Zar yine tuttu

Sesli Dinle
A -
A +

Böylesi peşin önem taşıyan maçlarda tabii ki gündüz vakti hep sorarlar “Sence ne olur” diye. Ben de cevap olarak “Bir 10 dakika seyretmeden bir değerlendirme yapmam” derim. Peki, bu maçla ilgili 11. dakikada ne dedim kendi kendime “Bu Başakşehir’in F.Bahçe’yi yenme ihtimali hiç yok, buna karşılık F.Bahçe’nin maçı kazanma şansı tabii ki rakibinden çok fazla” idi…

 

Emre’nin forveti yok

 

Emre Belözoğlu’nun takımında forvet yok diyebilir miyiz acaba?

 

Orta sahada yeteri kadar bu etkisiz hücum hattını etkilendirebilecek bir pas dağıtımı ve organizasyonu da yoktu. F.Bahçe’nin hemen hemen eksiksiz kadrosu ise topa sahip olmada, topu kullanmada büyük bir oranla öndeydi ama net pozisyon diyebileceğimiz sadece Volkan’ın çeldiği iki top vardı.

 

Peki, bu maç 0-0’a kilitlenecek miydi?

 

Bu biraz zor bir ihtimaldi bana göre. Çünkü Jesus mutlaka bir zar atacak -bugüne kadar olduğu gibi- o zardan da yine bir gol çıkabilecekti. Nitekim Batshuayi gibi bir golcü kenara alınıp Rossi oyuna girecek, Valencia ile İrfan Can da aynı dakikada Emre ile Pedro’ya yerlerini bırakacaktı. İşte her maçta olduğu gibi atılan bu zar, 84’te Rossi’nin ceza alanı dışından köşeye taktığı golle sonuçlandı.

 

Kartlar nerede Hoca?

 

Bu arada bu maçla ilgili bana göre en dikkat çekici oluşum göğsünde FIFA kokardı taşıyan hakemin Okaka’yı neredeyse yere yatırıp döven F.Bahçe savunmasından tek bir kişiye dahi kart göstermemesiydi. Ama aynı hakem Okaka’ya yapılanların yüzde 20’sinin bile altında olanlara kartını çıkardı.

 

Netice itibarıyla savunmaya saklanan, ön tarafı işlemesi mümkün olmayan elemanlara sahip Başakşehir, doğal olarak maçı kaybedecek, F.Bahçe de öyle veya böyle ev sahipliğini 3 puanla değerlendirecekti. 

 

Maçın adamı: Volkan ve İrfan Can

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.