Spor medyamızın büyük çoğunluğu, özellikle de Fenerbahçe söz konusuysa, çok çabuk çark eder... Dün stajyer yaftası yapıştırdığı teknik adamı, çok değil üç maç kazandıktan sonra, "Ne hoca be" diye uçuruverir... Ama futbol bu, kıyağı olduğu kadar cilvesi de çoktur... Sonra bu yorumcu-yazar kitlesi, o teknik adama bir gecede patlayıverir... Selçuk Yula gibi falan... Öğrenecekler tabii ki... Bizim iş kolay gibi görünür ama derinliğine bilgi ister ki, yarın fikir öne sürerken yalpalamayasın... Dik durmak ister meslek... Öne sürdüğün fikrin arkasında durabilmelisin... Siz asıl Fenerbahçe şampiyonluğu kaybederse, o zaman görün, Şampiyonlar Ligi'nde beşincilik bile ihdas eden hoca için "Stajyer" feryatlarını... Beni bile geçerler... >> Hasan Şükür ve arkadaşları! Yok yok bu bir dizi ismi, ya da bir film adı değil... Bu, 103 yıllık tarihinde ilk defa yaşadığı bir kaosun içinden çıkabilmek adına, 20-23 futbolcunun savaşı... Bir aralık başkan yoktu... Borç çoktu, hâlâ da çok... Para yok... Altı maç seyircisiz oynandı. Seyircili oynanan diğerlerinde de ortalama, tarihi rakiplerininkinin üçte veya dörtte biri... Yabancı oyuncular var ama yok... Teknik direktör sık sık hastalanıyordu, sonra ligin finişine doğru gitti... Şimdi kulübede bir ben eksiğim... Daha önce de yazdım, söyledim; Hakan Şükür ve arkadaşları ligi şampiyon bitirirlerse, tarihi rakiplerin ne kadar forslu adamı varsa, kendilerine sıkı yönetim ilan edip, evlerine kapanmalıdırlar... >> Yapma be Ercan Taner! Sevgili Ercan Taner'in babası rahmetli Ziya Hoca çok ama çok iyi dostumdu. En keyifli futbol sohbetlerini onunla yapardım desem yalan olmaz. Aynı hocanın oğlu olan Ercan Taner, tutmuş Cumhuriyet'te bir yazı yazmış. Demiş ki, Brezilya Futbol Federasyonu'nun başında Ricardo Teixera oldukça, Zico'yu milli takımın başına getirmezler... Vay be! Bu Ricardo altı defa başkanlık seçimi kazanmış... Ve de üç defa da soruşturma geçirmiş... Ama hâlâ başkan... Ne dersin Sevgili Ercan, acaba bu başkanda mı iş yok, yoksa senin hocada mı? >> Carlos'un 'uf'u şiddetlendi Yanılmıyorsam, 20 Şubat'taki Sevilla maçında Carlos'un bacağına kramponla basılmıştı. Bu kaza sonucu, ünlü futbolcu sakata çıktı. Aradan 2 ay geçti. Menisküs ameliyatlılar, kasık arızalılar, lifi yırtılanlar çoktan iyileşip sahaya çıkmışlardı. Ama Carlos, bugünlerde Brezilya'da ve sezonu kapadı deniyor. Acaba neden? Onu da ben mi araştıracağım yahu! >> Özhan Başkan'ın vecizesi! Özhan Canaydın görevi bıraktığı gün basın mensuplarına şöyle bir cümle kullanmıştı: "Kararımdan vazgeçeceğimi yazan medyanın yanlış haberler yapmasına neden olduğum için özür dilerim..." Bunu her fırsatta yazacağım... Temcit pilavı gibi; Yani Ronaldinho'ya Fenerbahçe'nin 90 milyon euro ödemeye hazır olduğu manşetlere taşındıkça... Size de tavsiyem, ünlü palavracılar, Özhan Başkan'ın bu cümlesini spor servislerinin iyi görünür bir yerine asın! Asın ki, mesleği doğru icra edebilesiniz... >> Raporlu hakeme maç! Bizim Ömer Faruk, şu anda hakemlerle ilgili köşesi olan ve ekranda hakem programı yapan tek meslektaş... Geçen hafta Barış Şimşek'in raporlu olduğu halde maç yönettiğini kanıtladı... Oğuz Sarvan kardeşimizin ve arkadaşlarının daha dikkatli olması gerekmez mi? Ya birisi çıkıp da, o raporun içeriğini ortaya koyarak, "Hakem, maçı yönetebilecek sağlığa sahip değildi" derse ne olur? Ne mi olur? Onu Oğuz Hocam benden daha iyi bilir... >> İşin cılkı çıktı! Kemal Dinçer için yazılanlar ortada... Kemal kardeşimin federasyondaki görevine devam edip etmeyeceği onun bileceği iştir. Ama önemli bir görevde bulanan bir kişinin, çıkıp da televizyon programlarında yorumculuk yapması hiç de etik ve doğru değildir... Sadece Kemal Dinçer mi? Başkaları da var... Bu ne biçim ülke be! Hem federasyonda görevli ol, hem de ekrandan salla... Peki, federasyonla ilgili bir eleştiriye ne cevap buyurabilirsiniz? Tısss... >> Yine yeniden Beşiktaş masalı! Artık Beşiktaş'ı, şöyle oynadı, böyle oynadı diye yazmanın pek anlamı kalmadı... En iyisi ben, aylar önce, Beşiktaş iyi giderken, liderken yazdığım ve asla vazgeçmeyeceğim bir görüşümü tekrar edeyim... Şudur efendim: "Del Bosque (Real Madrid), Rıza Çalımbay (Rizespor), Jean Tigana (Fulham), Ertuğrul Sağlam (Kayserispor)... Sizce sağlıklı bir teknik adam dizisi mi? Higuain mi, yoksa Holosko mu? Diatta mı, yoksa Gordon mu? Haaa bir de şey var; Holosko alınırsa, Beşiktaş kesin şampiyon olur... Bir de bu kafalar dert"... >> Bülent Uygun Hoca anladı mı? Baktım Sivasspor, Kayseri deplasmanına 4'lü bir orta saha önünde Mohammed ve Mehmet Yıldız'la çıkmış. Sonuç; 3 puan cebe. İşte Bülent Hocam F.Bahçe ve Beşiktaş maçlarını da bu kurguyla oynasaydın, şimdi belki de liderdin, hatta şampiyonluğun en güçlü adayıydın. Rakibe göre kurgu, her maç için bir teknik direktörün sarılacağı bir numaralı doğrudur.