Kaydet
a- | +A
Aynı yazıda, 3 - 4 - 3 sisteminin bu takıma uymayacağını ve idealinin oyuncuların yapısına göre ayarlanmış biçimde şekillenmesinin gerektiğini vurgulamıştım. Ve de İstanbulspor gibi sınırlı gücü olan bir takımın orta alanına fazla adamla birikip, akordeon ritminde çalışmasıyla F.Bahçe''nin "Hababam" sistemini ne hale getirdiğini gördük. Şimdi görüşümüzü açalım... Mustafa Denizli, futbolu bırakıp birinci adam konumuna geldiğinden bu yana sistem gibi çağın en önemli futbol olgusu üzerinde bir gün kafa yormamıştır. O, ciddi rakipler karşısında videonun başına geçip, birkaç önemli tehlikenin önlemini almış ve takımındaki yıldızlardan birinin sahneye çıkışı ile omuzlara yükselmiştir. Bu anlayış, aslında Türk futbolunun dünya platformunda büyük işler yapabilecek çok değerli kuşaklarının da önünü kesmiştir. Lefter''ler, Metin''ler, Suat''lar, Recep''ler, Ogün''ler, Ziya''lar, Cemil''ler, Nevzat''lar, Sanlı''lar, Yusuf''lar, Kadri''ler gibi dünya futbol haritası üzerinde eşlerine pek az rastlanır yetenekler, bir sistem içinde sahaya sürülmediklerinden, heba olup gitmişler, Türkiye de büyük futbol organizasyonlarının hep dışında kalmıştır. Günümüzün, yukarıda sıraladığım isimlere oranla daha az yetenekli isimleri, özellikle de Fatih Terim''in sistemden yana oluş özelliği sayesinde Avrupa Futbol Şampiyonaları''na katılma başarısının yanı sıra, UEFA Kupası''nı kazanma gururuna ulaşmışlardır. Evet, takımınızda ne kadar çok yıldız olursa olsun, şayet bu oyunculara uygun bir sistem bulup, uygulatma sürecini işletemezseniz, ya da kafanızdaki sisteme uygun oyuncuları bir araya toplayamazsanız, maç maç bazı oyuncularınızın hünerlerine duacı olmaktan başkaca çareniz olamaz. Bir gün çok farklı kazanabilir ama, bir gün İstanbulspor gibi sınırlı gücü olanlar karşısında ecel terleri dökersiniz. Yani, istikrar, süreklilik göstermeniz mümkün değildir. Oysa sistemli bir takım, kaybetse bile yarınların güvencede olduğunu bağırır da bağırır... Tıpkı, geçen sezon ligin ilk maçında G.Antepspor''a, hem de kendi evinde yenilmiş olmasına rağmen, açık ara şampiyonluk sinyalleri ve Avrupa Kupası''nda final umutlarının ışıklarını yakan G.Saray gibi... Şimdi F.Bahçe''nin şapkasını önüne koyup uzun uzun düşünmesi, sistemini belirleyerek, üzerinde yoğunlaşması gerekmektedir. Kadro, Avrupa''nın kaliteli oyuncularından ve de Uche gibi usta, Baliç gibi etkili ama takım oyuncusu olmayan, formsuz da olsalar Ogün ve Abdullah gibi yıllarca Milli Takım''a hizmet vermiş oyunculardan kuruludur. Gençler de Serhat gibi, Serkan gibi, Ali Güneş gibi, Soner gibi, Yusuf gibi, her an, belirlenmiş bir sistemin taşları olabilecek bir topluluğu oluşturmaktadır. Ön libero icadı veya ithali ise mutlaka ve mutlaka gerçekleştirilmelidir. Yazıyı inkâr edilemez bir gerçekle noktalıyorum. Sistemi olmayan bir takım, ne kadar çok yıldızı olursa olsun, bir gün mutlaka çöker. Futbol tarihine, hele hele F.Bahçe''ninkine bir bakınız; yıldızlar mezarlığından geçilmez! Bu takıma yazık olmasın... Avupai bir stad ve onun muhteşem seyircisi sistemli oynayan bir takımı çoktan haketmiştir. Hele hele, inanılmaz özveride bulunan başkanı çoktan...
ÖNE ÇIKANLAR