İlmini dini yıkmada kullananlardan, bir İngiliz biyoloğun oğlu olan Ch. Darwin, "Canlılar, bulundukları muhîte uymak için mücâdele eder. Bu hayât mücâdelesini kazananlar yaşayabilir, kaybedenler ölür. Canlıda tesâdüfen husûle gelen değişiklikler, muhîte uyarak yaşamağı temîn eder" dedi. Buna da çeşidli itirâzlar edildi. Hattâ, Darwin de göz, beyin gibi karışık uzuvların nasıl meydâna geldiğini anlatmaktan âciz olduğunu bildirmiş, bir arkadaşına yazdığı mektûbda, "Gözün teşekkülünü düşündükçe hayretimden tepem atıyor" demiştir. Hollandalı Hugo de Vries, bitkilerde (Saf bir nev içinden, tesâdüfen, diğerlerinden farklı fertler meydâna çıktığını, bunların yeni evsâfının dölden döle geçtiğini) görerek, buna (mutasyon) nazariyyesi dedi. Hâlbuki, mutasyonda yeni uzuvlar meydâna gelmiyor. Bundan başka, göz ve beyin gibi, embriyonun muhtelif tabakalarından hâsıl olan karışık uzuvların teşekkülünü, mutasyon teorisindeki tesâdüfe bağlamak mümkün değildir. İnsaf ehli paleontoloji mütehassısları, "Her tür canlının kendi cinsi içinde değişebildiğini, bir canlının başka türlere dönmediğini" kabûl etmekdedir. Meselâ, birinci zamandaki derisi dikenliler ne ise, şimdikiler de aynıdır. Derisi dikenlilerin, mutasyon ile, omurgalı hâle döndüğü görülmemiş ve buna âit bir fosil bulunmamıştır. Hâlbuki, canlıların yapısında, en basîtinden, en mükemmele doğru, düzgün bir tekâmül bulunduğunu, daha önce İbrâhîm Hakkı hazretleri, (Ma'rifet-nâme) kitabında, misâller vererek yazmış, bunun, türlerin değişmesi demek olmadığını da bildirmişti. Allahü teâlâ, maddeyi, maddedeki değişmeleri inceleyiniz, bunları sizin için yarattım, hepsinden faydalanınız dediği gibi, yavruların nasıl tekâmül ettiğini, hayat hâdiselerini de tedkîk ederek, hepsinin müsbet, muntazam esâslara bağlı olduğunu görüp, varlığımı, büyüklüğümü anlayınız! buyuruyor. İslâm dîninin ilme ve fenne verdiği ehemmiyeti bilmeyen câhil fen taklîdcileri, İslâmiyeti baltalamak, Kur'ân-ı kerîme saldırmak için, fizik, kimya, biyolojik ve astronomik olaylardan, çürük düşünceler, bozuk fikirler çıkarıyor. Bu iftirâlarını, ilim, fen bilgisi diye, gençliğin önüne sürerek müslümân yavrularını aldatıyorlar. Hâlbuki, fennin ilerlemesi, yeni yeni buluşlar, Allahü teâlânın varlığını, bir olduğunu, kudretini ve ilmini daha ziyâde meydâna çıkarmakta, İslâmiyeti desteklemektedir.