti. Takımın golünü Cengiz Ünder atmıştı ve o gole kadar da Beşiktaş’ın bir tek pozisyonu vardı, kaçmıştı, orada da Cengiz Ünder vardı. Siz eski usta oyuncu olarak bu tabloyu sanki unutmuş gibi Cengiz Ünder’i 73’te oyundan alıyorsunuz. Mecbur musunuz sanki? Ben Cengiz’in o dakikaya kadar tükenip yerlerde süründüğünü de görmedim. Demek ki Sergen Hoca başka bir pencereden seyretmiş maçı.
Beşiktaş’ın sırtında 9 numarayı taşıyan futbolcusu Abraham, bana göre takımı resmen 10 kişi oynattı. İşte Sergen Hoca, Cengiz Ünder ile uğraşacağına bu Abraham’ı oyundan biraz erken çıkarsa belki Beşiktaş bu maçı üç puanla bitirirdi derim.
Galatasaray’a gelirken, geldikten sonra da göklerde dolaştırılan Leroy Sane, bu şöhretini bir türlü sahaya yansıtamamıştı. Ama bu defa tuttu, Başakşehir’e tam da klasına uygun iki gol atarak sanki “İşte ben buyum” dedi. Bakalım, bu sahnelerin devamını görebilecek miyiz?
G.Birliği’nde Göktan isimli genç bir oyuncu gördüm. Tekniği çok iyi, adam geçmesini çeşitli manevralarla beceriyor. Zaten genç olduğu için yorulmak da bilmiyor. İşte bu arada rahmetli dostum, ağabeyim İlhan Cavcav ı hatırladım. İlhan ağabey şimdi Gençlerbirliği’nin başkanı olsaydı bu Göktan uzun yıllar hatırlanabilecek bir paraya yukarılarda birilerine çoktan gitmişti bile.
F.Bahçe ligin bir alt lige geçmedeki en güçlü adayı K.Gümrük’ü zor bela 2-1 yenebildi! İlk devre keyifliydi F.Bahçe için ama ya ikinci devre? Bu nedenle bu galibiyete ‘ucuz galibiyet’ diyeceğim. Zaten Cahit kardeşim de yazımı aldıktan sonra buna benzer bir başlık attı. Tedesco’ya sorarlar mı acaba sahaya çıkan ne biçim 11, beş değişikliğe uğrayan 11 nasıl bir 11? F.Bahçe’nin hocası hayal mi kurup takım yapıyor? Dua etsin ki, İsmail var!
İstanbul’daki şampiyonluk tekelini yıllar önce sona erdiren Trabzonspor, bir kısa süredir sessiz sedasızdı. Şimdi Fatih Tekke hoca ile önemli rakiplerinden Rize’yi deplasmanda alaşağı etti. Yani, Trabzonspor bana göre İstanbul’dakilere yine “geliyorum” sinyali veriyor.
Kemal Belgin'in önceki yazıları...