Tek kişilik şov!

A -
A +

Ligin en üstüyle en altının oynayacağı bir maç için “Nasıl geçme ihtimali var” diye soracak olursanız, sanıyorum futbola meraklı büyük bir oran da benim gibi “En üstteki kazanır” diye cevap verirdi.

 

Ben İstanbulspor’da başta Ethemi olmak üzere bu yabancı oyunculara kaç para ödendiğini çok merak ediyorum. Elde de epeyce sayıda var! Bu takımın teknik direktörü ne yapar?

 

Cengiz’in günüydü

 

Lider F.Bahçe’ye gelince kâğıt üzerinde çok sayıda eksiği vardı. Ama karşısında ciddi bir rakip olmadığı için bu eksikleri hissetmedi bile. Tadic’in oyunda neredeyse hiç olmayışını saymazsak sahadakiler eksikleri hissettirmedi. İsmail Hoca, orta sahada Crepso-İsmail ikilisini kullanarak zaten kimsenin kolay kolay aranmayacağını da âdeta imzalıyordu.

 

Tabii maçın en çarpıcı gelişmelerinden biri, Cengiz Ünder’in dört gol atmasıydı. Bu goller hep uzaktan atılan, çok kaleci için kurtarılması imkânsız şutlardı. Bu arada yürüyerek oynayan Dzeko da bir gol atmaz mı?  

 

Bir de Alp olmasa…

 

Tadic’in penaltı kaçırması tamam da kaleci Alp’in çıkarışını es geçmemek lazım. Zaten İstanbulspor’un genç kalecisi tam bilmiyorum ama herhâlde skorun bir düzineyle noktalanmasını önleyen isim oldu.

 

Yani bu öyle bir maçtı ki, dünkü kötü hava şartlarına rağmen F.Bahçe taraftarı tribünlerden birini neredeyse doldurmuştu. Çünkü İstanbul’da o stada gidip gelmek benim kanaatime göre Gebze’ye gitmekten daha zordur.  

 

Sonuçta F.Bahçe bu defa takipçisi G.Saray’dan önce oynayarak koltuğuna keyifle yerleşti.  

 

Maçın adamı: Cengiz Ünder

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.