Orban: Macaristan Brüksel’in melodisiyle dans etmeyecek!

Batılı devletleri fena kızdırıyor.

 

Sık sık eleştiriyor ve "Batı, avantajını kaybetti" diyor...

 

Geçtiğimiz günlerde Macaristan Başbakanı Viktor Orban Çin Halk Cumhuriyeti’nin başkenti Pekin’de düzenlenen “3. Uluslararası Bir Yol, Bir Kuşak” forumunda konuştu;

 

“Batı rekabet avantajlarını kaybetti, Doğu'nun ekonomisi önemli ölçüde güçlendi ve bu durumda Avrupa'nın bu gelişmeleri engellemek yerine rekabete ara vermemesi, tam tersine Çin başta olmak üzere Asya ülkeleriyle bağlarını genişletmesi gerekiyor" dedi.

 

Konuşmasında yeni dünya düzenine ve Batılı devletlere de çok ciddi bir eleştiri vardı. Batılı bir ülke olan Macaristan, Türk Devletleri Teşkilatı gözlemci ülkesi aynı zamanda. Macaristan Başbakanı Viktor Orban, tarihî genetik olarak kendilerini Hun Kağanı Attila’nın torunları olarak görüyor ve bu yaklaşımını sık sık dile getiriyor.

 

Viktor Orban sadece Çin Halk Cumhuriyeti’nde değil, her fırsatta Avrupa ve ABD’yi yerden yere vuruyor. Yine geçtiğimiz hafta Macaristan’da düzenlenen “1956 Devrim ve Kurtuluş Mücadelesi Günü” etkinlikleri kapsamında yaptığı konuşmada şu ilginç sözleri sarf etti:

 

“Bazen tarih tekerrür eder, ama ne mutlu ki, ilk seferde trajedi olan şey ikinci seferde komediye dönüşüyor. Moskova bir trajediydi, Brüksel ise talihsiz bir modern parodi. Moskova müzik çalıyorsa biz de onunla dans etmek zorundaydık. Brüksel şimdi bir şeyler çalıyor, lakin şimdi istemezsek dans etmeyiz!”

 

Peki ne olmuştu 1956 senesinde?

 

Macar Halkı, SSCB ve komünist sisteme karşı bir ayaklanma başlatmıştı. Bu ayaklanmada binlerce milliyetçi Macar hayatını kaybetmişti. Şimdi her yıl 23 Ekim Macaristan’da “1956 Devrim ve Kurtuluş Mücadelesi Günü” olarak kutlanıyor ve o gün tatil ediliyor.

 

Aslında Macar Başbakanı, AB ülkelerini eski Sovyet Rusya’sına benzetiyor ve sık sık “Macaristan, Brüksel’in melodisiyle dans etmeyecek” diyor.

 

Macar Başbakanı Viktor Orban’ın "Brüksel ve AB Liderleri eski Moskova gibi Macaristan’a davranış kurallarını dikte etmeye çalışıyor! Moskova bir trajediydi, Brüksel ise talihsiz bir modern parodi, Macaristan Brüksel’in melodisiyle dans etmeyecek!" sözleri Brüksel’i çok kızdırdı ve anında cevap geldi.

 

Avrupa Birliği Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josef Borrel, Viktor Orban’a;

 

“1956'daki Budapeşte'yi ve sokaklarındaki Sovyet tanklarını hatırlıyorum ve Sovyetlerin Macaristan'ı işgal etmesiyle Avrupa Birliği süreçleri arasında herhangi bir benzerlik görmüyorum. Kimse Macaristan'ı askerî güçle AB'de tutmuyor" dedi.

 

Son cümlenin Macaristan’a bir gözdağı vermek anlamına geldiğini savunanlar var.

 

AB Temsilcisi Borrel, elbette burada ikiyüzlülük yapıyor. Bugün Gazze’deki vahameti deliler gibi savunan ve bu vahşete ortak olan devletlerin başını kim çekiyor? Brüksel tam olarak ikiyüzlü ve ironik bir yaklaşımla Gazze vahşetini seyrediyor ve arka planda da ön planda da tam destek veriyor.

 

Macaristan Başbakanı Viktor Orban, AB’ın Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya’yı abluka altına alma tutumunu eleştirdiği gibi, AB’nin Çin ile de riskleri azaltma, “ayrılma” kabilindeki yaklaşımlarına sıcak bakmıyor ve uluslararası politikanın karşılıklı bağlantı ve karşılıklı saygı temeline dönmesinin barış ve ekonomik kalkınma için umut getirebileceğine inanıyor.

 

Hasılı Macaristan’ın gerek liderlik gerekse dünya siyasetine yaklaşım ve mevcut durumu okuma ve yorumla perspektifi Türkiye ile benzerlik gösteriyor. Ve aynı zamanda Türkiye’nin çıkarları söz konusu olduğunda pozitif anlamda bir yaklaşımı olan Türk dostu bir lider.

 

Macaristan, her anlamda kendisini arıyor.