Zamanın farkında olmak

A -
A +

Geçen hafta okuyucularımla hasbihâl ederken Zamanı etkin kullanmak için bazı ipuçları vermeyi vaat etmiştim. Şimdi sözümü yerine getiriyorum. O yazıda belirttiğim gibi, üç saatlik seminer veya konferansla yutulacak bir hap bulunmadığını hatırlatmalıyım. Adı üstünde: Zaman, yani ömür. Zaman günün 24 saati, yılın 365 günü, ömrün tamamı demek. Zamanı değerlendirmek ise kişiye özel, parmak izi kadar kimlikle bağlı bir öğreti. Ancak, bazı ortak sorulardan ve tekniklerden yola çıkılarak bu disiplin kazanılabilir. Bu piyasadaki meslektaşlarımızın çoğunda "her derde deva reçeteler" var. Hemen iş plânlamasından bahsediyorlar. Günlük cetveller, haftalık / aylık kutucuklar çiziyorlar. Sonra da bu kutulara yapılacak birtakım işleri yazmayı öğretiyorlar. Müşterileri ister ev hanımları, ister öğrenciler, isterse işçiler ya da patronlar olsun veya siyasetçiler. Fark etmiyor. Hani akla yatkın da geliyor plân yapmak ve ona göre yaşamak. Ama yüzlerce kişiye sordum, kişisel iş planı nadiren uygulanıyor. Kâğıt üzerinde iyi niyetler olarak kalıyor, tozlanıyor. Mesele bir yapılacak işler listesi hazırlamak, sonra da her birini ne zaman yapacağını takvimde bir yerlere yazmak değil. Zamanın niçin yetmediğini bilmek ve istemediğimiz zaman kemiricileri hayatımızdan çıkarmak. Bunun için de ıvır zıvır şeylere ne kadar vakit harcadığımızı bilmek gerekiyor. Zaman kütüğü İşte en zor olanı da bu. Yani günlük, aylık veya yıllık zaman dilimleri için neyin önemli, neyin önemsiz, neyi bizzat yapmamız, neyi başkasının yapması gerektiğini bilmek. İncir çekirdeğini doldurmayan şeylerle ne kadar vakit öldürdüğümüzü fark etmek... Herkes bunları bildiğini sanır. Yüzlerce denemem oldu. Bilenine rastlamadım. İsterseniz deneyin. Mesela son 24 saat içinde neler yaptınız? Ama öyle şunu yaptım, bunu yaptım diye atarak değil: Her birini sırasıyla, hangi saatler arasında yaptınız. Ve de her biri için kaç dakika harcadınız? Yazın bir kağıda. Tam hatırlayamadığınızı, doğru sıralayamadığınız göreceksiniz. Sıralasanız bile ne kadar zaman ayırdığınızı asla bilemeyeceksiniz. Çünkü kaydetmediniz. Zamanı etkili kullanmanın yolu bunu bilmekten geçiyor. Yani gerçekte ne yaptığını bilmekten. Onun için dostlarım, sahiden bu işe varım diyorsanız, hiç vakit geçirmeyin. Hemen bir kâğıt ve kalem alarak, şu andan itibaren uykudan kalkışınızdan itibaren tıraşınız, tuvaletiniz, giyinmeniz, kahvaltınız, işe gidişiniz, işe başlamanız, yaptığınız ettiğiniz ne varsa. Yemekte, çene çalmakta, televizyon karşısında, pencereden boş gözlerle etrafı seyrederken, toplantıda, ziyarette, çocuklarınızla, uykuda... hepsini alt alta yazın. Her birinin karşısına da kaç dakika aldığını.... Bunu böyle yapmazsanız olmaz. Yetmedi. Bu işi bir gün değil, en az on gün, tam doğru istiyorsanız bir ay eksiksiz yapın. Bu kayıt listesi sizin zaman kütüğünüzdür. Siz bütün değerlerinizle, tutarlı ve tutarsız eylemlerinizle bu kütüğün içindesiniz. Yani gerçek kimliğiniz orada. Bundan sonrası kendinizle yüzleşmek... Kendisiyle yüzleşmek yürek istiyor... Çarşamba günü devam edeceğiz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.