Sevgili Cumhurbaşkanımız, belki herkes anlasın iyi niyetiyle, kimi çevrelerin "eski Türkçe" diye adlandırdığı kelimeleri tercih etmiyor; olabildiğince nesebi uydurma, şanı "öztürkçe" kelimeleri seçerek konuşuyor... Ve itiraf etmeliyim ki, bu lisanı anlamakta zorluk çekiyorum. Bu lisan, şiir gibi gerçek Türkçemizin yanında, gürültü kirliliğine sebep oluyor şikayetini hak edecek kadar müzikaliteden uzak ve sevimsiz... Bu da ilgimi Türkçe üzerinde yoğunlaştırmama sebep oluyor. İyi de oluyor... Ahmet Turan Alkan'ın "Tartışmacı Arkadaşlara Başarılar Dilerim" isimli kitabında işaret ettiği üzere, "Dil bir iletişim meselesidir" gibi sefil bir gerekçeyle öztürkçeyi savunmak, neticede yine aynı kitaptan aldığımız şu hükmü doğurur: "Türkçe, adamakıllı bir tercümeyi bile kaldıramayacak kadar takattan düştü. Izdırab odur ki, bu hengamede milli varlığımızın en mühim şubesini değil, bizatihi idrak kabiliyetimizi de kötürüm etmekteyiz." ..... Gerçek Türkçe'nin bir yabancı dil gibi anlaşılmaz hale düştüğünü görmek, kütüphanelerimizdeki eserlerimize yabancılaşmak, üçyüz beşyüz kelimeyle anlaşmaya çalışmak, en ağır krizimiz olması gerekirken, gündemimizi "yürüyüş"ler ve "karşı çıkma" hastalığı işgal ediyor... Türkçe'yi yatağa düşüren virüsün en önemli özellikleri, fikir üretmeyi bloke etmesi, reddetme duygusunu ateşlemesi olarak gözüküyor. ..... Tartışmacı Arkadaşlara Başarılar Dilerim'den seçtiğim birkaç paragrafı "şifa niyetine" paylaşmak istiyorum: "(İyisin hoşsun ama bazen yazdıklarını anlamakta zorluk çekiyoruz) cinsinden kibar ikazlarda bulunan ahbaba karşı hâlâ dilimin döndüğünce mukavemet ediyorum. Hatırlatmak pek de hoş olmuyor ama onlara bir yabancı dili öğrenmek için göze alınan meşakkatin (ana dil)den niçin esirgendiğini soruyorum; her kütüphanenin temel direğini teşkil eden lügatlerin niçin hâlâ basıldığını, satıldığını ve tavsiye edildiğini anlatmaya çalışıyorum." ..... "Benim nokta-i nazarıma göre anlaşılır ifade, içinde bilinmeyen kelimelerin bulunduğu bir ibare hakkında sarf edilmemelidir; ancak içindeki bilinmeyen kelimenin lügat karşılığı öğrenildiği halde bile çözülemeyen cümle bu kabil ithamlara layıktır." ..... "Rahmetli Cemil Meriç'le yeni tanışan genç okuyucuların, üstadı okurken aldığı lezzeti kesintiye uğratabilecek yegane husus, zengin kelime dağarcığı itibariyle ara sıra lügate müracaat etmekten ibaret kalır. Esasen buna lezzet kesintisi demek bile bühtan sayılır; sizi lügatlere ve emsali kaynaklara gönderen yazar aslında sizin lisanınızı inşa ve tahkim ediyor demektir; müteşekkir olmanız gerekir." ..... Tartışmacı Arkadaşlara Başarılar Dilerim/ Ahmet Turan Alkan/ Timaş Yayınları/ 0212 665 35 56