F.Bahçe Şampiyonlar Ligi'nin ilk defa bu kadar uygun düşen kurasında yakaladığı dağılmış, harika bir acemiler topluluğu olan Sparta Prag'ı yine Daum'a rağmen, yine en müthiş silahı Hooijdonk'la geçti. Attığı golde inanılmaz biçimde yükselen ve yükseldiği yerde de adeta bir süre duran Hollandalı, anlaşılan o ki bu sezon da yerli - yabancı ligde F.Bahçe'nin cankurtaranı olacak. Bir türlü anlayamadığımız ve de maç maç düzeleceğine giderek kötüleşen bir F.Bahçe futbol anlayışı var. Bu tamamen hocadan kaynaklanan bir oluşum. Bakıyorum, Serhat'la arkasındaki Deniz arasında, F.Bahçe oyuna çıkarken, Tuncay'la Ümit'te olduğu gibi 60-70 metreden az mesafe olmuyor. F.Bahçe oyuna çıkarken, yani oyun kurma düşüncesine girerken neden ayağa pas yapmaz? Neden boş sahalara oyuncular kısa koşular yapıp, top alma gayretinde bulunmaz? Bunun yerine 70-80 metrelik şişirme toplar neden kullanılır, anlaşılır gibi değil. Kendi sahasında oynayan takım sanki Sparta, deplasmanda oynayıp maçı savuşturmaya çalışan takım F.Bahçe. Yeni takım bahanesi falan anlamam. Kadrosunda onca deneyimli oyuncu bulunan bir takımın hocası, "biz yeniyiz" mazeretine sığınma hakkına sahip değildir. Düşünerek, birinci vitesle oynamak bu grup için Hooijdonk sayesinde çıkış formülü olur, ama yarın bizim ligde bu Sparta'dan iyi takımlar karşısında nasıl sonuç alınır, onu da keşfetmek mümkün değil. Maçın bandını çok dikkatli bir kere daha izlerseniz, F.Bahçe takımının blokları arasındaki mesafelerin hem savunmada, hem hücumda kısaltmak için Hooijdonk'un kollarıyla yaptığı işaratler yüzünden neredeyse kol pazusunda lifi atacaktı. Hollandalı, hem Luciano'yla Servet'e, hem de orta sahasına nasıl futbol oynanması gerektiğini öğretme mesaisi yüzünden 70. dakikadan sonra yorgun düştü. Tabii Hooijdonk esasında sahanın içindekilere değil, sahanın dışında sorumlu olanlara anlatmaya çalışıp durdu. Bu arada kaleci Rüştü'nün F.Bahçe'deki 9 yılında yapmadığı antrenmanı, anlaşılan o ki 9 ayda Barcelona'da yapıp yeniden futbola başladığını görmek, hem bu kupa, hem de Milli Takım için çok sevindiricidir.