G.Saray, Fatih Terim'le başlayan sürecin gelişimi içinde çağın futbolunun çizgilerini yakalayarak bizim ligi bir kenera bırakın, Avrupa futbol haritası üzerinde ünlü bir firma haline geldi. Agresif oyun, dar alan presi, sürekli tempo gibi... Çağın futbolunun gereklerini rakipleri de özellikle bu sezon sahaya getirmeye gayret edince tadına ve heyecanına doyulmayan bir lig keyfiyle kucaklaştık. İşte dün lider G.Saray'ın karşısında futbolu sade kendi cezasahası içinde savunma olarak görmeyip fazla adamla hücum araştırmalarına giren, boş saha bırakmadan rakibi etkisini azaltan Malatyaspor, mükemmel bir takım görüntüsüne kavuştu. G.Saray'ın Sergen'li ilk 11'i, bu futbolcunun pasif kalışı, bu nedenle Ayhan ve Batista'nın hatta Bülent Akın'ın hücumdan çok ortaalana dikkat kesilmelerine neden oldu. Sergen sakatlanıp çıktıktan sonra G.Saray'ın ortaalanında daha bir canlılık, topu daha olumlu kullanabilme ve rakibin pas aralarına girme gibi kalabalıklaşmalar meydana geldi. Fleurqin'in oyuna girmesiyle de Ergün sol kanatta, Ayhan ve zaman zaman pozisyona gelen oyuncularla etkili bir kurgu oluşturdu. Batista'nın önliberoya geçişi de atak yapmaktan bıkmayan, yorulmayan Malatyaspor karşısında savunma güvencesi sağladı. Bana göre bu, oyun içindeki en akılcı Lucescu değişikliğiydi. Şık bir kafa golü atan Murat, sahanın en az iş yapan oyuncusu idi ama, futbolun cilvesinden de en çok kâr eden isimdi. Savunma, hemen hemen hatasız oynarken, G.Saray, hedefe giden yolda, çok hayati bir 3 puan yakaladı. Ama bir gerçek, yine sahnedeydi. O da, G.Saray'dan gidenlerin hepsinin alternatiflerinin bulunduğu, ama hâlâ Hakan Şükür'e benzer bir özelliğin G.Saray'a uğramayışıydı. Ünsal Çimen, bu müthiş lig mücadelesinde sivrilen isim olurken, Mert ve Perez'i yanlış kullandığı kartları yüzünden bu güzel maçı tamamlamaktan mahrum bıraktı. Mert'e gösterdiği ilk kart, Perez'e de gösterdiği ikincisi çok yanlıştı. Tekrar başa dönersek, ülkemizin futbol öğretmeni, şimdi öğrettiklerini karşısında buluyor.