Öğretmen ‘hiç’ edilirse!

A -
A +

Herkes eğitilebilir mi?

 

Bu soruyla başlayalım söze. Şahit olduklarımız, duyduklarımız ve yapılan istatistikler bunun mümkün olmadığını gösteriyor. Eğitilemeyecek çocukları zorunlu eğitime tabi tutmak, onları ısrarla okula kapatmak zaman ve enerji israfından başka bir şey değil!

 

Meslek liselerinde de durum sanıldığından daha kötü aslında.

 

Sınavla gidilebilecek hiçbir liseye giremeyen öğrenci genellikle bu okullara yönlendiriliyor. Ancak bu çocuklar teorik eğitimle burada da yüzleşince yine kaos başlıyor ve akademik derslerde ya bu öğrencilerin taşkınlıkları başlıyor ya da büyük bir sessizlik. Çünkü vurup uyuyorlar!

 

Anadolu liselerinin büyük çoğunluğu çoktan meslek lisesi kıvamına geldi ve bu maalesef çoklukla görmezden geliniyor. Düz liselerden hiçbir farkı olmayan bu liselerin büyük çoğunluğunda yine aynı potansiyele sahip, okumak istemeyen gençler var.

 

Birkaç gün önce sosyal medyada dolaşıma giren video milyonlarca insan tarafından izlendi ve büyük bir şaşkınlığa neden oldu. Oysa hiçbir öğretmen buna şaşırmadı zira bu videodakiler gerçekte olanların yanında hiçbir şeydi!

 

Sistemi planlayanlar hiçbir zaman bu sistemin uygulayıcısı olan öğretmenlerin fikrini sormadı. Öğretmenlerin bütün yetkileri zaman içinde bir bir kısıtlandı. Kendini özgürce ifade edemeyen, mesleğini kendi deneyimleriyle dahi buluşturamayan, sorumluluğu sınırsız yetkisi oldukça sınırlı hâle getirilen öğretmenin bu durumu, öğrencilerin gözünden kaçmadı elbette.

 

Arkadaşını döven, sağa sola söven, dersi kaynatan, öğretmenleriyle dalga geçen, devamsızlık yapan öğrencinin okuldan gönderilmesi zorlaştırıldı. Devamsızlıktan sınıfta kalan öğrencinin velisine okula gidip devamsızlıkları silme yetkisi tanındı. Disiplin kurulları öğrenci aleyhine karar vermeye çekinir hâle geldi.

 

CİMER veliler tarafından saçma sapan öğretmen şikâyetleriyle meşgul edildi. İftiralarla dolu bu şikâyetler dikkate alındı ve öğretmen sonunda videodaki Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmeni gibi sessizliğe ve çaresizliğe gömüldü.

 

Hasılı sistemi yürütecek öğretmen yoksa, öğretmen ‘hiç’ edilirse yapılacak her şey büyük bir 'HİÇ’ten öteye geçemez!

 

İlkokul mezunu, eğitimsiz veya farklı mesleklerden veliler öğretmene işini göstermeye başladı. Öğretmen dövüldüğünde yine öğretmen suçlanırken veya olay sümen altı edilirken, kimse ceza almazken, bir doktor dövüldüğünde fail anında hapse atılarak gözdağı verildi!

 

Mesela doktora işini gösteren hasta var mı? Olsa buna gülersiniz değil mi?

 

Ama öğretmene, okul müdürüne işini tarif eden veliler dolu her taraf! Öğretmeni tehdit edenler, okul önünde bekleyenler, CİMER’e şikâyet edenler, çocuğunu 'melek' zanneden milyonlarca veli, sürekli eğitim sisteminin içinde!

 

Anlatılacak o kadar sorun var ki!

 

Bu sistemle iyi öğrenci, ahlaklı vatandaş, düzgün insan çıkarma şansımız yok. Öğretmene geniş yetkiler verilmeli, veliler okuldan uzaklaştırılmalıdır. Gerekirse okulları “Kamu Yönetimi” bölümü mezunları yönetmelidir.

 

Eğitim sisteminde çok ciddi bir dönüşüme ihtiyaç vardır.

 

Öğretmene itibarı geri verilmeli acilen. Öğrenciden de bu kadar imtiyaz geri alınmalı! Koskoca Fatih Sultan Mehmet Han’ı hocalarına teslim eden 2. Murat Han, hocalarına sınırsız yetki de vermişti.

 

“Çocukların psikolojisi bozulacak” sözüyle geldiğimiz noktada bu kez çoğunluğun söylediği söz “çocuklarımız bozuldu” oldu ne yazık ki!..

 

Şimdi yeni baştan “Hoca-Talebe” ilişkisini tesis edecek Türk millî kültürünü bütün veçheleriyle yansıtacak çok ciddi bir eğitim reformuna ihtiyacımız var ve anladığımız kadarıyla o reformu çok yakında hep birlikte görüp yaşayacağız...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.
Abdurrahman Güner 4 Mart 2024 12:59

Üniversitelerde, özellikle bazı vakıf üniversitelerinde de durum çok farklı değil.. "Bizden devlet üniversitelerindeki kadar bilgi ve kullanma becerisini isteyemezsiniz. Biz onun için bu üniversite(!)deyiz, bu üniversite(!)ye naklettik, bizim bitirmemize yardımcı olun." diyen öğrenci(!)ler ve bunu kabul eden, "bizi cimer'e şikâyet ederler" diyerek gerçek, doğru, dürüst öğretim elemanlığını "HİÇ" eden her düzeyde üniversite(!) memur ve öğretim elemanları var. Ne yazık ki.. Çok dikkatli denetim ve icra uygulanması gerekiyor.

Kamil Taş 3 Mart 2024 00:17

Tebrik ederim.Problem sanıldığından çok daha ciddi ve derin. Öğretmen ve idarecilerin seslerini duyurabildiği bir platform varmı? Bilen yazsın lütfen.

Fahri 1 Mart 2024 18:00

Kaleminize sağlık

Aytekin 1 Mart 2024 11:12

Harika tek kelimeyle süper sizi tebrik ederim hanımefendi.Bizler üniversitelerde bile artık aynı sorunla başbaşayız.Her yıl daha da kötüye gidiyor.Saygısız ,ukala laftan nasihatten anlamayan algısı kapalı şımarık bir nesille karşı karşıyayız.Derhal harekete geçilip öğretmene hakettiği değer verilmezse önümüzdeki yıllarda dersler yapılamaz hale gelecektir.Genç eğitimci kardeşlerimin Allah yardımcısı olsun.Başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere tüm büyüklerimizi harekete geçmeye davet ediyorum.Şu anda dibe vurmuş durumdayız daha fazla gecikmeden bir neşter vurulması şart.Zor ama mutlaka dikkate alınması gereken hayati bir konu...

Ordu 1 Mart 2024 07:56

Eline sağlık iki önemli sorun var biri veliler öğretmene kumpas kuruyorlar şikayet ediyorlar iftira atıyorlar öğretmen çaresiz ikinci konu taciz o kadar sulandı i öğretmen çocuğun yanağını okşuyamiyor gerektiğinde ilkokulda alnından öpemiyor okulun duvarına yazıyorlar eğitim çocugu sevmekle başlar sev de12 yılı yersin