Öyle veya böyle Galatasaray…

Sesli Dinle
A -
A +

Bu maçın benim gözüme en çok çarpan özelliği; iki takımın da gerek kendi yarı alanlarında, gerekse rakibin çıkışlarında karşı alanda bizim futbolun geneline uygun olmayan çok yakın pres, yani markaj vardı. Fiziksel özellik taşıyan bu durumun yanı sıra rakip paylaşımı tabii ki önem taşıyordu. 

 

G.Saray’ın arka dörtlüsü Angelino’nun ilk yarıdaki bir yarım saati hariç iyi yerleşti, oyuna da iyi çıkabildi. Ama aynı takımın orta sahası için belki savunma yerleşimi iyiydi ama ön tarafa pas dağıtımı hiç de büyük takıma yakışır değildi. 

İcardi’nin ölüsü böyle

Bu arada İcardi’nin ustalık kokan iki dokunuşunu izledik hep beraber. Birisi Kerem’in pasında yaptığı vuruş, öbürü de maçın sonunda sağdan yapılan ortaya yaptığı muhteşem kafa şutu… Henüz tam hazır olmamasına rağmen İcardi’nin ölüsü bile maçı almaya yetiyor. 

 

Trabzonspor’da Bakasetas’ın patronajındaki oyunu kurma ve yönetme bir 60 dakika kadar ses verirken geri kalan süreç için pek de tatminkâr olamadı. 
Trezeguet’nin sakatlanıp oyundan çıkışı tabii ki Trabzonspor’un topla adam eksilterek rakibin savunması içine sızmadaki etkisini kaybettirdi. Bu takımda benim en çok gözümü dolduran oyuncu Eren oldu. Çok kritik yer tutuşu ve hamleleriyle bazı G.Saray hücumlarını etkili hâle gelmesini önledi. 

Bu kadar kart ne?

Tabii bir durumun daha altını çizmekte yarar var. Bir ara sayıyı da kaybettim; bir ev sahibi takımın, yani G.Saray’ın bu kadar çok kart görmesi hiç de anlaşılır gibi değildi. Acaba dedim, kenardaki Okan Hoca’dan kopya mı çekiyorlar? 

 

Sonuç olarak G.Saray galibiyet siftahını yaparken, Trabzonspor da kazandığı ilk maçtan sonra ödeşti diyebiliriz. 

 

MAÇIN ADAMI: İcardi

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.