Ebediyete intikalinin 8'inci yıldönümünde; 8. Cumhurbaşkanımız Turgut Özal'ı hasretle, rahmetle yâd ettik. Kabri başında; gözlerden süzülen yaşlar, dudaklardan dökülen sözler ve gönüllerde oluşan coşku, rahmetlinin karizmasını ve vizyonunu yeniden ortaya çıkarıyor. Ağır bir krizden geçen Türkiye, Özal'ın özlemini yaşıyor. En önemlisi, krizden kurtulmanın çareleri, Özal'ın reçetelerinde aranıyor. ANLAMLI DAVRANIŞLAR Elbette, 8. Cumhurbaşkanımıza gösterilen ilgi, duyulan hasret, çok yerinde ve anlamlı davranışlar. Aslında, Türk milleti geleneksel vefasını sergiliyor. Ancak, Özal'ı sahiplenmek daha doğrusu sahiplenebilmek, O'nun görüşlerini kabullenmek ve tümüyle savunmak gerekiyor. Gerçi, bazı nankör ve kısır görüşlü çevrelere rağmen, Özal'a sahip çıkılmıştır sanırız. Hatta, özellikle ANAP ve Genel Başkanı Mesut Yılmaz'ın gösterişten uzak sahiplenmesi, göz ardı edilmiyor. ANAP'A ÖZDEŞ Ne olursa olsun, ANAP'ın Özal'a özdeş olduğu unutulmuyor. Bu bağlamda; Özal'a karşı vecibelerin eksik kaldığı anlaşılıyor. Yerine getirilen görevlerin, "samimi" bir davranış veya başlangıç olduğu kabul ediliyor. Oysa, O'nun ruhunu şad edecek; dolayısıyla vefatından sonra da vatana, millete hizmetini "daim" kılacak daha birçok faaliyetlerde bulunulması icap ediyor. Bunu da; başta ailesi olmak üzere ANAP ve sevenlerinin gerçekleştirmesi bekleniyor. ÖZAL KÜLLİYATI En azından; Özal'ın ülkeye kazandırdığı vizyonu, mesafeyi, eserleri, projeleri tek tek gün ışığına çıkarılmalı. Görüşlerini teorilerini kapsayan "külliyat" tasarlanmalı, sempozyumlar düzenlenmeli, bilgisayar programları, CD'ler hazırlanmalı. Yeri gelmişken; LDP lideri Besim Tibuk'un girişimlerini, Mehmet Barlas ve Engin Güner'in eserlerini burada şükranla yâd etmeden geçemiyoruz. Ne var ki, bu tür faaliyetlerin yetersiz olduğu görülüyor. Yanlış ve eksik anlaşılmış olma ihtimaline karşı da; Özal'ın gerçek portresi, gerçek vizyonu çekinilmeden, korkulmadan anlatılmalı, dile getirilmeli. Bu arada, Özal'ın isminin istismar edilmemesine, yıpratılmamasına özenle dikkat edilmeli. Her ne kadar bazı çevreler, hâlâ "Özal düşmanlığı" veya "Özal karşıtı" davranışlarını sürdürüp, devrini sulandırmaya çalışıyorlarsa da, Özal'ın icraatlarının tümünün geniş halk tabakalarının yararına olduğu gerçeği sık sık işlenerek, kamuoyu devamlı bir şekilde aydınlatılmalı. RAHMETLE ANIYORUZ Bir fani olduğuna göre, tabii ki, rahmetlinin de hataları, büyük gafları hatta kritik dayatmaları, davranışları olabilir. Ancak hayatını, milletinin ve vatanının esenliğine adadığı da hiçbir zaman belleklerden çıkarılmamalı. 8 yıl geçmiş olsa da, Türk milletinin büyük çoğunluğu Özal'ı unutmayarak, O'nu sevgi, saygı ve rahmetle anıyor.